Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Denizle sürekli haşır neşir olmama rağmen nedense, Pasaport’tan her vapura binişte, ‘Bir gün vapur batar mı’ diye içimden geçerdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şehir hatları yolcu vapurlarından İhsan Alyanak’ın deniz fenerine çarparak batmasından sonra bir süre benim gibi düşünenlerin sayısı artacaktır.
Ne de olsa 300 yolcu büyük bir hayati tehlike geçirdi.
Kazanın ardından, yeni vapur ve katamanların alınmasının neden bu kadar geciktiği, eski vapurlarla taşımanın ne kadar doğru olduğu tartışılmaya devam ediliyor.
Başkan Kocaoğlu bu konuda 2007’den bu yana aldıkları kararları, yaşadıkları süreci anlattı, bürokrasiye nasıl takıldıklarını aktardı.
Ancak bu tartışmalara, Büyükşehir Belediyesi eski Başkanlarından Dr. Burhan Özfatura farklı yaklaştı.
Özfatura arayarak, “Neden körfezde yolcu taşımacılığını Belediye yapıyor? Koşullar oluşturulsun özel sektör bu işi başarıyla yapar” dedi.
Özfatura, belediyede, benim çalıştığım dönemleri de anımsatarak, “Hatırlarsan, o yıllarda vapur taşımacılığını özelleştirmeyi aklıma koymuştum, Ziya Kaptan şirketiyle anlaştık, iki gemi getirdi ve gayet başarılıydı. İleride tüm taşımacılığı özel sektöre devretmeyi düşünüyordum ancak seçimleri kazanamayınca bu fikri uygulayamadık.”
Başkan hatırlatınca anımsadım.
Hatta iki tekne geldiğinde, bandolu mızıkalı bir tören düzenlemiştik.
Daha sonra Başkan Piriştina deniz taşımacılığını, İstanbul’dan eski vapurları da satın alarak tamamen belediye bünyesine aldı. Özfatura bugün yaşanan sıkıntıları o dönemdeki kararların yanlışlığına bağlıyor ve “Bu durum Kocaoğlu’nu da zorda bıraktı. Yüksek bedel ödenerek yeni alınmış, eski gemilerle yolcu taşımak zorunda kalındı” diyor.
Burhan Başkan bu konuda bir ayraç daha açtı. “Büyükşehir Belediyesi sorunu aşmak için katamaran alımına karar verdi ancak yanlış yapılıyor. Başkanlığım döneminde hem kuzey ülkeleri hem Avustralya’da inceleme, yönelim araştırması yaptık. Uzmanlar gelerek, içkörfez taşımacılığında katamaranın uygun olmadığına, küçük süratli teknelerle yolcu taşınması gerektiğine dair rapor verdiler. Katamaran iç körfezde yolcu taşımak için doğru değil, özel iskeleler gerektiriyor ve o maliyetle başa çıkmak zor.”
* * *
Bürokratik sıkıntılar ve Hazine garantisi alınamaması nedeniyle başa dönülen deniz otobüsü alımlarında yeni sipariş mi verilmeli yoksa belediye deniz taşımacılığını, denetim hakkı elinde kalarak, özerkleştirmeli mi ?
İstanbul’da İDO özelleştirildi.
İDO özelleştirme ihalesini 861 milyon dolarlık teklifle Tepe-Afken Grubu aldı. İhaleye özel sektör yoğun ilgi gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi hem gelir elde etti hem de üzerindeki önemli bir işletme sorumluluğundan kurtuldu.
Özelleştirme Nisan ayında yapıldığı için bu değişimin yolcu taşıma ücretlerine etkisinin ne olacağı henüz belli değil.
* * *
Bugün İzmir’de otobüs ve vapur taşımacılığı ‘Kent kart sistemiyle’ ortak yapılıyor. Kar amacı güdülmeden vatandaş için düşük ücret belirleniyor.
Özel sektöre geçildiğinde, aynı bakışla taşımacılık yapılabilir mi ?
DTO İzmir Başkanı Geza Dologh ise İzmir’de, vapurla yolcu taşımanın henüz erken olduğunu belirtiyor. Dologh, “İstanbul’da mesafeler uzun olduğu için özel sektör bu taşımacılığı yapabileceğini gördü. İzmir’de ise aynı mesafe yok. Taşımacılık bir kamu hizmetidir. Bu nedenle bir süre daha belediyenin bu taşımacılığı yapmasında yarar var.” diyenlerden.
* * *
Şimdilik elimizdeki tek özel sektör deneyimi Karaburun -Foça arasındaki seferler. O da küçük katamaran ve sürekli değişen tarifelerle durumu pek içaçıcı gitmiyor.
Ancak batan İhsan Alyanak Vapuru da gösterdi ki, belediyenin yüzlerce ağır görevi arasında deniz taşımacılığını bürokrasiye takılmadan yapması kolay değil. Tartışmalar sürerken, ‘Büyükşehir Belediyesi’nin denetimi altında bir özerkleştirme modeli olabilir mi ‘ sorusuna da yanıt aranmalı.
Nasılsa er ya da geç bu soru karşımıza çıkacak.