İKİ ayrı arkadaşımın başına, aynı olay geldi.
Bir gün Emniyet Müdürlüğü Oto Hırsızlığı Bürosu tarafından arandılar:
“Arabanız çalıntı, el koyuyoruz. Elinizdeki tüm evrakları getirin”
Biri arabasını 1,5 yıl önce, diğeri neredeyse 3 yıl önce almıştı.
İkisi de gelen telefonla şok yaşadı.
Arabalarına el koyulacağından ürktüler ve ürkmeleri sonucu değiştirmedi. İkisinin de arabasına el konuldu.
Biri davayı açtı, diğeri karşı tarafla anlaşamazsa ki, hala karşı tarafı bulmak için iz sürüyor, dava açmaya hazırlanıyor.
İki arkadaşım da arabalarını sağlam yerden aldıklarını düşünüyordu, tüm işlemler de sonuna kadar yapılmış, harçlar ödenmiş, ruhsatlar alınmıştı.
* * *
Bu kazaya uğrayan ilk arkadaşıma verdiğim, “Canım olur mu hiç, herşeyin yasal, arabanı nasıl elinden alırlar, panik yapma inceledikten sonra geri vereceklerdir” telkinleri de böylece fos çıkmış oldu. İkincisinde tabii ki tecrübeliydim. “Panik yapma olabilir, arabaya el koyabilirler. Aldığın kişiye dava açarsın.”
Karşıdan ağlamaklı ses geldi.
“Sen o davaların kaç yılda sonuçlandığını biliyor musun?”
* * *
Konuya yakın olanlar sistemi biliyor. Benim gibileri aydınlatmak ise bana düştü.
Asayiş Müdürlüğü yetkilileri; bugüne kadar ekonomi dünyasına yakın olup, emniyet dünyası ile karakola kayıp cüzdan bildirmekten başka teşviki mesaisi olmayan beni şaşırtacak yaklaşım sergilediler.
Konu ile ilgili bilgi verirken, araba alım satımlarında dikkat edilmesi gerekenleri de yoğun işlerinin arasında zaman ayırarak anlattılar.
* * *
Sistem çoğunlukla, ağır kaza yapmış, büyük hasar görmüş, ekonomik ömrünü tamamlamış araçlar üzerinden işletiliyor. Bu araçları toplayan şebeke, araçları çalan şebekeye haber gönderiyor. Benzer model araç bulunuyor, takip ediliyor çalınıyor. Gerekirse ağır hasarlı aracın rengine boyanıyor, change (değişim) yapılıyor.
Aracın motor ve şasi numarası da diğer araca uygun ‘çakma’ olarak değiştirilince, bu numaralar ruhsattakilerle birbirini tutmuş oluyor.
Arabanız hazır, pırıl pırıl ruhsatınız da var.
* * *
Aslında bu sorun İzmir’de, ekiplerin mücadelesiyle büyük bir azalma kaydetmiş. 2006’da İzmir genelinde 3 bin 350 araç çalınırken, rakam 2007’de bin 400’e kadar düşerken, 2008’de bin, 2009’da 760 çalıntı araç vakası yaşanmış.
İstanbul’da bir yılda 10 bin araç, Ankara’da günde 13 -14 araç çalınırken İzmir’de sayı günde 2’ye kadar düşmüş durumda.
Bunda en etkili pay, İzmir’de güçlü bir Oto Hırsızlık Masası’nın olması. Ekip, şebekeleri artık avucunun içi gibi biliyor.
Ancak arabalar daha çok İstanbul ve Ankara’da çalınıyor.
Ve Egeliler de elbette bundan etkileniyor.
* * *
Türkiye’de oto hırsızlığı ile mücadele teknikleri eğitimi alan sınırlı sayıda uzmanda bu ekipte görev yapıyor. Yetkiler önemli uyarılarda bulunuyor:
- Araçlar aydınlatılması zayıf olan yerlere park edilmemeli,
- Düz vitesli araçlarda üçlü, otomotik vitesli araçlarda ikili pedal kilidi kullanılmalı,
- İnsan sirkülasyonunun az olduğu yerlere park yapılmamalı,
- Kısa süreli de olsa kontak üstündeyken araç bırakılmamalı,
- Güvenilir yerlerde tamir ve yıkama yaptırılarak kontaktan kopyalanma engellenmeli,
- Alım satım öncesi Makina Mühendisleri Odası’nda motor şase numarası orjinalliği incelemesi yapılmalı,
- 5664’e mesaj atılarak, Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi’nden (TRAMER) aracın geçirdiği kazalarla ilgili detaylı bilgi alınmalı.
* * *
‘Cana geleceğine mala gelsin’ diyoruz ama mala gelen de çok can yakıyor.
Üstelik araştırdığımda bir başka tablo daha karşıma çıktı. Bu suçların ne yazık ki ağır cezaları yok. Belki de mala karşı işlenen suçların kaderi bu. Kanunda change işleminin net bir tanımı bulunmuyor.
Bu konuda yasal bir çalışma yapılması gerekiyor.
Evet, ekiplerin özverili çalışmasıyla İzmir’liler rahat olsa da, her an ulusal ağa takılmak mümkün.
Bu arada, ben yine ekonomiden uzaklaşmamışım aslında.
Oto hırsızlığına karşı mücadelenin bulunduğu odadan çıkarken başımı kaldırıp bilgi aldığım bölümün adına bakıyorum;
“YAN-DOL” yani yankesicilik ve dolandırıcılık.
Polis arkadaşlar gülümseyerek, “Dilek Hanım bu da günümüz ekonomisi” diyorlar.
Günümüz ekonomisi ağlarına takılmamak için dikkatli ve tedbirli olmakta yarar var!