İZMİR’DE uzun zamandır konuşulan, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ile Fransız teknoloji bölgesi işletici şirketi CICOM’un ortaklığında Urla’da kurulacak teknoloji bölgesi için Fransızlar, üniversitenin esaslarını belirlediği modeli kabul etti.
Üniversite tarafından belirlenen sözleşmenin hazırlanmasındaki esaslara uygun olarak CICOM sözleşme taslağını üniversiteye gönderdi.
Sözleşme taslağının üniversite tarafından da kabul edilmesinin ardından her iki tarafın katılımıyla ortak çalışma grubu oluşturulacak. Çalışma Grubu’nun ana sözleşmeyi tamamlayarak çalışmaları yaklaşık bir ay içinde imza aşamasına getirmesi bekleniyor.
Başından beri projeye önderlik eden Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) Başkanı Cemal Elmasoğlu, bu aşamayla birlikte “Teknoloji Bölgesi” kurulmasına artık kesin gözüyle baktıklarını söylüyor.
Bugüne değin birçok sıkıntı yaşandığını vurgulayan Elmasoğlu, İzmir’in 35 yılda yaklaşık 25 milyar dolarlık bir yatırıma silikon vadisiyle kavuşacağına inanıyor.
İzmir Yüksek Teknoloji Enistitüsü Rektörü Prof. Dr. Zafer İlken de, Fransız işletici şirketten mail yolayla 15 sayfalık sözleşme taslağını aldıklarını söyledi. Taslakta 7 adet ekten söz edildiğini ancak kendilerine henüz bu eklerin gelmediğini belirten Prof. İlken, taslağı avukatları aracılığı ile inceletmeye başlattıklarını belirtiyor.
Sözkonusu taslağın, CICOM tarafından kendilerine ulaştırılan en ciddi çalışma olduğunu aktaran rektör, eklerde de bir sorun oluşmaması halinde hemen çalışma gurubu oluşturacaklarını vurguluyor.
Evet kuruluş için artık zamanın az kaldığını söylemek mümkün.
Umarız son incelemelerde de pürüz çıkmaz ve yıllar sonra İzmir adına milyar dolarlık yatırımlardan, yeni bir hareketlenmeden nihayet söz edebiliriz.
Özyeğin, konut atağına Eylül’de başlayacak
TEKNOLOJİ Bölgesi için sevindirici gelişmeyi aslında, EGİAD’ın Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin’in konuşmacı olduğu 61. Ege Toplantısı’nda aldık. Ardından Rektör’le görüşerek, gelinen aşamayı teyit ettik. Bu arada İzmir’de doğan, çocukluğu Kordon’da geçen Türk işdünyası’nın güçlü ismi Özyeğin’den de güzel bir dünya ekonomi panoraması tespiti dinledik. Konuşmaları, ulusal başarı için küresel gelişmelere hakim olmanın gerekliliğini ortaya koydu adeta. Avrupa’nın geleceğinden tereddütlü olan işadamı Türkiye’nin geleceğini ise parlak görüyor. Daha ağır ekonomik şartlar beklemediğini anlatan Özyeğin, Bergama’da başlattığı rüzgar enerjisi yatırımlarına ek olarak İzmirliler’e, Eylül ya da Ekim ayında kapsamlı konut atağı başlatacakları müjdesini de verdi. Tabii bu müjde İzmir için biraz geç bir müjde. Grup daha önce açıkladığı Mavişehir’de kendi arazileri üzerinde yaklaşık 500 konutluk yatırımı ekonomik kriz nedeniyle ertelemişti. Ancak yatırım tarihinin belli olması, ülkenin önde gelen gruplarının yavaş yavaş önlerini görmeye başladıklarının işaretini vermesi açısından da sevindirici.
Müjgan ve ben ağlaşırız
“Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
o mahur beste çalar müjgan’la ben ağlaşırız...”
BİZLER hayret etmiş ve içimizde bir sızı ile gülümsemiştik öğrendimizde Müjgan’ın sırrını ve kimbilir daha kaç kuşak yüreğinde sızıyla öğrenecek.
Dün 6 Mayıs’tı. 3 gencin idamlarının üzerinde geçen süre çoktan yaşlarını geçti. Zaman, söylenecek sözlere yeni sözler, yanıtı aranacak sorulara yeni sorular ekledi.
O acıların ardından geçen yıllar keşke birileri, bazıları, bir kısmı için değil, toplum adına herşeyi daha güzel yapabilseydi..
Ve keşke müjgan da, Atilla İlhan’ın sevgilisi olarak olsaydı...
Öyle olmadı ve müjgan aklımızda hep Atilla İlhan’ın anlattığı gibi kaldı.
“Kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Deniz’lere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı... Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra; Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız o mahur beste çalar müjgan’la ben ağlaşırız... Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm”
Müjganın eski dilde “kirpik” anlamına geldiğini öğrendiğimizden bu yana geçmişteki haksızlıkları zaman zaman müjganla buluşarak anıyoruz.