Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

İZMİR, Çin’de 10 yıl sonra düzenlenecek EXPO’ya evsahipliği yapmanın peşinde koşarken, kente en çok yakışacak, bugüne kadar yüzümüze gözümüze bulaştırdığımız İktisat Kongresi’ni düzenlemek yine bir başka bahara kaldı.
Oysa tarih, ülkenin iktisadi gelişiminin merkezini İzmir’e misyon olarak yüklemişti. Kıymetini hiç bilmedik. Sahip çıkamadık.
İlk iktisat kongresinin ardından, üç kongre daha düzenlendi.
Hepsi birbirinden beceriksizceydi. Bırakın dünyayı, kendimiz bile etkilerini duymadık.
Düzenlenecek iktisat kongreleriyle İzmir, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı ekonomistlerini, uzmanlarını burada toplayabilir, özellikle son yıllarda global dünyanın nabzı ekonomi üzerine atarken, ülke ve uluslararası iktisat stratejilerini masaya yatırabilirdik. En azından İstanbul’la bu alanda yarışacak kongrelere imza atabilirdik.
Son yıllarda aklımız başımıza biraz geldi. İktisat Kongresi’ne özel Başkent çıkartmaları yaptık, İktisat Kongresi İzmir’de düzenlensin talepleriyle hükümet yetkililerinin önüne çıktık, 2011’de İktisat Kongresi İzmir’de düzenlensin kampanyası başlatıldı.

Cumhurbaşkanı’nın talimatı var
Nihayet, İzmir Kalkınma Ajansı’nın son yönetim kurulu toplantısına bu konuyu tartışmak üzere Devlet Planlama Teşkilatı’ndan yetkililer katıldı. İZKA Yönetim Kurulu Başkanı, Vali Cahit Kıraç başkanlığında toplantı yapıldı. Ancak DPT yetkililerini 2011 yılı için ikna etmek mümkün olmadı.
İzmir Kalkınma Ajansı’nın da güçlenen varlığı ile DPT’ye evet dedirteceklerini düşünen İZKA Yönetim Kurulu üyeleri hayal kırıklığına uğradı.
Vali Kıraç’la görüştüm. Toplantıda DPT temsilcileriyle birlikte konuyu ele aldıklarını vurgulayan Vali, DPT’nin henüz bu çalışmaları olgunlaştırma aşamasında olduğunu belirterek, toplantıdan net tarih çıkmadığını söyledi. Ancak kurumun çalışmaları bundan sonra hızlandıracağına inandığını söyleyen Vali Kıraç, “İktisat Kongresi’nin yapılması Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıdır. DPT’den tarih çıkmasını ve sürenin uzamamasını bekliyoruz. Tarih netleşince İzmir Kalkınma Ajansı olarak çalışmaları yakından takip edeceğiz” yorumunda bulundu.
Eğer DPT, 2011 takvimine İktisat Kongresi’ni alsaydı, bu takvim sözkonusu toplantıda netleşmiş olurdu.
Sorun, defalarca Ankara’ya çıkartma yaparak seslenen İzmirliler’in çağrısını DPT’nin kaale alıp almamasında değil.
Bu kadar beklenmiş, bir iki yıl daha beklenir.
Ayrıca geçmiş yıllardaki gibi sönük yapılacaksa, yapılmaması da daha iyi.
Ancak İzmir, tarihten gelen misyonunun peşinde koşamaz, onu dahi sürdüremezken, yetkililerin Çin’de heyetler halinde hala EXPO peşinde koşuyor olmaları da doğrusu tuhaf geliyor.

Haberin Devamı

Duymak is-te-mi-yo-rum...
Çin’den müjdeli haberler geliyor. Ey millet, müjde büyük.
İzmir Çin işkencesi çekerken, tepe yöneticilerimiz Çin’de 2020’de Expo’ya aday olacağımızın sinyalini verdiler.
Ne kadar mutlu olduk anlatamam, kelimeler yetmiyor!
Şangay EXPO’sunda 2020 adaylığı için nabız yoklamışız.
Tesadüf, aynı saatlerde İzmir’in nabzı da hayli hızlı atıyordu. Metro çalışmaları başladı, kent trafiği kilitlendi. Kentin batı tarafı, kendine harita çıkarttı. ‘En kısa zamanda işime nasıl giderim’ haritası.
Şimdi diyecekler ki, kent şantiyeye dönsün, metro tamamlansın istiyordunuz, sıkıntı çekmeden nasıl olacak bu işler?
Doğru sıkıntı çekmeden olmaz ama bir de sıkıntıya karşı önlemler almak vardır ayrıca o sıkıntının da bir süresi vardır.
Haydi bunları da unutunuz ama hiç değilse aynı süreçte, “İki yılımızı verip, katır yüküyle para harcadığımız 2015 Expo’sunu” kendi hatalarımızla kaybetmişken, 2020’ye aday olacağımız, Çin’den müjde diye verilmez.
Her zaman kentin uluslararası tanınmışlığına inanan, vizyonun bu yönde çizilmesi gerektiğini düşünen ben, EXPO kelimesini, açıkça şimdi duymak istemiyorum. İs-te-mi-yo-rum çünkü:
* Geçen adaylığımızda ilk iki tanıtımda lise düzeyinde yaptığımız sunumları,
* Birbirine giren, Milano ile yarışacaklarına birbiriyle yarışan biri Eyfel’de yemek verirken diğeri Nice sularında tekne partisi düzenleyen yetkilileri,
* Kendi bölünmüşlüklerimizi,
* Yabancı dil bilmeyenlerin Barbados, Seyşel adaları diyerek dünyanın 105 ülkesini turlamalarını,
* Yarısı gereksiz harcanmış milyon dolarları,
* Bu organizasyonun en çok kazananının, defalarca alışveriş merkezlerini, restoranlarını dolduran heyetlerle Paris olduğunu unutamıyorum.
Yine de aday olmayalım demiyorum. Elbette tecrübeler çok işe yarayacaktır. Gidin aday olacaksanız da olun ama tantanayla burada iş yapıyoruz havasında değil.
En azından halkın başkanı Aziz Kocaoğlu, halkı eziyet çekerken ya yanında olmalı ya da geçmiş EXPO deneyimlerini gözönünde tutarak, kesinleşmemiş sonuçlarla prim yapılamayacağının farkına varmalı.