GEÇEN pazar günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Raylı Sistem açılışında bir araya geldiler ya, o gün bir izlenimim vardı.
Paylaşamadım, içimde kaldı.
Metro- raylı sistem yapımı sürerken, birbirine çelme atmaktan çekinmeyen devlet kurumları ile belediye, sonunda ulaştıkları kurdeyala sevinirken, liderlerin aklı seçimdeydi.
“Avrupa’nın yaklaşık elli yıl önce bitirdiği hafif raylı sistemi, tamamladık diye sevinmek bir yere kadar, liderlerin aklı fikri seçimde olması normal” diyeceksiniz ama yine bir seçim ve yine bana göre seçim sürecinde çoğu boşa harcanacak milyonlar, açıkçası gözümün önünden aktı.
Başbakan’a ultra koruma önlemi alınmıştı. İzmir’de iki bin polisten oluşmuş bir ağ. Başbakan’ın etrafında kimi son model Hammer’ların içinde kimi motorsikletlerinde CIA tarzı giyinmiş yüze yakın polis.
Etrafta arabalarıyla gelmiş bine yakın partili. Ayrıca metroyla, raylı sistemle bugüne kadar hiç ilgilenmemiş yüzlerce aday.
Başbakan ayrılırken bir ara polis ordusu öyle hızla geçti ki etrafımızdan iki milim yaklaştın, ezip geçerler.
* * *
Bu sahneleri çok gördüm ama galiba yıllar geçtikçe daha çok koyuyor. Türkiye’de, zar zor elde edilen kamu tasarrufu, en geç üç yılda bir ya yerel seçim ya da genel seçimlerle eriyor.
Gördüklerimiz harcamaların bir kısmı, çoğu harcamanın hesabı yapılamıyor. Kamunun kaynakları, trilyonlarca liralar gözümüzün önünden akıp geçiyor.
Benzin her gün daha pahalı hale gelirken o gün Başbakan’ı karşılamaya ne kadar kamu yöneticisi varsa resmi plakalı araçlarla geldiler.
Özellikle bürokrasideki isimler, iktidar partisinden aday olmak için kuyrukta.
* * *
Amerika’da seçimler havalı geçmesine rağmen çoğunlukla dışarıdan, fonlarla desteklenir. Avrupa ülkelerinde gelişen iletişim teknolojisi kullanılıyor, bizdeki gibi mitinglere artık Bulgaristan, Romanya’da bile rastlanmıyor. Türkiye’de sürekli kamu kesesinden gelen, düğün bayram.
Elbette seçim önemli, hele gerçek demokratlaşma ve sivilleşmeden umutlananlar için bu seçim çok önemli.
Ancak iletişim çağında yararlanacak kaynaklar çoğalmışken, mitingler, birbirinden havalı toplantılar, halkı galeyana getirecek meydan toplantıları ve bu arada boşa akacak trilyonlar, artık yalnızca gözümüze değil, yüreğimize de batıyor.
GENEL seçimlerden önce biz İzmirliler’in önünde bir seçim daha var. Gerçi bu seçim, şimdilik pek heyecan yaşatacak gibi görünmüyor. Son anda bir sürpriz olmazsa halef ve selef net.
Bu kez Egeli Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD), 31 Mart’ta seçime gidiyor.
Son aylarda yaptığı politik söylemli çıkışlarla adı sık duyulan Başkan Sıtkı Şükürer koltuğunu, Ege işdünyasının yakın tanıdığı ve sevdiği bir isim, TÜSİAD eski yönetim kurulu üyesi Bülent Akgerman’a bırakacak.
Akgerman, harıl harıl, yönetimde birlikte çalışacağı ekibi hazırlıyor. Bir yandan ESİAD’ın ağalarını üzmeyecek, öte yandan vizyon sahibi, yeni isimleri yönetime kazandırmaya çalışıyor.
Akgerman, yönetim kurulu üyelerini netleştirdikten sonra arkadaşlarıyla paylaşarak hedeflerini açıklayacağını belirtiyor.
Şükürer’in ise yolu, bize göre, siyaset meydanına çıkacaktır. Şükürer, her ne kadar son çıkışlarını siyaset için yapmadığını belirtse de iktidar partisinden aday olma şansı yüksek.
* * *
Cumhuriyet sonrası laik sistem anlayışının demokrasi üzerine tahakküm yarattığı düşüncesini Şükürer yeni değil geçmiştede söylerdi. Ama son aylarda düşüncelerini altını çizerek söylemesi, pazar günü Yüksek İstişare Kurulu toplantısına Başbakan’ı davet ederek, bu düşüncelerinin yanına, Hükümet’in ekonomi politikalarına sıfır sorundan söz ederek destek vermesi ve demokrasi idealini anlatırken, gazetecileri “Silivri toplama kampı”nda (!) toplamaya dönüşen gelişmelere değinmemesi, onu AK Parti’nin ısrarcı olacağı isimlerden biri haline getirecektir.
Şurası da kesin ki; AK Parti’nin İzmir’de yenilemek için hayli çaba sarfettiği vitrinine çarpıcı bir isim olurken, siyaset dünyasının kazanacağı önemli beyinlerden biri olur Şükürer...
ESİAD’a yeniden dönersek, ‘aday şimdiden belli heyecanı az’ dedik ama yönetim kurulunun 11 üyesinden 7 ya da 8’inin değişmesi bekleniyor.
Kulislerde yönetime ilk kez girecekler arasında Bakioğlu Holding Genel Müdürü Erol Narin, CMS Genel Müdürü Ünal Kocaman, Philip Morris Kurumsal İletişim Müdürü Arzu Amirak gibi genç ve vizyon sahibi isimler konuşuluyor.
Ayrıca Akgerman’ın vizyonu ve heyecanı da dikkate alınırsa, ‘ESİAD’da heyecan, seçim sonrasına kayacak demek’ yanlış olmayacaktır.
Akgerman kimdir?
Çimentaş’ın kurucularından Akgerman ailesinde 3. sanayici kuşağı temsil eden Bülent Akgerman, Ege Genç İşadamları Derneği(EGİAD) Başkanlığı, TÜSİAD yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Birçok dernek ve sivil toplum örgütünde de görev alan Akgerman, halen aile şirketi olan AKG Grup’ta Yönetim Kurulu Başkanvekilliği görevini sürdürüyor.