Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önceleri önemini yazdık, ardından eksiklerini anlattık, son yazılarımızda ise mesajlarımız “Artık bir an önce şu yasayı çıkartın” yönünde oldu.
Konuyu yakın takipteyiz çünkü ülkenin de, bölgenin de geleceğini yakından ilgilendiriyor.
“Yenilenebilir Enerji Kanun Teklifi olarak bilinen 2/340 Esas Numaralı Yasa Teklifi’nden söz ediyorum.
Bu yasa rüzgarından güneşine,jeotermalinden biyokütlesine, hidroliğine ciddi boyutlara varan enerji kaynaklarımızın kullanımını adeta patlatacak.
Yalnızca Ege Bölgesi’nde; gelecek yatırımlar ve yan sanayii ile birlikte 10 milyar dolarlık bir ekonomik hamle yaratacağından söz etmiştik.
Bu kadar beklenen kanun teklifi hep ertelendi. Sürekli bir başka gerekçe karşımıza çıktı.
Asıl gerekçenin, petrol ve doğalgaz lobilerinin baskısı olduğunu bile bile detaylarla uğraşılarak zaman geçirildi.
Oysa geçen yıl bu aylarda, tasarı Komisyonda muhalefeti ve iktidarıyla kabul görmüş, çıkartılmasına ramak kalmıştı. Manidar bir şekilde teklif Meclis’te bir Bakanın karşı çıkışıyla gündeme alınmadı.
Aradan bir yıl geçti, bu süreçte meslek odaları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, sanayiciler Yenilenebilir Enerji Hakkında Kanun Teklifi ısrarından vazgeçmedi.
Biz de kalemimizle yanlarında olduk.
Teklifte en önemli iki unsur var: birisi, üretim tesis tipine göre alım garantisine esas fiyatları tanımlaması. Yüzlerce yatırımcı yatırım için bu fiyatları bekliyor.
Diğeri ise yurtiçinde gerçekleştirilecek imalat kalemlerinin oranına göre enerji alımında Devletin katkı sağlayacak olması. Bu yenilenebilir enerjiye dair makine,cihaz ve ekipman üretecek ana ve yan sanayilerin ülkede oluşması, güçlenmesi anlamına geliyor.
Sözlü yasa teklifi, yıllardır petrole milyarca dolar döviz akıtan, enerjide kurtuluşu nükleer tartışmalarında bulmaya çalışan ancak kendi yerli ve yenilenebilir enerji kaynak potansiyelinin önünü tıkayan bir anlayışın son bulması olacaktır.
Şimdi önümüzdeki hafta bu kanun teklifinin yeniden Meclis’e geleceği açıklandı. Devlet alım garanti fiyatlarının ve yerli imalatı teşvik fiyatlarının geçen yıl sunulan teklifteki miktarların altına çekilmesi bekleniyor. Buna rağmen herkes teklifin bir an önce gündeme alınmasını istiyor.
Bakalım bu kez ne olacak?
Söz konusu teklif geçtiği takdirde Ege Bölgesi’nin özellikle çehresi değişecek. Ege’nin eğitim gücüne yakışır önemli bir istihdam yaratılacak. Tüm milletvekillerinin ve özellikle Ege milletvekillerinin konuyu yakından takip etmesinde, öncülük etmelerinde yarar var.
Evet, “Petrol ve doğalgaz lobileri” ile “Yenilenebilir enerji sektörü” nün son raundu önümüzdeki hafta görünüyor.
Tabii altlarından halı çekilir, sahne ayaklarının altından kaydırılmazsa.


Devlet alım garanti fiyatları
Yenilenebilir Enerji Kaynağı’na dayalı üretim tesislerinin ürettiği elektrik enerjisi garanti alım fiyatları şöyle öngörülüyor:
Rüzgar enerjisinde ...5 Eurocent/kWh,
Güneş enerjisinde.....13 Eurocent/kWh,
Jeotermal enerjide.....8 Eurocent/kWh
Ayrıca teklifteki en önemli düzenleme “Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik eldesi için yurt içinde imalatı yapılacak makina, cihaz ve ekipmanlara yerli katkı ilaveleri” bölümü. Böylece yerli sanayinin doğması, gelişmesi ve istihdama katkı sağlamasının önü açılıyor.
Bu katkı da; güneş için: 2 Eurocent/kWh diğer yenilenibilir enerji kaynakları için 1 Eurocent/kWh alım garanti fiyatlarına ilave olarak öngörülmüş durumda. Ancak bu fiyatların özellikle güneş enerjisine dayalı üretimde ilk yatırım maliyeti yüksek olduğundan arttırılması talep ediliyor.


EXPO olsun, yeter ki maşa olmasın
İzmir Kalkınma Ajansı 2020’de EXPO’ya aday olmak için Ankara’da temaslarda bulunulması yönünde temenni kararı aldı.
2015’teki rakibi Milano’nun EXPO konusunda hayli sıkıntı yaşadığını öğrenen İzmir, “Milano EXPO’dan vazgeçer mi” diye sormaya başlasa da bu ihtimal çok zor, farkında.
Gerçekçi umut, 2020 için.
İzmirli yetkililer haklılar, yanlışıyla eğrisiyle büğrüsüyle önemli bir deneyim elde edildi.
Kentin yeniden adaylığına karşı değilim. Uluslararsı organizasyonların karşılığı her zaman başkadır. Dünyada İzmir’in yerini bilenlerin sayısına milyonlar ekler.
Değerlendirmek gerekir, ama... Burada kocaman amaaa var.
n Metroyu 10 yılda bitiremez, işkenceye dönüştürken, “dünya yıldızı olacağız” diye oyalanacaksak
n Yapılması gerekenleri EXPO’nun üzerine atıp, Hükümetten gelecek finansla yapalım deyip bekleyeceksek
n Kendi vizyonumuzu kurmaktan aciz, bizi EXPO kurtaracak diyeceksek
n Daha önce oy istemek için gittikleri Seyşel Barbodos adalarında, makarna istemeyi beceremediklerini esprilerle anlatanlarla yine EXPO için oy isteyeceksek
n EXPO’yla elma şekeri gibi oyalanırken, gerçekleşmediğinde elimizde sap kendi sorunlarımızla başbaşa kalacaksak
n Kentteki tek faaliyet olarak, EXPO heyeti ‘şuraya gitti buraya gitti’yi duyacaksak... Bu rüyadan erken uyanmakta yarar var.
Bir rüyanın peşinde koşarken, eskisi gibi uyutulmayacak kadar, e bizler de tecrübelendik artık.