Son günlerde ekonomik gündemin ilk maddesini cari açık oluşturuyor.
Cari açığın yıl sonunda 80 milyar dolarlık rekor rakamlara ulaşacağı dile geldikçe, bu konuda bazı müdehalelerinin devreye gireceği beklentisi hakim.
Merkez Bankası’nın faiz kararı sonrasında ilk tepkiler olarak borsa düştü, faiz ve döviz yükseldi. Fakat kısa sürede borsanın toparlandığını ve faizlerin de geri çekilmeye başladığını gördük. Ama dövizde geri çekilme olmadı.
Dolar, çok önemli saydığımız 1.600’ler seviyesindeki direncini yukarı doğru kırıyor. Bu durum teknik olarak doların önümüzdeki kısa süre içinde 1.6880 seviyelerine kadar yükselebileceğini gösteriyor. Yani 1.70 seviyelerine yaklaşabilir.Bunu göreceğiz.
Ancak normal şartlarda, faizlerin düşük kalması iç talebi körüklüyor olsa da, kurların yukarı yönlü hareket etmesine izin verilirse, cari açık yavaş yavaş azalacaktır. Tüm bunlar gözönüne alınınca, işdünyasında yeniden kurun yükseleceği konuşulmaya başlandı. Hatta karşılaştığım finans uzmanlarının dolar fiyatının 2 TL bandına oturmasının sürpriz olmayacağını belirtmeleri üzerine, Ege işdünyasının bazı temsilcileriyle konuştum.
Onlara göre bu yüksek bant, sürpriz hatta kabus olur.
* * *
Ekonomi dünyası yüksek kurun, hammadde ithalatını engelleyici olamayacağını, iç pazar dahil tüm dengeleri sarsacağını dile getiriyor.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, kurun 1,70 bandını geçmesinin özel sektörü dövize endeksli borcu nedeniyle yeni bir girdaba sokacağı görüşünde. Yorgancılar, “Bu devalüasyon demektir. Yine işçi çıkarmalar başlar. İşletmeler kar edemediği için zor duruma düşer. Devalüasyon bekliyorum ancak daha ufak bir devalüasyon olur kanaatindeyim.” diyor.
* * *
Her zaman ithata karşı sınırlı önlemler alınmasından yana olan Petkim&Socar CEO’su Kenan Yavuz’la konuştum. Yavuz, Türkiye’nin en ideal kuru, 1,60’lar seviyesinde bulduğu kanaatinde.
Yavuz’a göre devalüasyon olursa özel sektör yeniden bir krizin eşiğine gelir ki, 1,70’lerin üzeri zarar verir, enflasyonist baskı yaratır. Yavuz, cari açığı düşürmeye yönelik de olsa Merkez Bankası’nın böyle bir gidişata izin vereceğini düşünmüyor.
Ege’nin yüksek miktarda ithalat yapan kuruluşlarından 1,5 milyon ton çelik işleyen İzmir Demir Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Halil Şahin de kurların yükselme ihtimalini endişe ile izlediklerini vurgulayarak, sektörün 18 milyon ton hurda ithal ettiğini belirterek, aksi halde yarı mamul değil mamul ithal edilmek durumunda kalacaklarına işaret ediyor.
* * *
Evet yüksek cari açık endişesi yukarı yönlü kur beklentilerini tedirgin etmeye devam ediyor. Ancak önümüzdeki aylarda petrol fiyatlarındaki hızlı gerileme cari açık üzerindeki baskıyı azaltabilir. Fakat yine de yıl sonu itibariyle 60-70 milyar dolar seviyelerindeki bir cari açık rakamı dahi yüksek ve riskli bir seviyedir.
Kurların yükselmesine ithalatı daraltma yönüyle bakanlar da var. Türkiye’nin 2011 yılının ilk 5 ayında gerçekleştirdiği hammadde ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41.4 artarak 69 milyar 889.5 milyon dolara ulaştı. Bu yılın ilk 5 ayında 54 milyar 263.1 milyon dolar olan toplam ihracat, yalnızca hammadde ithalatının yüzde 77.6’sını karşılayabildi.
Cari açığın sürekli büyümesine dayalı olan bu çarkın da sonsuza dek dönemeyeceği ortada.
Elbette çözüm, büyümeyi katma değer yaratacak bir sanayi yapısına dönüştürmekte ama şu anda Türkiye ekonomisi hayli kritik bir denge üzerinde yol alıyor.
Sonuçta, genel seçimlerin toz dumanı azalınca üzerinde oynadığımız ipin inceliği daha net görünüyor.