İzmir’de favori tartışmalarımızdan birisi de; katı atık geri kazanım tesislerinin nerede yapılacağına dairdir. Yapım kısa, tartışmalar yıllar sürer.
Harmandalı Çöp Depolama tesislerinin yapıldığı günlerdeki tartışmaları unutmak mümkün mü ?
O zamanlar büyükşehir belediyesinde görevliydim. Yol kapatanlar, kendini ağaçlara bağlayanları iyi hatırlıyorum. Bizler ise tesisi “Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük çöp depolama tesisi” diye anlatarak kamuoyunu ikna etmeye çalışıyorduk.
Rahmetli Criton Curi Hoca vardı. Harmandalı’na büyük emeği geçmişti. Hoca vefatından önce buranın bu haliyle devam edemeyeceğini, atık geri kazanımın büyütülmesi gerektiğini çok anlattı, dinletemedi.?Yıllar boşa geçti.
Nitekim Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük tesisi çabuk çöktü, sıradan bir çöp depolama alanı haline geldi.
Biz hep yeni tesis nerede olsun diyerek tartıştık durduk. Yaklaşık 15 yıl sonra İzmir için yer Torbalı olarak planlandı. Büyükşehir Belediyesi yakında ihaleye çıkacak.
Bu arada teknoloji de değişti. Özel sektör işin içine girmeye başladı.
Sanayide de endüstriyel atıkların denetimi Avrupa Birliği çevre kriterleri ile birlikte daha sıkı hale geldi. AB hibe desteklerle de kesenin ağzını açınca konuya ilgi çoğaldı.
Şimdi Türkiye bu alanda tam bir yeni pazar. Bir yandan endüstriyel atıklara yönelik tesisler kurulurken öte yandan belediyeler evsel atıklarla kısa zamanda çözüm üretmek zorunda.
Pazar büyük olunca, dünyanın dev firmaları da Türkiye’ye gelmeye başladı. İzmir de bu ilgiden payını alıyor.
Alman devi Remondis bir süre önce Türk firması Burcu ile ortaklık yaptı.
Şimdi Çimentaş’la büyük yatırımlara girişen İtalyanlar bu yatırımla, pazara iddialı bir giriş yaptı. Yönetim Kurulu Başkanı Walter Moltevecchi yatırımlarını hızla artıracaklarını anlattı. Büyük bir Fransız firmasının da araştırmalarını sürdürdüğünü duyuyoruz.
Evet çevre için hayati bir konuda; katı atıkların geri kazanımında geç kalan yatırımlar dönemi nihayet başlıyor.
İtalyanlar parayı çöpe yatırdı
2001’de kriz yıllarında Çimentaş’ı satın alarak Türkiye’ye gelen Cementir Grubu, ülkenin de önemli İtalyan yatırımcıları arasına girdi. Elazığ ve Trakya’da yatırımlar yapan grup atık geri kazanımı alanında boşluğu görünce önce Recydia şirketini kurdu. Recydia evsel atık alanında çalışırken, bu şirkete bağlı Süreko AŞ oluşturuldu. Yıllık 80 bin ton atık işleme ve geri dönüşüm kapasiteli Süreko endüstriyel atık alanında çalışacak. Süreko’nun yüzde 70’i İtalyanlar’a, yüzde 30’u ise Kulalı, Çevre Bakanlığı eski çalışanı olan Eyüp Kaya’ya ait. Alanda en heyecanlı isim kuşkusuz başından beri projeye önderlik eden Çimentaş Grup Genel İlişkiler Koordinatörü ve Recydia Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Güçlü’ydü. Devlet Bakanı Arınç törene bir müddet gecikince telaşlanan Güçlü, törenin sorunsuz geçmesiyle hayli rahatlamıştı.
- Endüstriyel atıkların bir kısmı çimento fabrikalarında yakılabiliyordu, size gelen talep fazlalaşınca mı böyle bir tesis kurma fikri oluştu?
Çimento fabrikalarının fırınları bin 400 derecelik ısıya sahip olduğundan bazı ürünlerin bertarafı da mümkün olabiliyor. Bunun için bertaraf lisansı aldık. Ancak bu her ürünü kapsamıyor. Piyasadan gelen isteklerde kalite sorunlarıyla yüzyüze kalınca 2008’de sektöre doğrudan girme kararı verdik.
- Halen Çimentaş’ta bertaraf edilen ürünler var mı?
Atatürk OSB’nin çamurunu Çimentaş’ta bertaraf ediyoruz. Tesisler çoğaldıkça prosesi kaydıracağız.
- Toplamda iyi bir yatırım sözkonusu, bu alanda iddialı olacaksınız görünüyor ...
Gelişecek sektör olarak görüyoruz. Hem evsel hem endüstriyel alanda olacağımız için önemli avantajımız olacak. İzmir’in yanı sıra Manisa, Denizli ve Uşak’a hizmet vereceğiz.
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çöp ihalesine girecek misiniz?
İhaleye nasıl çıkacakları henüz belli değil. Teknoloji seçimleri önemli. Hizmet ihalesi açtılar, bu ihalenin ardından koşullar şekillenecektir. Hazırlıklarımızı yapıyoruz.
Eski çalışan yol gösterdi
Çeşme’de anlamlı, hoş bir gece yaşandı geçenlerde. Alışıldık, birbirine kıyafetleri göstermek için giyinilmiş, tarz yarıştıran gecelerden değildi. Bu kez emeğin gösterisi vardı. Altınyunus ilk kez eski çalışanlarını ağırladı. Türkiye’nin ilk tatil köyünün çalışanlarıydı onlar. Kimisi nasıl palmiye ağaçlarını diktiğini, kimi çamaşırhaneyi nasıl kurduklarını anlattı. Hele 38 yıl Altınyunus’ta çalışan tekniker Hamit Topal muhteşemdi. “Buraya otel diyorlar, burası turizm üniversitesiydi. Buradan ayrılanların hepsi sektörün önemli isimleri oldu” deyince Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı ve eşi Ahmet Yiğitbaşı ile Yaşar Üniversitesi’nde yeni başlayan turizm bölümünün, Altınyunus’la paralel eğitim vererek büyütülmesi gerektiğini konuştuk. Hamit Topal o kadar yürekten anlattı ki; sözleri ilham verdi. Yönetim Kurulu Başkanlığı’na geçtikten sonra düzenlediği ilk organizasyon İdil Yiğitbaşı’nın gözlerini hayli yaşarttı o gece.