Son günlerde İzmir’de en çok konuşulan konulardan biri de kentsel dönüşüm....
Nihayet Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı İzmir’e getirebildik.
Bakan İzmir’i havadan gezerek, kendisine önerilen projeleri de inceledi. Bugüne kadar Ankara ve İstanbul’da devasa projeler gerçekleştiren, TOKİ eliyle gecekondu bölgelerini dönüştüren Hükümet, İzmir’in projelerini ise uzun süredir TBMM’nde onay için uzun süre bekletti. Net ve açık ki bu büyük çaplı projelerin Hükümet eliyle yapılması isteniyor.
CHP’li ilçe belediyeleri ise şimdilerde farklı br uyanıklık içerisinde. Yüksek gabariler vererek kendi alanlarındaki gecekondu bölgelerini değiştirmek için çarpıcı projeler hazırlıyorlar.
Karşıyaka, Narlıdere, Bornova’daki projeler hayli çarpıcı.
Ancak onlar da yeni kanuna göre Şehircilik Bakanlığı’ndan izin almak durumunda kalacaklar. Burada da bir çekişme yaşanacak gibi görünüyor.
Kısacası uzun yıllar unuttuğumuz dönüşüm rüzgarı, yerel seçimlere yakın bir zamanda hayli sert esecek.
Dört yandan dönüşeceğimiz bir sürece giriliyor.
Kentin merkezi özellikle Kordon bölgesi hariç.
Orası birbirine bitişik binalarla hayli zor dönüşür görünüyor.
Ancak Birinci Kordon’un Cumhuriyet Meydanı’na kadar olan bölümü için bir değişim çağrısı var. Bu çağrı Ege Bölgsi Sanayi Odası Başkanı (EBSO) Ender Yorgancılar’dan. Çağrı; bu bölümün ya var olan binalar değerlendirilerek ya da birkaç binanın parseli birleştirilerek, tamamen şehir otelciliğine dönüştürülmesini kapsıyor.
Sözkonusu hat üzerinde, eski merkez bankası binası Özgörkey’lere ait Key Otel oldu. Şimdi sırada ikinci otel var. Beş yıldızlı Radisson gelecek. Tarihi SİT olan bir iki bina dışında yüksekliğin artmaması koşuluyla diğer binaların da otele dönüşebileceğini konuştuk Yorgancılar’la.
Buradaki binaların emsal değeri zaten yüksek. Yani sorun yeni rant arayışı değil.
Zor bir konu da olsa, yeni bir hamle EBSO’dan geldi...
EBSO binasının yerine otel yapma çabası
Ege Bölgesi Sanayi Odası binası için Çiğli Aatatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde yer ayrıldı. Başkan Yorgancılar’a ne zaman taşınırsınız” diye sordum. “Daha değil. Buna Meclis ve Yönetim Kurulumuz karar verecek” dedi. Yorgancılar’ın aklındaki oteller projesini bildiğim için üsteledim. Yan taraftaki parsellerle anlaşmaya çalıştığını söyledi. Yorgancılar, yan tarafta Maliye’nin yeri için, bu kuruma başka bir yer önerilmesi koşuluyla birkaç parsel üzerine beş yıldızlı bir otel yapılmasını mümkün görüyor. Burada belki Hilton, Swissotel büyüklüğünde olmasa da kentin merkezine farklı hava yaratacak bir peyzajdan oluşacak bir otel yapılabilmesi için kollar sıvandı.
Beş yıldızlı Radisson...
Bölgede bu fikrin doğmasına neden olan ikinci oteli ise Çüngüşlügil Ailesi yapıyor. Birinci Kordon’daki 8 katlı Yapı Kredi Bankası’nın bitişik iki binası otel olacak. Aile, bu binayı yaklaşık iki yıl önce 22 milyon 100 bin lira karşılığında satın almıştı. O dönemde hatırlıyorum bu rakam bizlere epey yüksek geldi...
İstanbul’da ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde başta akaryakıt istasyonları olmak üzere değişik yatırımları bulunan Çüngüşlügil bu yatırımı MSR Limited şirketi üzerinden yapıyor.
MSR Limited’in ortaklarından ve aileden olan Sedat Güldoğan’la konuştuk. Güldoğan bugünlerde yıkımı yapılacak binanın yerine 150 yataklı, içinde SPA’sı ve otoparkı olan beş yıldızlı bir otel yapacaklarını anlattı.
Güldoğan basına ilk kez bilgi vererek, çizimlerin bitmek üzere olduğunu ve binanın görüntüsünün de ultra modern tarzda olacağını belirtti. Yıkıp yeniden yapmak daha az maliyetli olacağı için bu yolu seçmişler.
Güldoğan beş yıldızlı otel zinciri ile anlaşmak üzere olduklarını söyledi. Sonradan bir tesadüfle bu otel zincirinin Radisson olduğunu öğrendik.
Sonuçta İzmir’in merkezi büyük bir otel yatırımı daha kazanacak.
Ancak benim için daha önemli olan, Çin seddi gibi apartmlanlar ve iş merkezleriyle dolu, İzmir’in imbatının önünü kesen Birinci Kordon’un ya da hiç değilse bir bölümünün turizmle değerlendirilmesi.
Kent merkezine, Kordon’a turist getirebilen, kongre turizmi ile bu yeni otelleri doldurabilen, oluşturulacak parsellerin arasında yeşil alan boşlukları da bırakılan yeni bir İzmir Kordon’u...
Zamanla neden olmasın?
Kentin gecekondu bölgelerinde yaratılacak dönüşümü daha çok önemsemekle birlikte, doğrusu bu fikir de İzmir için pek güzel geldi...
İzin ver-me-ye-ce-ğiz!
Daha sonra detaylı yazmakla birlikte bir pazar günü için iki satır da olsa değinmezsem içime sinmeyecek. Çünkü yaklaşık yirmi yıldır her yaz pazar günlerimin çoğunu Karaburun’da geçirdim. Ege’de birçok ilçenin vıcık kalabalık olduğu, tatilin doğadan koparılıp, şık gece kıyafetleriyle yarışa dönüştüğü turistik mekanların aksine Karaburun’da biz hep doğayla başbaşa kaldık. Balık çiftlikleri yol boyunca aralarda vardı. Şimdi Karaburun’da da kurulmak isteniyor.
Su ürünleri sektörümüz büyüsün, kesinlikle doğru karşı değilim. Ama bu planlamayı kim yapacaksa yapsın ve her yerde karşımıza balık çiftliği çıkmasın. Denizi kirletmeleri başka bir konu. Deniz kirlenmese de çiftliklerin bulunduğu yerde balıkları yaşatalım derken turizm ölüyor. Kimse o alanlara,çevresine dahi yanaşamıyor. Örneklerini çok gördük.
Sakin, bakir, doğayla başbaşa yerleri beton yapamazsak, denizlerine mi göz dikiyoruz, nedir?