Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

EGE Bölgesi’nde ihracat ve ithalatın kalbi şüphesiz Alsancak Limanı’dır. Limanda yaşananlar malum.
Şimdi Ulaştırma Bakanlığı’nın yapılacağını açıkladığı, yatırımlarla herkes umutlu.
Bu arada Alsancak Limanı, bekleme sürecindeyken, Aliağa Bölgesi’ndeki limanlar da güçlenmeye başladı ve hatta özel Nemport Limanı kuruldu.
Ancak Ankara, eğer kısa zamanda çözüm sağlamazsa; Aliağa’daki limanlar faaliyetlerine ya son vermek zorunda kalacak, ya da eskisi gibi yine küçülecekler.
Özellikle törenlerle açılan, iddialı olan Nemport, eğer Ankara’dan özel ihtisas gümrüğü onayları çıkmazsa, tüm umudunu kaybetmek üzere.
Tekstil, makina, mobilya, kimya birçok mal grubu ihtisas gümrüklerine tabii. Aliağa limanlarına gelen malların çoğu ihtisas gümrüğü olmadığı için tekrar İzmir’e gönderiliyor. Üstelik yalnızca uluslararası taşıma yetkisi olan C karneli tırlarla taşınabiliyorlar.
Armatörler çift uğrak yapmak zorunda kalıyor. Aliağa’da mallar bekliyor, bozuluyor. Gelen TIR’lar ise Alsancak liman ve çevresini tıkıyor.
Bu sorun Aliağa’daki tüm limanları etkilese de, özel liman olan Nemport’u daha başlar başlamaz tükenme noktasına getirecek kadar önemli.
***

Aliağa’da gümrük girdabı

Gemiler geliyor, liman iyi hizmet veriyor ancak ihtisas limanları olmayınca Mearsk, Arkas’a bağlı MSC gibi önemli line’lar da tekrar Alsancak Limanı’na dönmeye başladı.
Nemport Liman Müdürü Oğuz Tümiş, Ankara’ya, Dış Ticaret Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne defalarca çağrı yaptıklarını, ‘hayır’ yanıtı almadıklarını ancak değişen birşey olmadığını söylüyor.
İzmir Gümrükler Baş Müdürü Nazmi Bütün de elinden geleni yapma, Ankara’ya köprü olma gayretinde.
Yalnız söylediği birşey var;
“Ankara ancak yoğunluk artarsa bu özel ihtisas gümrüklerini açabilir” diyor.
İyi de, ihtisas gümrükleri olmadığı için, gelenler de gitme noktasında.
Aliağa’da sıkıntı büyük.
Yıllık 100 bin TEU ithalat kapasitesinin yüzde 5’i zor kullanılıyor, bu rakamda her ay eriyor.
Mayıs ayında 5.059 TEU olan rakam Haziran’da 4039’a TEU’ya düştü.
Peki birçok mal, özel ihtisas gümrüğüne tabiiyken, Nemport özel limanı neden açıldı?
Oğuz Tümiş, Bakanlık yetkililerinin “Siz limanı açın biz özel ihtisas bürolarını kurarız, liman açılmadan önce kurma kararı alamayız” dediklerini öne sürüyor.
Ankara’daki gümrük bürokrasisi ise yoğunluk artsın büroları öyle kuralım diye ısrar ediyor.
İş bulmacaya dönüşmek üzere. Herkes iyi niyetli ancak bürokrat, ithalatçı -ihracatçı, armatör, yatırımcı şu an kim varsa kaybediyor.

Haberin Devamı

Nalbantoğlu virajı
TAMAM, ekonomiye odaklanalım ama yaşadığımız kentin siyasetinde önemli değişimler oluyor onları da görmezlikten gelmeyelim...
CHP Genel Merkezi’nde ve İzmir’de yaşananlar Holywood’u bıraktı, Hintlilerin Bollywood filmlerine benzedi.
Ne isterseniz var. İntikam, aldatma, dost kazığı ve kahramanın geri dönüşü.
Kesin olan şu ki; Rifat Nalbantoğlu’nun dönüşünü, Nalbantoğlu’nun kendisi bile engelleyemezdi.
Önder Sav’ın düelloyu tamamlamadan bırakmayacağı çok açtıktı.
“Adaletin hızlı tecellisi”, “Delege gücüne ambargo koymanın intikamı” adına ne derseniz deyin, başlı başına İzmir’de yaşananlar dahi, birçok açıdan önemli.
* * *
Nalbantoğlu bu kez “Güç bendeee” diyerek, bıraktığı yerden mi devam eder ?
Bence etmemeli.
Çünkü bıraktığı yer, yerel seçim zaferinin parlaklığını hızlı yitirdiği, Nalbantoğlu’nun Aziz Kocaoğlu’nun ne yanında ne karşısında olamadığı bir yerdi.
Nalbanoğlu bu görevden ayrılmak zorunda kaldığında konumu daha çok parti içinde kendi duvarlarını örmeye hazırlanır gibiydi.
Solun bizzat var oluş nedeni olan emekten, çalışandan, altta kalandan yana, onun adına siyaset yapmak, yoksulu anmak çabaları azdı.
O günlerde Nalbantoğlu’na ulaşmak ayrı bir sorundu, sendika temsilcilerinin eleştirileri sık kulağımıza geliyordu.
Saatlerce bekletilen insanlar, ertelenen randevularla yerel seçimle atmosferinin zaferi üç beş kişiye kilitlenmiş odaklanmaların içinde erimeye başlamıştı.
Ömür Kabak’ın siyaset oyunlarına yanıt vermek dahi bir statü meselesine dönüşüyor, muhalefete muhataplık bizzat Başkan Aziz Kocaoğlu’nun kendisine düşüyordu.
* * *
Şimdi değişen ne olacak?
Çok şey görünüyor. Aziz Başkan ve PM üyesi Alaattin Yüksel ekibinin, oyunun dışına itilme gayretinin yaratacağı önemli boşluğu bir kenara bırakırsak, sendika temsilcileri Azad Fazla ile Mustafa Kundakçı’nın yönetimde yer alması başka bir değişimin de işaretleri olur umarız.
Nalbantoğlu’nun CHP’de kurullar oluşturmak, kent ve yerel siyaset adına alternatifler yaratmak, kollektif aklı çoğaltmak, kentin tüm katmanlarının görüş ve önerilerini parti içinde harmanlamak gibi gayretlere giriştiği takdirde yaşananlar İzmir’de CHP adına bir şans olacaktır.
Nietzsche, “Tırtılın ölüm dediğine bilge, kelebek olmak der” diyor.
Evet, gölge oyununda yırtılan bir perde, kimlere başka neleri değiştirecek, hep birlikte göreceğiz.