Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce, çağın karamsar ekonomi kahini Prof. Rubuni, 2010’un yeni sarsıntılar yaratacağı uyarısında bulundu.
Ve bugüne kadar öngörüleri haklı çıkan Rubuni, yıl sonuna doğru dünya bankalarında kapanmalara yol açacak yeni bir likidite krizinden söz etti.
Bu arada global sıkıntılar zincirine hızla yeni halkalar eklenmeye başladı. Şimdilerde dolardaki düşüş Japonya’yı sallarken, Avrupa ne yapsa durgunlukla başa çıkmamıyor.
Oysa biz ne güzel yeniden kendi iç sıkıntılarımıza odaklanmayı başarmıştık. Dikkatlerimizi referanduma kilitlerken, yakın zamana kadar generallerin, ordunun içindeki gericileri ayıkladığı Askeri Şura’da bu kez, genarallerin, paşaların nasıl ayıklandığını izlemeye başlamıştık.
Eee yazın da rehaveti, keyfi var.
Şimdi olacak iş mi bu...
Kim uğraşacak global krizin etkileriyle? Hem geçen sefer teğet derken yolunu şaşırıp göbekten gelen global kriz belki bu kez Türkiye’yi yandan döne döne geçer.
Ama olmuyor, sinyaller yine ağırlaşıyor.
Değerlenen TL, artan girdilerle birlikte özellikle ihracatçıların beli bükülmeye başladı.
Yabancı kaynaklar, kur risklerini hedge edip, bol miktarda sıcak para getirince dövizin değeri düşüyor ve TL sürekli değerleniyor. Talep sıkıntısı arttı, küresel emtia, metal ve diğer hammadde fiyatları ise aldı başını gidiyor.
Serzenişler, haykırışlara dönüşme noktasında...
2010 yılının meşakkatli bir yıl olacağı noktasında ekonomistler hemfikir. Türk iş dünyası da bu belirsizliğin içerisinde önünü görmeye, yatırım kararını netleştirmeye çalışıyor; ancak, döviz kurlarının ve faizlerin seyrine yönelik büyük belirsizliğin tam ortasında duruyor.
Biz daldık iç işlerimize gidiyoruz ama teğet geçecek derken yaralayan ok, maalesef yine üzerimize üzerimize geliyor.



ÇEŞME’YE YENİ MARİNA GELİYOR
“ZAMAN geçiyor, ülke yeni ne kazanıyor” diye baktığınızda, kar hanesine çok şey koyamıyorsunuz. Bunun birkaç istisnası var ve biri de marinacılık.
Son beş yılda bu konuda hızlı yol alındı. 45 yat limanında 14 bin adet yat bağlama kapasitesine ulaşıldı. İlave yatırımlarla 11 bin adet daha yat bağlama kapasitesi yaratılacak ki, özellikle Ege ‘nin payı büyük olacak.
Marinacılık yeni bir soluk. Döviz kazandırırken, çevrede turizmi patlatıyor, birçok yerli-yabancı iş insanının yöreyi yakından tanımasını sağlıyor.
Son örnek oldukça yeni.
Çeşme Marina; yaklaşık 1-1.5 ayda tüm ilçeye farklı bir hava getirdi. Bağlanan yat sayısı arttı, karada yapılan özenli düzenlemeler ölgün görünen Çeşme merkezini canlandırdı.
Yatırımcı, idareci, başkan herkes memnun.
Ve hatta Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, öyle memnun ki, Çeşme Marina’nın katkılarını görünce, vakit kaybetmeden, Ilıca için de yeni bir marina projesi hazırlattı.
Yıllardır Ilıca’nın çehresini değiştirmeye çalışan ama arzladığı gelişmeyi sağlayamayan Başkan şimdi marinayla kestirmeden yol almak istiyor.
Ilıca Marina projesini 475 yat kapasiteli olarak hazırladıklarını anlatan Tütüncüoğlu, Ulaştırma Bakanlığı’na teklif etme aşamasına geldiklerini, bakanlığın projeye itibar edeceğini düşündüklerini söylüyor.
“Marina yaparak bölgeye hem kalite hem canlılık kazandırıyorsunuz en iyi yol bu” diyor. Başkan, Bakanlığın bir an önce ihaleye çıkmasını bekliyor.
Ilıca’ya belediye eliyle proje geliştirmek isterken oldukça sıkıntı yaşayan, yaptığı dükkanlar boş duran Başkan bu kez, marina şansını kullanarak, Ilıca’nın çehresini değiştirmeye kararlı.


Çeçen Holding: İhaleye biz de girebiliriz...
ÇEŞME marinayı 25 yıllığına yap-işlet-devret modeliyle sabit kiralama bedeli karşılığında alan Çeçen Holding, daha aradan 1.5 ay geçmeden, Çeşme Belediyesi’nin hemen yanlarında Ilıca’da marina yapma projesine sıcak baktı.
Camper&Nicholsons Marinas International ile ortaklaşa işletikleri marinayla, ilk etapta hedeflerine ulaştıklarını anlatan Çeçen Holding Yönetim Kurulu Üyesi Salih Çeçen, yeni bir marinayla rekabetin ağırlaşmayacağını, pastanın büyüyeceğini düşünüyor.
Çeçen yasal zemin oluşunca, sözleşme şartlarına göre hareket edeceklerini, çekek yeri ve yat kapasitesi açısından bölgenin daha çok kapasiteyi kaldırabileceğini belirtiyor.
Tabii bu arada Çeşme Marina’nın kısa zamanda bu kadar ilgi görmesinde, genç yönetim kurulu üyesinin titiz çalışmasının da etkisi var; marinanın kara tarafındaki duvarların üzerine işlenen desenleri günlerce gözden geçirecek kadar titiz çalıştı.
Ünlü markalara uygun koşullarla kiralama sağlayarak, karada aktivite bölgesi yarattı.
1969 yılında kurulan İbrahim Çeçen (IC) Holding, Ankara, Antalya ve İstanbul’da havalimanı işletmeciliği, inşaat gibi ana alanlarda faaliyet gösterirken, İzmirliler firmayı, adliye sarayını yapan firma olarak tanıyor. Halen İstanbul’un büyük projelerinden 250 milyon Euro’luk Bomonti otel ve iş merkezini yapıyorlar.
Çeşme Marinası ise holdingin denizcilik sektöründeki ilk çalışması oldu.
Çeşme’de bundan sonra farklı yatırımlar düşüneceklerini dile getiren Salih Çeçen, önümüzdeki yıl marinada tam kapasiteye ulaşacaklarına kesin gözüyle bakıyor.