Nerede yaşıyor olursak olalım, toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel bir insan hakkı olduğunu hatırlatmakla başlamak istiyorum... Bunu geliştirmek; yoksulluğu azaltmak, sağlığı, eğitimi, refahı desteklemek ve geleceğimiz için sağlıklı bir toplum demek. Kadın ile erkek arasındaki sosyal ve ekonomik eşitsizliğin kadının eğitiminin, çalışma koşullarına kavuşmasının, beden, zihin ve ruh sağlığı gibi durumların, beslenmeyle yakından ilişkili olduğunu unutmayın.
Kadınlar ve kız çocukları dünya nüfusunun yüzde 50’sini oluşturuyor. Keşke veriler de yüzde 50’lik bir eşitlik olduğunu gösterse... Ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaygın. Örneğin, kadınlar, erkeklerden yüzde 24 daha az maaş alıyor. Bu da toplumsal ilerlemeyi engelliyor. Maalesef ataerkil toplumlarda, hâlâ yetişkin erkek ve erkek çocuk, kız çocuğa ve kadına göre daha iyi beslenme ve yaşam koşullarına sahip. Belki daha önce düşünmediniz ama Kadınlar Günü’ne bir de küresel amaçlar ve insani yardım faaliyetleri açısından bakmaya ne dersiniz?
Neden önemli?
Toplumsal cinsiyet eşitliği; yaş, cinsel yönelimi ve toplumsal cinsiyet kimliği ne olursa olsun kadınlar ve çocuklarının hak, mal, fırsat, kaynak, ödül ve yaşam kalitesinden eşit şekilde yararlanmasını ifade eder. Afetlerde kadınların ve çocukların farklılaşan ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmamız, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir iyileşme için çok kıymetli. Bu noktada İnsani Yardım Faaliyetleri İçin Toplumsal Cinsiyet Kılavuzu konu ile ilgili detaylara dikkat çekiyor.
Kadınlar, sosyal rolleri nedeniyle krize hazırlık planlamalarına alınmayabiliyor, örneğin ilk yardım eğitimine dahil edilmeyebiliyorlar.
Nepal’de meydana gelen 2015 depreminden sonra, kadınlar ve bölgede kast denen daha alt sosyal sınıfa mensup insanların, erkekler ve daha üst kasttaki insanlara göre insani yardıma erişiminde çok daha fazla zorluk çektikleri bildiriliyor.
Gebelikle ilgili ölümler, kadınlar için ikinci en önemli ölüm nedeni ve yüzde 60’ı insani yardım ortamlarında gerçekleşiyor. Bireyler, toplumsal cinsiyet rollerine göre farklı şekilde cinsel şiddet riskine maruz kalabiliyor.
Öyle ki mülteci veya yerinden edilmiş kadınların yüzde 20’sinin cinsel şiddete maruz kaldığı tahmin ediliyor.
İç açıcı olmayan veriler
Bazı ülkelerde sağlık hizmetleri ve beslenmeden mahrum bırakıldıkları için kız çocukları arasındaki ölüm oranı daha yüksek… Ayrıca iklim krizinden kadınlar daha fazla etkileniyor çünkü daha çok doğa ile çalışıyorlar. Birleşmiş Milletler’e göre ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde gıda üretiminin yüzde 45 ila 80’i kadın çiftçiler tarafından gerçekleştiriliyor. Üstelik bu iş gücünün karşılığı çok iç acıtıcı çünkü tarladaki işlerin yarısından fazlası kadın emeği ile gerçekleşmesine rağmen, kadınlar dünyadaki arazilerin yalnızca yüzde 15’ine sahip…
Bu eşitsizliğin sürmesi toplumsal ve bireysel olarak çok büyük sonuçlar vermeye devam ediyor.
Beslenme nasıl ilişkili?
İyi beslenme ve cinsiyet eşitliği, birbirini besliyor ve güçlendiriyor. Maalesef dünyada yetersiz beslenen bireylerin yüzde 60’ını kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor. İyi beslenmeye erişimi olan kız çocukları daha iyi öğrenebilirler. Eğitime erişimi olan iyi beslenmiş kız çocukları, yaşamları boyunca daha fazla öğrenir ve ekonomik olarak güçlenirler. Özetle kadınların beslenme bilgilerini geliştirmek, nesiller boyunca yetersiz beslenmeyi azaltabilir.
Daha fazla kadın lider için cinsiyet eşitliğini beslemek zorundayız. Kadın güçlensin ki insanlık güçlensin…
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024