Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısından sonra terör örgütü PKK / YPG’ye yönelik “yeni harekatlardan” söz etmesi üzerine yapılan ilk yorumlar “yeni bir kara harekatı” üzerine kuruldu. Erdoğan’ın sınır ötesi operasyonların daraltılmasının değil, genişletilmesinin gündemde olduğunu vurgulaması da dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı’nın kast ettiği acaba yeni bir kara harekatı mı? Son iki sızma girişimine yönelik saldırının gerçekleştiği coğrafyaya dek uzanan bir kara harekatı mümkün mü? Eğer öyle ise kapsama alanı ne olacak?
Görüşlerine başvurduğum güvenlik kaynaklarının verdiği yanıtı şöyle özetlemek mümkün; “uçaklarla vurma imkanı varken neden kara harekatı yapılsın?”.
Cumartesi günü yapılan güvenlik toplantısı, TBMM’de Dışişleri ve Savunma Bakanları’nın yaptıkları bilgilendirme notları ve Cumhurbaşkanı’nın konuşması üst üste konulduğunda önümüzdeki günlerin yol haritasında takip edilebilecek başlıkların bazılarının şunlar olacağını söyleyebiliriz:
‘Bütünlüklü yaklaşım’
Güvenlik ve diplomasi ayaklarının eş zamanlı işletileceği, “bütünlüklü bir yaklaşım” izlenmesi planlanıyor. Bunlardan bazılarını şöyle sıralamak mümkün:
* Son iki saldırıda hedef seçilen yerler, Zap’ın güneyinde kapatılması için çalışılan “cep”in bir ucunda yer alıyor. Saldırı noktaları için yapılan yorum, “sivil yerleşime çok yakın cephe hattı”. Coğrafya zor ötesi, hava koşulları olumsuz ama o cep, askeri gerekliliklere göre bir takvimle kapatılacak.
* Cep kapatılınca, sınır hattına vurulan “kilitin” (278 km. ileri çizgi kilitlendi) benzeri, derindeki ikinci kilit olacak ve o da kapatılacak.
* Zap Vadisi’ne hakim olunacak noktaya kadar ilerlenecek. Vadinin “gözetlenmesi” sağlanacak.
* Süleymaniye’den Suriye’ye uzanan hattın kesilmesi de harekatın içinde bir bölüm.
*Suriye sınırının yüzde 63’ü kontrol altına alındı. Ancak yıllardır sorunlu alanlar var. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunlara daha önce bir kaç kez işaret etti. Türkiye sınırına 18 km mesafadeki Tel Rıfat - 30 km mesafedeki Mümbiç, öbür tarafta Kamışlı - Ayn el Arap...
* Genişleme ifadesi Irak’ta da, Suriye’de de “bulunulan yerde, çevresinde genişleme” olarak düşünülebilir.
* Türkiye’den geçen yıl 43 kişiyi saflarına katabilen örgütün insan kaynağı artık Suriye. Teslim olanların arasında Suriyelilerin çoğunlukta olması da bunun göstergesi. Dolayısıyla operasyon sahası PKK/YPG nerede ise orası. Bu geçiş yerini de, deposunu da, insan kaynağını da, eğitim alanını da kapsıyor. Hedef tüm coğrafyada, örgütün izinin olduğu her yer.
* TBMM Genel Kurul’undaki bilgilendirmede örgüt ile öyle veya böyle bağlantılı, ilişkili ülkeler tek tek sayıldı: ABD, Rusya, Suriye, İran, Irak - KYB
* 24 - 25 Ocak’ta yeni bir Astana toplantısı yapılacak. Toplantı teknik düzeyde, yeni kararlaştırılmış değil. Lakin mesaj vermek için “değerlendirilebilecek” bir masa. Malum muhataplar; İran - Rusya arka odada da Suriye var.
* İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin ülkesindeki saldırılar nedeniyle son anda ertelenen ziyareti için yeni tarihin 24 Ocak olması gündemde. Henüz yazılı teyitler alınmış değil. Ancak, her iki ülke açısından da konuşulacak konuların en tepesine terör başlığının yazılması mümkün.
* Uzak olmayan bir gelecekte bir de Putin ziyareti bekleniyor. Suriye sahasını konuşmak için bir fırsat daha.
***
Son not; televizyonlarda yorum yapan eski asker sayısındaki artış dikkat çekici. Teklifleri devlet ve asker terbiyesi ile kabul etmeyenler olduğu gibi, siyaseti askerlikten daha çok sevdikleri bu vesileyle bir kez daha görülenler de var. Halen görevdeki meslektaşlarını yetersiz gösteren, emrindeki askerin, kamuoyunun sorgulamasına yol açan, manipüle eden, yanlış ve yanıltıcı bilgi verenlere karşı (örneğin hakim sınıfından bir askerin teknik donanım hakkında yanıltması gibi) yakında sitemin ötesine geçen tedbirler alınırsa, ona da şaşırmamak lazım.