Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hamas siyasi büro şefi İsmail Haniye’ye yönelik suikasta ilişkin soru işaretleri henüz tamamen aydınlatılmış değil. Şimdi verilen cevapların ileride “o zaman böyle denmişti ama...” diye başlayan ifadelerle tekzibe uğraması olasılığı da yüksek. The New York Times’in birden fazla kaynağa dayandırdığı ve Haniye’nin uzaktan atılan bir füze ile değil, odasına aylar önce konulan bir patlayıcı ile öldürüldüğü iddiası İran ile ilgili şüphe bulutlarını yoğunlaştırmışken, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nca dün yapılan yazılı açıklamada, “Yapılan incelemelere göre bu terör saldırısı, yaklaşık 7 kilogramlık savaş başlığı taşıyan kısa menzilli roketin misafirlerin konaklama alanının dışından ateşlenmesiyle gerçekleşti” ifadeleri kullanıldı. İranlı bir yetkili de The New York Times’in iddiası için “Ağzı olan konuşuyor, birilerinin haber patlatma gayreti. Bazı iddialar çok komik ve akla, mantığa sığmıyor” değerlendirmesini yaptı. Suikastın üzerinden geçen sürenin henüz tüm soruları cevaplamak için yeterli olmadığını söyleyen İranlılar, başlattıkları soruşturmanın sonucunun beklenmesini istiyor. 

Haberin Devamı

Haniye’nin korunmasında zafiyet gösterildiği ya da bazılarının iddia ettiği gibi “kurban verildiği” söylemi ise doğal olarak şiddetle reddediliyor. “Nasrallah’a gelme denilirken, Haniye’ye dememişsiniz, neden?” sorusuna “Biz 140 ülkeyi ve temsilcilerini davet ederiz, bazıları gelir bazıları gelmez. Belki kendisi o sürede yürüttüğü ağır operasyonun başında kalmak istedi” cevabı veriliyor. Diplomatik kaynaklar, Haniye’nin daha önce defalarca İran’a geldiğini, helikopter kazasından hayatını kaybeden eski Cumhurbaşkanı Reisi’nin cenazesine katıldığını hatırlatarak, Haniye’nin uluslararası standartta, yüksek güvenlik seviyesinde, en iyi şekilde korunduğunu savunuyor. Haniye’nin yemin töreninin ardından Filistinle ilgili bir sergiye katıldığı, ertesi sabah da İran’dan ayrılmaya hazırlandığı belirtiliyor. 

İran: Başımızın çaresine bakarız 

Sorular cevaplarını beklerken, dünya İran’ın İsrail’e vereceği karşılığa ve zamanlamasına kilitlendi. BMGK’yı acil toplantıya çağıran ancak buradan bir sonuç beklemeyen İran, İslam İşbirliği Teşkilatı’na da benzer çağrı yaptı. İranlı yetkililer, tıpkı Şam’daki konsolosluklarına yönelik saldırıda olduğu gibi, İsrail’e diğer ülkelerden beklediği karşılığın gelmemesi halinde, “kendi ayakları üzerinde durup, başlarının çaresine bakacaklarını” söylüyorlar. Dayanak olarak da meşru müdafaya imkan tanıyan, BM Anlaşmasının 51. maddesi gösteriliyor. 

Haberin Devamı

Bir yetkili, “Resmi davetlimizin, cumhurbaşkanımızın yemin töreninde öldürülmesi egemenlik haklarımızın ayaklar altına alınmaya çalışılması anlamına geliyor. İran İslam Cumhuriyeti toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve onurunu korumak konusunda tereddüt etmeyecektir” dedi. Haniye’nin öldürülmesinin ardından ülkede göndere çekilen kırmızı intikam bayrağının karşılığının ne olacağı sorularına da İranlılar, “Biraz bekleyin, anlayacaksınız” cevabını veriyor. Diplomatik kaynak, “Haniye’nin kanının Şii ve Sünni kanlarını birbirine karıştırarak, Müslümanlar arasındaki birliğin sağlanmasına katkı sağlayacağını” söyledi. İsrail’e karşı kurulacak tüm ittifak girişimlerine açık olduklarını da belirten İranlılar, “İttifakları destekleriz” ifadesini kullanıyor. 

Haberin Devamı

Bu arada İsrail’in Lübnan’da Hizbullah komutanı Fuad Şükür’e suikastı üstlenirken, Haniye’ye yönelik suikastı üstlenmemesi için İranlıların yorumu, “biz gerçeklere bakarız” şeklinde. İsrail’in daha önce de yaptığı halde üstlenmediği saldırılar olduğunu belirten İranlılar, “İsrail sizin ülkenizdeki casusluk ağı yakalandığında bunu kabul etti mi?” diye sordu. 

Türkiye’de bazı siyasi parti temsilcileri Kürecik Üssü’nün İsrail’e istihbarat aktarımında kullanıldığını iddia ederken İranlılar ise kendileri için Türkiye Cumhuriyeti makamlarının söylediklerinin önemli olduğunu vurguluyor. “Bize kullanılmadığını söylediler. Onların sözlerine itibar ediyoruz” diyorlar.