Numan Kurtulmuş’la söyleşimize dün kaldığı yerden devam ediyoruz: n Şu ana kadar kaç il başkanı sizinle beraber istifa etti?
Dün akşam (6 Ekim) itibariyle zannediyorum 52-53 il başkanı. İlçelerden, belediye başkanlarımızdan, belediye meclis üyelerimizden de yoğun istifalar oluyor.
Beş günde (Kurtulmuş, 1 Ekim’de SP’den istifa etti) bu kadarını bekliyor muydunuz?
Açıkçası bu kadar hızlı bir şekilde bu sürecin gelişeceğini ben de tahmin etmiyordum, ama sanırım iki şey çok etkili oldu: Birincisi tüm olaylar çok açık bir şekilde yaşandı ve herkes bizim haklı olduğumuzu gördü. İkincisi biz de bu süreci hiçbir sözü gizlemeden bütün arkadaşlarımızla paylaştık. Ne karar aldıysak hep birlikte, konuşarak, kendilerine danışarak aldık.
Biz Fatih Erbakan’ın “Tabanları yok” sözüne de örgütlerde büyük tepki olduğunu duyduk?..
Onu sanırım istifa eden arkadaşlara sormak lazım.
Peki, bundan sonrası ne olacak? Evet tamam, sizin hep bir “pergeli açma” anlayışınız olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar parti içinde engelleriniz olduğunu da anlıyoruz. İstifa sürecinde mağdur taraf da siz görünüyorsunuz, fakat siyaseten gerçekten ne yapacağınızı görme vakti de galiba. Yani hiçbir bahane kalmadı artık şu anda.
Evet.
Biz de malum tabiri kullanacak olursak, sizin okyanus ötesine Mavi Marmara olayı sırasında, yine kendi üslubunuzla, ama sert bir tepkiniz olmuştu. O tepkiniz anlık ve sadece o olaya mı mahsustu, yoksa süren bir tavrınız var mı?
Şunu çok net söyleyeyim: Bizim meselemiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değildir. Bu anlamda kategorik olarak Türkiye’de hiçbir toplumsal kesime karşı olmayız, hiç kimseye bu anlamda mesafeli olmayız. Temel parametreler etrafında biz herkesle oturur, herkesle fikir alışverişinde bulunuruz.
İttifaklar yapar mısınız?
Ben ittifakları kişiler ve gruplar üzerinden kurmak yerine fikirler, programlar ve projeler üzerinde yapmayı daha doğru bulurum.
“Program ittifakı” derken?
Yani zoraki seçim ittifakları yapmak yerine, aynı programları uygulayacaklarını açıklayan partilerin seçim öncesi bir koalisyon gibi program ittifakı kurmaları, ama tabii bu dediğimin bugünkü koşullarda Türkiye için oldukça ileri bir talep olduğunun da farkındayım, bunu sadece öteden beri savunduğum bir ilke olarak söylüyorum.
Mesela AK Parti’yle bir program ittifakı yapar mısınız?
Hayır, ben asla herhangi bir reel politikle, şu andaki Türkiye’nin günlük politikasıyla ilgili bir şey düşünerek söylemiyorum bunu, yıllardır söylüyorum. Bunu Türkiye demokrasisini güçlendirecek bir araç olarak söylüyorum, o kadar.
Peki acaba 2011’de Meclis’e girmek sizin için her şeyin önüne alınmış bir hedef mi, yoksa önce hedef partiyi oturtmak mı?
Öncelikli hedef milletin sahiplendiği, başrolünü milletin oynadığı bir siyasal hareketin inşasıdır. Bunu yaptıktan sonra zaten gerisi gelecektir ve bu 2011 seçimlerini es geçen bir hedef de değildir. Eğer milletin bize şu ana kadar gösterdiği ilgiyi bir siyasal hareket haline dönüştürebilirsek 2011 seçimlerinin iddialı partilerinden biri olabiliriz.
BU KOMPLO OLMASAYDI SP BARAJI ÇOK RAHAT AŞARDI
İstifa ettiğinizden beri AKP’lilerden hiç “Olacağı buydu” gibi sözler duydunuz mu?
Bana doğrudan böyle bir şey söylenmedi, ama bu şekilde düşünen AKP’li arkadaşların olduğunu biliyorum, ki başka arkadaşlarımıza benzer görüşlerini ifade etmişler.
“Başbakan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan” dendi bir ara; olamaz mı?
O, Sayın Ali Bulaç’ın makalesinden esinlenilen bir husustur, tamamen bir spekülasyondur.
Ve biraz da sizin referandumda “evet” diyeceğinizi açıklamanızdan sonra?
O “evet” ayrı bir meseleydi. AKP değil, CHP tek başına iktidarda olsaydı ve CHP bu paketi tek başına getirseydi, biz yine tereddütsüz “evet” derdik. Buradaki evet AKP hükümetine, onun icraatlarına bir evet değil, getirilen paketin muhtevasına verilmiş bir evettir.
Referandumdan sonra ilk Anayasa Mahkemesi üyesi dün (6 Ekim) seçildi, ama bugün gitsek sorsak seçenler seçtikleri üyeyi tanımıyordur, ismini dahi bilmeyenler vardır. Sizin “evet” dediğiniz muhteva bu mu?
Bu bir adımdır. Ben bunun ideal olduğunu savunmuyorum. Referandum maddelerinin her birinin kendi içinde taşıdığı eksiklikler var, ama önceki yapıya göre bir ileri adımdır. Ümit ediyorum ki Türkiye çok daha ileri adımlar atacaktır.
Peki, yine parti çalışmalarınıza dönersek, maddi kaynağınız nedir?
Bu hiç düşünmediğimiz, üzerinde de hiç çalışma yapmadığımız bir konu. Çünkü biz şuna inanıyoruz; bu millet inanırsa sırtındaki ceketini çıkartır verir, destek olur. Bizim hiçbir zaman bu anlamda milletten başka bir kaynağımız olmayacak. Arkadaşlarımız, bu işe gönül verenler, onların katkılarıyla yolumuza yürüyeceğiz. Zaten iki yıllık genel başkanlığımız süreci içerisinde inanır mısınız, o kadar küçük kaynaklarla fevkalade büyük kampanyalar yaptık, ki biz alışığız küçük bütçelere...
Para öbür tarafta kaldı diye düşünülüyor da...
Ama bereket de bu tarafta kaldı.
Saadet Partisi’nde böyle bir değişim olmasaydı sizce barajı aşabilir miydiniz?
Yani Saadet Partisi sürekli yükseliyordu. Bu komployla karşı karşıya kalmasaydık da çok rahatlıkla barajı aşacaktı.
Şimdi SP için bir tahmininiz var mı?
Hayır, hiçbir tahminde bulunmam.
AİLEM HEM ÜZÜLDÜ HEM DE RAHATLADI
SP’den istifanız evde hayatınızı nasıl değiştirdi; eşiniz, çocuklarınız nasıl karşıladı?
Açıkçası tabii bir üzüntü oldu. Çünkü yıllar boyu bir sürü emek bir sürü çaba... 12 yıl içerisinde eve hiç uğramadan siyaset yaptım. Çocuklarımızın, özellikle de Emir’in, İsmail’in büyümesini hiç görmedim. Zaten geçenlerde bir mesele oldu, Emir’in bir işiyle ilgilenmeye çalıştım, 15 yaşında bizim en küçüğümüz Emir, “Baba ya” dedi, “Zaten sen benim hangi işimle ilgilendin ki, şimdi niye böyle ilgileniyormuş gibi yapıyorsun?” dedi.
Ağır bir lafmış...
Çok ağır bir laf, hakikaten çok ağırıma gitti, çünkü haklı. Biz hakikaten böyle siyaset yaptık ve Allah şahit ki her günümüzü acaba millete nasıl hizmet ederiz diye geçirdik. Dolayısıyla bunun sonunda böyle bir süreçle muhatap olmak tabii ki ailemizi üzdü, ama bir anlamda da bir rahatlama oldu tabii. Bundan sonra da belki yüklerimizden kurtulmuş olarak, bizim neden olmadığımız yanlış algılamalardan, stresten kurtulmuş olarak daha doğru, daha kendi inşa edeceğimiz bir projeyle şimdi karşı karşıyayız.
Evinizde bunun heyecanı var mı?
Onun heyecanı hepimizin üzerinde var. Sağ olsun Sevgi Hanım da yıllardır alışkın olduğu için şimdi daha zor bir sürece girdiğimizi biliyor. Ama çok zevkli, inşallah çok keyifli olacak.
Tunca Bengin
İsrail teröründe neredesiniz?
23 Aralık 2024
Abdullah Karakuş
‘Benim teröristim iyi’ çıkmazı
23 Aralık 2024
Hakkı Öcal
Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak
23 Aralık 2024
Eren Aka
Belediyelerin borç tartışması bitmiyor!
23 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Yengeç | Jüpiter ile şans ve bolluk sizinle olacak
23 Aralık 2024