Virüs yoluyla bulaşan bir hastalık olan Zona konusunda Türk Dermatoloji Derneği yönetim kurulu üyesi Dr. Sema Karaoğlu açıklamalar yaptı.
Zona Nedir ?
Zona, virüslerle bulaşan bir infeksiyon hastalığıdır. Halk arasında gece yanığı/ kuşak hastalığı olarak da bilinir.
Zona nerelerde görülür?
Vücudumuzun sağ ya da sol tarafında yalnızca bir tarafta daha çok gövde ve baş kısmında olmak üzere her alanda görülebilir.
Zona nasıl başlar?
Hastalığın oluşacağı bölgede önce hafif batma, yanma hissi ve ağrı ile başlar. Ardından kızarık bir zeminde içi sıvı dolu kabarcıklar halinde devam eder. Zona lezyonları bir ip üzerine dizilmiş gibidir.
Hastalık nereden bulaşır?
Vücut için doğal bir süreç olan terleme, bazı kişiler için mevsim farketmeksizin iş ve sosyal hayatı olumsuz yönde etkileyecek boyutlara ulaşabiliyor. Bölgesel aşırı terleme, hastaların kıyafetlerinde iz bırakması sebebiyle açık renk giyinmelerine hatta tokalaşmalarına bile engel olabiliyor. Türk Dermatoloji Derneği genel sekreteri Doç. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu aşırı terleme ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler vererek botoks uygulaması hakkında aydınlatıyor.
Bölgesel terleme kişiyi sosyal yaşamdan soyutlayabiliyor
Bölgesel ya da yaygın olabilen aşırı terleme; diyabetli hastalarda, tiroid bezi aşırı çalışan kişilerde ve kanser hastalarında sıklıkla oluşabilmektedir. Ayrıca koltuk altı, el ve ayaklarda duygusal faktörlere bağlı olduğu düşünülen bölgesel aşırı terleme görülebilmektedir. Bölgesel terlemede sinirsel uyarım sonucu terleme bezlerinin normalden fazla çalışmasının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Aşırı terleme (hiperhidroz) hastanın iş ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır. Örneğin; koltuk altı terlemesi kıyafetlerde ıslaklık ve iz oluşturarak hastayı sosyal ortamlarda utandıracak hoş olmayan durumlara yol açabilmektedir. Ayrıca, derinin tahriş
Yaz tatili ve cilt hastalıkları
Yaz aylarında deniz veya havuzda geçirilen sürenin uzaması ve güneşin etkisiyle bazı cilt hastalıklarının ortaya çıkma riski artıyor. Bu dönemde sıklıkla rastlanan mantar, pişik, böcek sokması, güneş alerjisi ve yanık gibi rahatsızlıklardan korunmak için alınacak önlemleri Türk Dermatoloji Derneği yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu açıkladı.
Islak mayo ve terliksiz dolaşmak mantar hastalıkları nedeni
Tatilde serinlemek için uzun süre sudan çıkmamak, vücudun nemli kalmasına bağlı olarak ortaya çıkan cilt hastalıklarına neden olabilmektedir. Deniz veya havuzdan çıktıktan sonra özellikle vücuttaki kıvrım yerlerinin iyice kurulanmaması ciddi mantar hastalıklarına yol açabilir. Ayrıca ortak kullanıma açık havuzlarda ve plajlardaki zeminlerden de mantar bulaşabilmektedir. Mantar hastalıklarından korunmak için vücuttaki kıvrımlı bölgeleri çok iyi kurulanmalıdır. Sudan çıktıktan sonra ıslak mayo kurusuyla değiştirilmelidir. Havuz kenarlarındaki ıslak zeminlerde ve plajda yürürken mutlaka terlik giyilmelidir.
Deniz suyu ve güneş cildi kurutuyor
Deniz suyu ve güneşin etkisiyle yaz mevsiminde ciltte kuruluk oluşması da sık görülen bir durumdur.
Erkeklerde saç dökülmesi
Türk Dermatoloji Derneği yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Nilgün Şentürk erkeklerde görülen 'erkek tipi saç dökülmesi' sorunu ile ilgili olarak tıbbi kavramları ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Genellikle kalıtımsal
Erkek tipi saç dökülmesi (Androgenetik Alopesi) erkeklerdeki en yaygın saç dökülmesi tipidir. Erkek tipi saç dökülmesinde saç çizgisi geriye doğru çekilmiştir, şakaklarda ve başın üst bölümde dökülen saçların yerine daha ince saç tellerinin gelmesi ile kademeli olarak saç dökülmesi ve seyrelme gözlemlenir. Daha sonra başın tepe kısmı ve açılan şakak kısmı birleşerek sadece başın ön bölgesinde bir miktar saç kalır. Başın yan ve arka taraflarındaki saçlar bu dökülmeden etkilenmezler.
Erkek tipi saç dökülmesi genellikle kalıtımsaldır ve birçok erkek için gerçek bir endişe kaynağıdır. Bu bölgedeki kılların dihidrotestesteron hormonunun etkilerine hassasiyeti sonucu gelişir. Dihidrotestesteron saçın anagen dediğimiz gelişme safhasını kısaltır ve kıl köklerinin küçülmesine neden olur ve saçlar giderek incelir.
20'li yaşlarda dökülme görülür
DHT hormonunun, ergenlik çağında erkeklerde sesin kalınlaşması, sakalların çıkması, sperm üretimi ve kas gelişimi gibi
Kadınlarda saç dökülmesi
Sık görülmesi açısından daha çok erkeklerin sorunu olarak kabul edilen saç dökülmesinin kadınlarda da görüldüğünün altını çizen Türk Dermatoloji Derneği yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Nilgün Şentürk konuyla ilgili şu bilgileri verdi.
Sosyal ve psikolojik sorunların kaynağı
Saç dökülmesi hem erkeklerde hem de kadınlarda sosyal ve psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Saç telleri farklı büyüme evrelerinden geçer. Aktif büyüme dönemi genellikle 6-8 yıl kadardır ve ömrünü tamamlayan saç teli dinlenme evresine geçerek 2-3 ay içinde dökülür. Her gün belli miktarda saçın dökülmesi doğaldır. Bunlar doğal yaşam sürelerini tamamlamış ve dökülmeleri gereken saçlardır. Çeşitli kaynaklara göre değişkenlik gösterse de günde 100 adete kadar saç kaybı normal kabul edilir. Mevsim geçişlerinde özellikle ilkbahar-yaz aylarında gün ışığına maruz kalma süresi arttıkça dökülen saç sayısı artış gösterebilir. Dökülen saçların yerine kıl kökleri yeni saç üretir ve tekrar büyümeye başlar. Saç dökülmelerinin kadın ve erkeklerde farklı nedenleri vardır, bunların dışında her yaşta ve her iki cinste de saçlarda dökülme ile seyreden hastalıklar bulunmaktadır.
Kadın tipi saç dökülmesi
Kadınla
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar artıyor
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı problemidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada şu ana dek 340 milyon cinsel yolla bulaşan hastalık bildirilmiştir. Bunlara her yıl 20 milyon yeni hasta eklenmektedir. Artışın nedenleri ilgili olarak Türk Dermatoloji Derneği üyesi Prof. Dr. Bilal Doğan merak edilen soruları cevapladı.
Bu hastalıklar için kime/nereye başvurmalıyım ?
Deri ve Zührevi Hastalıklar uzmanları, uzmanlık eğitimi sırasında venerolojik (cinsel yolla bulaşan) hastalıkların tanı ve tedavileri konularında da eğitim almaktadır. Bu hastalıklarla ilgili en yeterli branş deri ve zührevi hastalıklar uzmanlarıdır.
Bu hastalıklardan korunmak neden önemlidir ?
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar ülkemizde de büyük bir toplum sağlığı sorunudur. Bu problem çok büyük oranda toplum tarafından bilinmemektedir ve ülkemizde bu hastalıklardaki artışın en büyük nedeni hastalık nedeniyle damgalanma korkusu ve cinsel konuların tartışılabilmesindeki genel rahatsızlık gibi görünmektedir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar nasıl önlenebilir?
Bu tür hastalıkların oluşmasını önlemek, üreme sağlığının korun
Vitiligodan kurtulmak mümkün
Halk arasında ala olarak bilinen vitiligonun yaz aylarında daha fazla belirgin hale gelmektedir. Toplumumuzda yaygın olarak konuşulan Ala hastalığının tedavisinin olmadığı biçimindeki inanış yanlıştır ve bu hastalıktan kurtulmak mümkündür. Hastalığı tanımak tedavinin ilk adımıdır. Bu yüzden önemli gördüğümüz soruların cevapları ile hastalığı tanıyalım.
Vitiligo nasıl bir hastalıktır ?
Vitiligo, halk arasında bilinen adıyla Ala hastalığı, vücudun hemen her yerinde ortaya çıkabilen beyaz renkli yama tarzı ile gözüken bir deri hastalığıdır.
Vitiligo neden ortaya çıkar ?
Ala hastalığı; deriye rengini veren melanosit dediğimiz hücrelerin melanin adı verilen boya maddesini üretememesinden kaynaklanır. Burada, melanositlerin pigment üretememe nedenleri genetik anormallikler, vücudun bağışıklık sisteminin melanositleri parçalaması, anormal fonksiyon gösteren sinir hücrelerinin melanositleri yıkabilecek maddeler salgılaması ve melanositlerin kendini yıkmasıdır.
Vitiligo nerede görülür?
En sık yüz, el, kol, bacak ve genital alanlarda görülür. Ala hastalığı; çocukluk veya ergenlik döneminde başlayabileceği gibi daha sonraki yaşlarda da ortaya çıkabilir.
Kortizon kullanma korkusu
Kortikofobi; kortizon içeren ve kortikosteroid olarak isimlendirilen ilaçların kullanımına bağlı oluşan korkudur. Kortizonlu ilaçlar, insanda böbreküstü bezlerinden salınan kortizol adlı hormonun sentetik olarak üretilmesi ile elde edilirler. Tıpta birçok hastalıkta uzman hekimlerin önerdiği doz ve sürede kullanıldıklarında hastalıkların çok büyük kısmında tam düzelmeler sağlanabilmektedir.
Kortikosteroidler yine hekimlerin önerdiği biçimde idame(devam) tedavilerinde de kullanılmaktadır.
Normalde her gün 3-5 miligram kortizol hormonu böbreküstü bezlerinden salgılanır. Bu hormon vücudumuzun tüm fonksiyonlarının düzenli olarak gerçekleşmesindeki ana hormonlardandır. Birçok deri hastalığında gerekli testler yapıldıktan sonra hekimlerin önerdikleri doz ve sürelerde kortizonlu ilaçlar kullanılabilir. Hatta bazı deri hastalıklarında sürekli düşük doz (günde 7,5 mg dan az) ağızdan veya enjeksiyon biçiminde kortizonlu haplar veya iğnelerin kullanımı önerilmektedir.
Deri hastalıklarında, deriye doğrudan sürülen kortizonlu kremler ise birçok deri hastalığında kullanılagelen türde ilaçlardır. Bu ilaçlar dermatologlar tarafından tarif edildikleri biçimde