Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

İsrail ile “yine ve yeniden” yeni bir dönem başlıyor. 2018’de seviyesi düşürülen ilişkiler, karşılıklı büyükelçi atamalarıyla normalleşiyor. Böyle bir süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gittiği New York’ta İsrail Başbakanı Yair Lapid ile görüştü.

Dikkat çeken diğer görüşmesiyse, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Örgütü temsilcileriyle buluşmasıydı. Erdoğan’ın bir araya geldiği isimlerden “Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı” Başkan Yardımcısı Malcolm Hoenlein ile konuştum, görüşmenin ayrıntılarını sordum. Anlattıklarına bakılırsa, görüşmenin kapsamı sadece Türkiye-İsrail ilişkileriyle sınırlı kalmamış. Suriye krizi, Ukrayna savaşı ve dünyadaki enerji krizi gibi pek çok başlık da gündeme gelmiş.

Haberin Devamı

Yahudi toplumuyla görüşme

İsrail’e ziyaret

Bu görüşmeye dair yazılan perde arkası haberlerden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu buluşmada Yahudi toplumu temsilcilerine “İsrail’e gideceğini” söylediğini biliyoruz. Hoenlein, “Öncelikle bazı bakanların özellikle de Enerji Bakanı’nın İsrail’e gidebileceğini, sonrasında kendisinin iade-i ziyaret yapacağını söyledi” ifadelerini kullandı. (İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog geçen Mart ayında Türkiye’ye gelmişti.)

Yahudi temsilciler, Filistinli örgüt Hamas’a yönelik hassasiyetlerini de masaya koydu. Hoenlein, “Biz Hamas’ın Türkiye’deki mevcudiyetinden duyduğumuz rahatsızlığı ilettik. Bazı arkadaşlarımız resimler gösterdi, Hamas’ın Türkiye’deki varlığının bu yapıya bir ‘güvenli bölge’ yarattığını ve buradan yönlendirildiğini söyledi. O da kendisinin tüm taraflarla konuşabildiğini ve bunun süreçlere yardımcı olduğunu anlattı. Hamas’ın Türkiye’den yönlendirilmediğini düşünüyor” dedi. Peki bu kez İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiler uzun vadeli olabilecek mi? Yahudi temsilciler de bu soruya net bir cevap veremiyor. Hoenlein “Umuyoruz. Emin olamıyoruz” demekle yetiniyor.

Suriye’de İran tedirginliği

Hoenlein’ın verdiği bilgiye göre Erdoğan, görüşmede Türkiye’ye karşı yürütülen terörist faaliyetlerle ilgili endişelerini paylaşmış. Türkiye’de istikrarı bozmaya dönük terörist faaliyetlerden bahsetmiş. Hoenlein bu konuya ilişkin de şunları söyledi:

Haberin Devamı

“Erdoğan, Türkiye perspektifinden Suriye’deki durumun ‘terörle mücadele’ olduğunu söyledi. Ayrıca ülkedeki uzun süreli istikrarsızlıktan bahsettik. Çünkü görünen o ki Esad’ın ülkesindeki kontrolü artmaya başladı. Rusya’nın varlığı azalıyor ve biz bu durumun geride bir boşluk bırakmasından ve bu boşluğu da İran’ın doldurmasından endişe ediyoruz. Hizbullah ve diğer grupların bu boşluğu doldurması daha ileri bir istikrarsızlık anlamına geliyor. Bu istikrarsızlığın tüm ülkeye yayılması konusundaki endişelerimizi paylaştık. Sanırım bu endişelerimizi anladı ve paylaştı.”

Malcolm Hoenlein kimdir?

- ABD doğumlu,

- Doktorasını Pensilvanya Üniversitesi’nden aldı,

- Kuzey Amerika Yahudi Öğrenci Hareketi’nin kurucularından,

- Dış Politika Araştırmaları Enstitüsü’nde Ortadoğu uzmanı,

- 1986’dan bu yana Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanlar Konferansı Başkan Yardımcısı.

Yahudi toplumuyla görüşme

MASA İÇİN KIŞ BEKLENTİSİ

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın New York ziyaretinde ABD Başkanı Joe Biden ile liderler düzeyinde bir görüşme olmadı ancak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’li muhatabı Antony Blinken ile bir araya geldi. New York’ta iki bakanın temasının öncesinde de Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, Washington’da görüşmeler yaptı. Bakanlar düzeyindeki görüşmenin ağırlıklı başlığını Ukrayna ve Azerbaycan-Ermenistan çatışmaları oluşturdu. Yunanistan ile ilişkiler ve ABD ile F-16 modernizasyonu için yürütülen müzakereler, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği de ele alındı.

Yahudi toplumuyla görüşme

Kasım sıkıntısı

Ukrayna savaşı ne zaman bitecek? Türk-ABD heyetleri arasındaki görüşmede dünyanın merak ettiği sorunun cevabı üzerine beyin fırtınası yapıldı. Rusya’nın kısmi seferberlik kararı bu görüşme yapılırken henüz gelmemişti. Ancak ABD tarafında Ukrayna’nın karşı taarruzuyla birlikte diplomasi masasından biraz daha uzaklaşıldığı fikri hâkim.

ABD tarafındaki beklenti kış aylarında Kasım-Kasım ortası gibi bir masanın kurulup kurulamayacağının netleşmesi. Yani savaşma koşulları ağırlaştığında ve soğuk kış günlerinde tarafların ilerleyişini durduracağı beklentisi var. Bu sebeple o tarihe kadar sahada hangi tarafın üstünlük kuracağı masanın kurulma ihtimalini ve koşullarını etkileyecek. O zaman diplomasi için bir fırsat penceresi açılabileceği görüşü paylaşılıyor.

Rusya ve yaptırımlar

ABD tarafı, görüşmelerde “Rusya’nın zor durumda olduğunu ve yaptırımlarla amaçlarının çok geniş bir alana ağ atmak olduğunu ama Rusya’nın yaptırımları Türkiye üzerinden by-pass etmeye çalıştığını” söyledi. Amerikan yönetimi, Türkiye’nin yaptırımlara katılmamasını anlıyor ancak bu konuda hassas. Türkiye ise Washington yönetimine “by-pass etme imkânı vermiyoruz, somut veriler üzerinden konuşalım, bu konuda spesifik bir şey görürseniz, elinizde bilgi varsa paylaşın, bunun üzerinden konuşalım” mesajı verdi.

Bu arada ABD,  “Tahıl koridoru anlaşmasınında” Rusya’nın doğru söylemediğini düşünüyor. Ham ve işlenip giden tahılın miktarına bakıldığında Rus iddialarının aksine yaklaşık oranda ürün gittiğini iddia ediyor. Ayrıca Rusya’nın hammaddesini çıkarma faaliyetine dair sigorta işlemlerinde ve liman hizmetlerinde yaptırım uygulanmayacağına dair garanti verildiğini de belirtiliyor.

F-16’da teknik çalışma sürüyor

Görüşmelerde ABD tarafı bir kez daha F-16 satışı ve modernizasyonunda Türkiye’ye son durumla ilgili bilgi verdi. “Pentagon’da teknik sürecin devam ettiğini, Kongre’den onay alırsa ABD tarihindeki en büyük satışlardan biri olacağını” söyledi. Amerikalılar sürecin yavaş gitmediğini bilakis Türkiye’ye satışa dair sürecin Savunma Bakanlığı’nda hızlı ilerlediğini” aktardı. Nihayetinde sürecin tamamlanması için birkaç ay daha var gibi görünüyor. Dolayısıyla yeni yıla kadar bu sürecin tamamlanması mümkün olmayabilir. ABD yönetiminin Türkiye’den beklentisi ise sürecin Kongre ayağı geldiğinde Kongre üyelerinin olumsuz görüşlerine yol açacak açıklamalar ve adımlardan kaçınması.

Türkiye’nin beklentisi ise Yunanistan ile yaşanan krizlerde, Washington’un Ankara’ya Atina ile ilgili kapalı kapılar ardında verdiği mesajları kamuoyuna açık şekilde de vermesi. Bunu biraz daha açalım: Görüşmede Dedeağaç’a yapılan ABD askeri yığınağı ayrıntılı olarak konuşulmadı ama Türkiye bu süreci yakından izliyor. ABD, Türkiye’nin sorularına “Dedeağaç’taki askeri varlığımız size karşı değil, Rusya’ya karşı” cevabını veriyor ancak Yunanistan’ın “ABD Türkiye’ye karşı yanımıza geldi” söylemlerine karşı da sessiz kalıyor. İşte Ankara’daki rahatsızlık bu. Türk heyeti ABD ile görüşmelerde “Atina’dan gelen bu açıklamalara karşı sesinizi yükseltin” mesajı verilmiş durumda.