Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Tarihi bir NATO Zirvesini geride bıraktık. Kuşkusuz bu zirvenin, İsveç ve Finlandiya için anlamı çok daha farklıydı. Rusya’nın Ukrayna saldırısı sonrasında NATO’ya üye olmak için başvuru yapan iki ülke, zirve öncesinde Türkiye’nin çekincelerini gidermeye çalıştı. Madrid’de yapılan yaklaşık 4 saatlik zirve sonrasında taraflar, beklentilerini karşılayan bir metin üzerinde uzlaştı. 

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, o uzlaşmadan sonra Finlandiyalı gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, “YPG, mutabakatta Türkiye’nin istediği gibi nitelendirilmedi; insani yardımı sürdürebileceğiz” dedi. Bu ifadeler, ister istemez şaşkınlık yarattı. Finlandiya Cumhurbaşkanı ile, zirveden bir gün sonra görüştüm. Niinistö, kendisine bu sözlerini hatırlattığımda, şu şekilde açıklık getirdi: 

Haberin Devamı

“Biraz daha netleştireyim. Finlandiya uluslararası iş birliği çerçevesinde Kürt halkına insani yardımda bulunmuştu. Aşı göndermiştik. YPG ya da diğer örgütlere hiçbir yardımda bulunmadık. Bu konuda da davranışımızda hiçbir değişiklik olmadı. Ancak uluslararası kurumlar aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerine insani yardım göndermeyi sürdüreceğiz. Kimsenin Finlandiya’nın uluslararası kurumlar vasıtasıyla Kürt halkına yönelik insani yardım programlarına destek vermesine itirazı olacağını sanmıyorum.” 

Niinistö ne demek istedi

Mutabakatta terör örgütlerine mali desteğin kesilmesi ve örgüt üyelerinin iadesi, en önemli maddeler arasındaydı. Finlandiya Cumhurbaşkanı’na bu mutabakatın uygulanmasındaki takvimi sordum... Niinistö, terörle mücadele yasaları konusunda çok fazla adım atmalarına gerek olmadığını anlattı ama yine de kapıyı açık bıraktı. Finlandiya Cumhurbaşkanı “Mesela teröre teşvik suç kapsamında bulunuyor. Terör örgütlerine katılımın tarifini genişletmiş bulunuyoruz. Yasalarımız son derece kapsamlı ancak anlaşmamız ve bu konuları yine de kuracağımız kalıcı ortak mekanizmada daha detaylı görüşeceğiz. NATO standartları çerçevesinde herhangi bir ihtiyaç ortaya çıkması halinde bunları da değerlendireceğiz” dedi. 

Haberin Devamı

Türk halkına mesaj 

İsveç ve Finlandiya altına imza attıkları mutabakata uymaz ve Türkiye’nin siyasi, hukuki beklentilerini karşılamazsa süreç ilerlemeyecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Madrid’deki basın toplantısında Türkiye’nin pozisyonunu bu şekilde ortaya koydu, taleplerin karşılanmaması durumunda iki ülkenin katılım senedini Meclis’e sevk etmeyeceklerini duyurdu. Erdoğan’ın bu sözlerini hatırlattığımda, Niinistö tartışmayı Türk halkına mesaj vererek noktaladı ve “Türk halkına Finlandiya’nın terörizmi ve Türkiye’de yaşanan terör olaylarını çok ciddiye aldığını söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı. 

Bu arada Finlandiya Cumhurbaşkanı’na Madrid’deki 4 saatlik görüşmede neler yaşandığını, düğümün nasıl çözüldüğünü sordum ama ayrıntıya girmedi. Ancak “4 saatlik müzakerelerde her birimiz, diğer tarafın bakış açısını anlamaya çalıştı. Birbirimizin ortaya attığı noktaları anlama noktasına gelmemizle çözüme ulaştık” demekle yetindi. 

Türkiye-Ermenistan görüşmelerinde az da olsa ilerleme var

Haberin Devamı

Türkiye ve Ermenistan özel temsilcileri, 1 Temmuz’da Viyana’da buluştu. Özel Temsilciler Büyükelçi Serdar Kılıç ve Ruben Rubinyan, ilk üç turda ilerleme sağlayamamıştı. Ancak 4. turda önemli ilerleme sağlandı ve taraflar iki konuda mutabık kaldı. İlki Türkiye-Ermenistan sınırının üçüncü ülke vatandaşlarına açılması, ikincisi de iki ülke arasında kargo ticaretinin başlamasıydı. Taraflar bu iki uygulamanın en kısa sürede başlayabilmesi için çalışacak. Peki bu noktaya nasıl varıldı ve bu kararlar ne anlama geliyor? 

Niinistö ne demek istedi

Öncelikle bu karar, 1993’te Ermenistan’ın Azerbaycan’ın Kelbecer bölgesini işgal ettiği zaman kapanan sınırların açılması anlamına gelmiyor. Sınırdan sadece üçüncü ülke vatandaşlarının geçişine izin verilecek. Bir başka deyişle, bu karar Türkler ve Ermeniler için geçerli değil. Taraflar henüz buna hazır olmadığından, ilk adımı üçüncü ülke vatandaşları üzerinden attı. Burada da amaç, ilk uygulamayı turizm üzerinden tecrübe etmek. Ermenistan için Ani Harabeleri gibi tarihi bölgelere doğrudan ulaşabilmek, Türkiye için de Ağrı ve Van gibi bölgelere turist çekebilmek anlamlı. Karar binlerce turistin kültür turizmini kesintisiz yapabilmesi anlamını taşıyor. Türk veya Ermeni olup ikinci vatandaşlığı olanlarsa ancak ikinci pasaportlarıyla geçiş yapabilecek. 

Kalıcı altyapı kurulmayacak 

Kararın hızla uygulanabilmesi için iki ülkenin sınırla ilgili makamları görüşecek ve gerekli sistemi kuracak. Ancak sınırda bu aşamada kalıcı altyapı çalışması yapılmayacak. Bireysel geçişler de mümkün olamayacak. Anlaşılan o ki, bu uygulamanın tur otobüsleri üzerinden hayata geçirilmesi planlanıyor. Diğer ülkeye geçmek isteyen turistler birkaç gün öncesinden ilgili makamlara bilgi verecek ve ancak oradan gelecek onay sonrasında sınırdan geçebilecek. 

Türkiye kara sınırını 1993’te Ermenistan’ın Azerbaycan’ın Kelbecer bölgesini işgal etmesinin ardından kapatmıştı. O tarihte ticaret ve karşılıklı uçuşlar da kesilmişti. Türkiye-Ermenistan arasında sivil uçuşlar şubat ayında yeniden başladı. 

Türkiye ve Ermenistan temsilcileri Viyana’da bir sonraki toplantının takvimi ve yeri konusunda ise bir karar vermedi. Bu konu ilerleyen günlerde netleşecek.