Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, bu hafta Avrupa turundaydı. Veliaht Prens önce Atina, ardından da Fransa’ya geçti. Bu ziyaret, Ukrayna Savaşı yüzünden alternatif enerji kaynağı arayışına giren, fiyatların düşmesi için daha fazla petrol üretmesi ve ihraç etmesi konusunda Suudi Arabistan’a baskı yapan Avrupa için önemliydi. Özellikle de 3 Ağustos’ta yapılması planlanan OPEC toplantısı öncesinde... 

Ancak bu ziyaretlerde en dikkat çeken anlaşma, Yunanistan ile Suudi Arabistan arasında, Avrupa’yı Asya’ya bağlayacak, denizin altına döşenecek kablo anlaşmasıydı. İki ülke şirketleri, aslında mayıs ayında bu anlaşma için mutabakata varmış ve proje “East to Med Data Corridor” (Doğu’dan Akdeniz’e Veri Koridoru) adını almıştı. Veliaht Prens’in Atina ziyaretinde de iki ülkenin desteğiyle telekomünikasyon şirketleri arasında (MENA HUB-Suudi Arabistan/ TTSA Yunanistan) ortak girişim için imzalar atıldı. Bu anlaşmanın hedefi dijital iletişim ağlarıyla Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de bölgesel bir veri merkezi haline gelmesini sağlamak. 

Haberin Devamı

Bu anlaşmanın siyasi boyutu bir yana, atılan imzalar bir kez daha deniz yetki alanları ve münhasır ekonomik bölge (MEB) tartışmalarını gündeme taşıdı. Münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığından farklı olarak ilana ihtiyaç duyulan bir alan. 200 mil olarak belirlenen MEB, aynı zamanda su kütlesindeki kaynaklara sahip olma hakkı içeriyor. Münhasır ekonomik bölgede balıkçılık, bilimsel araştırma yapma yetkisi kıyı devletine ait. Üçüncü ülkeler içinse bu bölgeden boru hattı veya kablo geçirme hakkı var ama bu sınırsız bir hak değil. Bir başka deyişle ülkeler, Türkiye’nin ileride ilan edebileceği münhasır ekonomik bölgeden kablo geçirmek isterse izin almak durumda. Geçmişte yapılan Türkiye-Libya Deniz Yetki Alanları Anlaşması gibi anlaşmalar bu yüzden büyük önem taşıyor. Eğer Yunanistan ve Suudi Arabistan o kabloyu Kıbrıs adasına taşımak istiyorsa, güzergahın çakışması halinde Türkiye’den izin almak durumunda. 

Özetle Doğu Akdeniz de artık deyim yerindeyse Ege’leşmiş durumda. Ege Deniz’inde sadece iki ülke vardı, Doğu Akdeniz’de ise on taraf var ve bu da o bölgede yetki alanlarını karmaşıklaştırmış durumda. Bu yüzden o kablonun siyaseten ve hukuken Akdeniz’e “dolanma” ihtimali var. 

Haberin Devamı

Akdeniz’e dolanacak kablo

Veri koridoru projesi:

* Yatırım maliyeti: 850 milyon Euro 

* İnşaata başlama tarihi: Sonbahar (tahmini) 

* Tamamlanma tarihi: 2025 sonu (tahmini) 

* Rotası: Projeye katılacak ülkelerin duyurusu daha sonra yapılacak 

Deniz Hukuku Sözleşmesi

Madde 58: MEB’de devletlerin hakları 

1- Münhasır ekonomik bölgede, sahili bulunsun veya bulunmasın, bütün devletler, 87. Maddede söz konusu olan seyrüsefer serbestliği ile denizaltı kabloları ve petrol boruları döşeme serbestliğinden; denizin uluslararası diğer yasal amaçlarla kullanılması serbestliğinden işbu Sözleşmenin diğer hükümleri ile bağdaşır bir şekilde yararlanırlar. 

3- “Münhasır ekonomik bölgede devletler, işbu Sözleşme uyarınca haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken, sahildar devletin haklarını ve yükümlülüklerini gerektiği şekilde göz önünde bulunduracaklar ve sahildar devletin işbu Kısım ve diğer uluslararası hukuk kuralları uyarınca kabul ettiği kanun ve kurallar, işbu sözleşme ile bağdaşır olduğu ölçüde, riayet edeceklerdir.” 

Haberin Devamı

Dünya petrol üretimi:

(Uluslararası Enerji Ajansı Ocak 2022 verileri milyon/gün) 

* ABD: 17,6 

* Suudi Arabistan: 12 

* Rusya: 11,3 

Suudi Arabistan petrol verileri:

(OPEC verileri - milyar dolar)

* İhracat değeri: 286
*  Petrol ihracat değeri: 202.6

‘AĞIR ÇEKİMDE ÖLÜM’

Uluslararası Af Örgütü, Taliban yönetimi altındaki Afganistan’da, geçen bir yıllık süreçte kadınlar ve kız çocuklarıyla ilgili bir rapor yayınladı. Raporun ismi başlıktaki gibi: “Ağır Çekimde Ölüm: Taliban Yönetimi Altında Kadınlar ve Kız Çocuklar...” 

Örgüt, Eylül 2021-Haziran 2022 tarihleri arasında Afganistan’ın 34 şehrinden 20’sinde, 14 ila 74 yaşları arasında 90 Afgan kadın ve 11 kız çocukla görüştü. O görüşmelerin ardından derlenen 100 sayfalık raporda, kadın ve çocuklara yönelik baskıcı yönetim tarzı, eğitim, çalışma hayatı, kısıtlamalar ve kıyafet zorunluluğu başlıklarında toplanıyor. Rapora göre, bir yılda kadınlar eğitimden, iş hayatından ve sokaktan uzaklaştırıldı. Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler arttı. Haklarını aramak isteyen kadınlar da protestolarda gözaltına alındı, gözaltında fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kaldı. Raporda yer alan bu ifadeler, kadınlarla yapılan görüşme notlarıyla destekleniyor. Görüşme yapılan Afgan kadınların ortak talebi, Taliban yönetiminin uluslararası toplum tarafından tanınmaması. 

Akdeniz’e dolanacak kablo

Taliban yönetimine öneriler:

* Kadın ve kız çocuklarının haklarına saygılı olun 

* Ülkenin kapılarını denetçilere açın 

* Uluslararası kuruluşların insani yardımlarına engel olmayın 

* Kız çocuklarının eğitime dönmelerini sağlayın 

* Eğitimin önündeki engelleri kaldırın 

* Kadının iş hayatına geri dönüşü için adım atın 

* Kadının eşit şartlarda çalışması ve kazanması için düzenlemeler yapın 

* Kadına ve çocuklara dönük şiddetin önüne geçmek için uluslararası örgütlerle çalışın 

* Kadın polis sayısını artırın, cezaevi koşullarını izleyin 

* Protestolara engel olmayın, herkesin hakkını arayacağı güvenceli ortam yaratın 

Ülkelere tavsiyeler:

* Afgan yönetiminin hukuka aykırı davranışlarını dünyaya duyurun 

* İnsani yardım çabalarına destek olun 

* Afgan halkına zarar vermeden, Taliban yönetimine uygulanması gereken manevralarda birlikte hareket edin 

* Uluslararası Ceza Mahkemesi tüm iddiaları sorgulamalı