Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP seçimini yaptı ve cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecini başlattı. 2018 - 2023 döneminde hem CHP hem de altılı masa son ana kadar beklemeyi tercih etmişti. Bu soru her soruluşunda “iktidarın zorlaması, tuzağı” değerlendirmesi yapılmıştı. Adayı erken açıklamanın yıpratılmasına da neden olacağı düşüncesi en önemli gerekçeydi. Ancak o kadar titizlenildiği halde, kararın son ana bırakılmasının asıl hata olduğu, hesapta hiç olmayan gelişmeler nedeniyle durumu toparlamaya zaman kalmadığı da son anda anlaşılmıştı.

Haberin Devamı

Bu sefer de bazılarınca muhtemelen son ana yani seçim gününe kadar tartışılacak benzer bir ikilem yaşandı. “Hata olur” diyenlere rağmen bir kısım CHP’lilerin İstanbul’daki iki ilçe belediyesi ve bazı İBB iştiraklerine yönelik soruşturmaların Ekrem İmamoğlu’na uzanan gelişmelere neden olabileceği fikrinden yola çıkılarak aday belirleme sürecinin başlatılmasına karar verildi. Bu yeni bir fikir değildi. İmamoğlu’na yakın isimlerce bir süredir işlenen bir görüştü. Özellikle Beşiktaş Belediyesi’ndeki iddialar bu görüşün ağırlık kazanmasına neden oldu. Elbette burada ince bir çizgi var. İmamoğlu’nu savunanlar onun adaylığının ilan edilmesini öneriyordu ya da CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmasını. 28 Ocak 2025 itibarıyla ilanı yapılan “aday belirleme süreci”. Lakin aynı kapıya çıktığından da şüphe yok.

Yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenim, planlanan ön seçim için çok beklenilmesinin düşünülmediği. Genel Başkan Özgür Özel her ne kadar şubat- mart - nisan aylarını zikretmiş olsa da, fazla uzatmadan CHP üyeleri sandığa yönlendirilecek gibi. “Fazla uzatma fazla komplikasyon” görüşü olduğu anlaşılıyor. Bir kaynak, 23 Şubat’ı telaffuz etti ancak aynı tarihte AK Parti’nin olağan büyük kongresi var. Bu nedenle bu olasılık ortadan kaldırmış olabilir.

En önemli soru ise parti içi sandıkta kimlerin yarışacağı. Elbette herkesin aklına gelen ilk olasılık en az iki adaylı bir yarış. İmamoğlu’nun yarışmayacağını düşünmeyen yok. Zira sandığın bugünden kurulmasının nedeni zaten büyük ölçüde onun önünün kesilmesine engel olma niyeti. Ancak sadece bu değil. ‘Genel Merkez yönetiminin de son dönemdeki dağınıklığı toparlamak için buna ihtiyacı var’ tespiti yapılıyor. Otomatik olarak akla gelen ikinci isim Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Yavaş’ın şimdiden adaylık konusunun tartışmaya açılmaması taraftarı olduğu, bunun içerde bir nevi enfeksiyon yaratacağı görüşünü bir kez daha yinelediği belirtiliyor. Buna rağmen karar ilan edildi. Bir tepki olmanın ötesinde Yavaş’ın parti içi sandık testine girmeyi tercih etmeyeceği tahmini yapılıyor.

Haberin Devamı

Ön seçim kaç adaylı olur?

Neden sorusunun yanıtı; “kaybedeceğini bildiği bir yarışa girmez”. Mansur Yavaş’ın anketlerde yüksek oy aldığını inkar eden yok. Ancak o teveccüh seçmen nezdinde. Ön seçimde ise CHP üyeleri oy kullanacak. CHP üyelerinin ve parti teşkilatlarının nezdinde ilçe başkanlığından gelen İmamoğlu ile sonradan CHP üyesi olan Yavaş arasında kıyasın söz konusu olamayacağı değerlendiriliyor. Bu çıkarımı Yavaş’ın da yapacağı ifade ediliyor. Peki ya başka çekirdekten CHP’liler, örneğin başka büyükşehir belediye başkanları “ben de varım” derse? Anlaşılan onlara söylenecek olan da “Hayırlı olsun, buyrun”. Böylece kimsenin önünün kesildiği söylenemeyecek. Ancak sandık daha kurulurken İmamoğlu’nun oradan çıkacağı düşüncesinin baskın olduğuna şüphe yok.

Haberin Devamı

CHP’de cumhurbaşkanı adayını seçim tarihi netleşmeden belirlemenin ve bunu Yavaş’ı küstürerek yapmanın bedeli olacağı görüşünde olanlar var. “Yavaş faktörü dikkate alınmalı” diyenler, bugüne kadar, onun başka bir partiden ya da 100 bin imza ile aday olması riskine dikkat çektiler, çekiyorlar. Partide bu olasılığa şans tanımayanlar da bulunuyor. Bazı kaynaklarca, Yavaş’ın CHP adayı olmadan ölçüldüğü anketlerde, CHP adayı olarak ölçüldüklerinin gerisinde çıktığı iddia ediliyor. Böyle bir anketi henüz bizzat görmediğim için burada ifade edileni aktarmakla yetineceğim.

Diyelim İmamoğlu ön seçimden çıktı, adaylığı parti grubunca da onaylandı. Ancak hakkında siyasi yasak istenen iki davadan en az biri bu arada sonuçlandı. Siyasi yasaklı oldu veya hakkında bir tutuklama kararı çıktı. Her iki olasılığın da hesaba dahil edildiği anlaşılıyor. İmamoğlu’nun “fiilen olmadığı” bir denklemin bile CHP’yi, dolayısıyla da parti adayını büyüteceği düşünülüyor. Bir kaynak, “İmamoğlu olmazsa birisi çıkar ve onun adına yarışa girer” dedi.