“24 yaşında genç bir kadınım, eşimle 2 yıl önce severek evlendim. Ancak o günden bu yana birlikte olamadık. Hatta son zamanlarda odasını bile ayırdı.
Eşim bu konuda hiç konuşmak istemiyor. Ayrıca tedavi olmak içinde hiçbir gayreti yok. ilk zamanlar her şeyin düzeleceğini umut ediyordum. Bu sorunu ne zaman açmaya kalksam, bana küfredip Bağırıp çağırıyor.
Üç gün önce yediğim dayak nedeniyle yüzüm mosmor oldu.
Ben de ertesi gün doktora gidip rapor aldım. Şimdi annemlerde kalıyorum. Ne yazık ki yaşadığım sorunu annemlerle bile paylaşamıyorum.
Boşanmaktan başka çarem kalmadı. Haklarımı öğrenmek istiyorum.
***
İşte yapacaklarınız:
Değerli okurum, evlenmenin, aile kurmak, hayatı paylaşmak, acı tatlı günleri birlikte yaşamak, gibi sosyal amaçları vardır.
“32 yaşında bir kadınım, eşimden 2 yıl önce ayrıldım. Bundan 6 ay kadar önce internet üzerinden bir adamla tanıştım.
Başlangıçta her şey gayet güzeldi. Ona çok büyük güven duyuyordum. Bir süre önce de evlenmeye karar verdik.
Bir akşam onun doğum gününü benim evimde kutladık. O akşam bana bir masa saati hediye etti. Bunun gizli kamera olacağını düşünemedim.
Daha sonra bazı yalanlarını yakaladığım için ondan ayrılmaya karar verdim.
Bunu ona söylediğinde ‘Bu hiç de kolay olmayacak, ben ne zaman istersem bu iş öyle biter, ben istemedikçe benden ayrılamazsın,’ dedi.
Daha sonra bana attığı maillerden, yatak odamdaki görüntüleri masa saatindeki gizli kameraya kaydettiğini ve bunları bilgisayara yüklediğini anladım.
Bana sürekli mailler atıp şantaj yapıyor. Dediklerini yapmazsam, çektiği görüntüleri internete koyacakmış.
Çok üzgünüm, ne yapacağımı bilemiyorum. Sizden bilgi rica ediyorum.”
“40 yaşında bir kadınım, maddi olarak da hiçbir sıkıntımız yok. Ama benim en büyük sorunum, ne yaparsam yapayım, mutlaka bir sorun çıkıyor ve benim mutluluğum başlamadan bitiyor.
Ya çocukların okulları ya eşimin iş sorunları, ya da gelecek kaygısı… Bugün her şey yolunda diyorum, biraz sonra üzülecek bir neden çıkıyor, belki de ben buluyorum. Ne yapacağım?”
***
Değerli okurum sorunsuz bir yaşam yok. Hepimizin kendi yaşam alanımıza göre çözmemiz gereken sorunlarımızın olması doğaldır.
Önemli olan mutlu olmak için o sorunların çözülmüş olmasını beklemeden hemen şimdi mutlu olabilmek, hayattan keyif almasını bilmektir.
Çünkü şimdi mutluysanız ve küçük şeylerden keyif alabiliyorsanız, tüm hayatınız mutlu geçecek demektir.
Mutlu olmayı her sorunun çözümünden sonraya bırakırsanız, bu sadece mutlu olmayı değil yaşamı da ertelemek olur.
Bir süre sonra da mutlu olmayı unutur, sadece sorunlarla uğraşırsınız. Hatta bu alışkanlık öyle bir hale gelir ki her şey yolunda olsa bile kendinize üzülecek bir mesele bulursunuz.
“26 yaşında genç bir kızım. Bundan 2 yıl önce, üniversitede öğrenciliğim sırasında bir adamla tanıştım.
O zamanlar evli olduğunu bilmiyordum ve onu çok seviyordum.
‘Bekar olduğunu ve benimle evlenmek istediğini’ söylüyordu. Onun için okulumu yarım bıraktım.
Evli olduğunu öğrendiğimde de artık çok geçti.
Bana bir ev tuttu. Haftanın bir günü geliyor ve yanımda kalıyordu. Birbirimizi çok seviyorduk. Bu nedenle ayrılamadık. Şimdi 5 aylık hamileyim
Eşi, birlikteliğimizi öğrenmiş ve bana tazminat davası açtı. Sevgilim de ailesinden çekindiği için beni terk etti. Asıl darbeyi ondan yedim.Ne yapmalıyım?”
***
Değerli okurum, elbette birlikte olduğunuz adama karşı babalık davası başta olmak üzere dava açma hakkınız var.
“25 yaşında genç bir kızım. Yaşadığım olay nedeniyle günlerdir uyku uyuyamıyorum. İnternette, bir sosyal paylaşım sitesinde benim adımla, benim fotoğrafımla ve bana ait özel bilgilerle bir profil oluşturulmuş.
Bunu yapan kişi bununla yetinmeyip benim adıma sevgili bile bulmuş.
Bunu kimin yaptığını tahmin ediyorum.
Ayrıldığım eski nişanlım ondan ayrılmamı bir türlü kabul edememişti. Ayrıca bana ait bazı bilgileri sadece o biliyordu. Büyük bir ihtimalle o yapmıştır.
Ne yapacağımı bilemez durumdayım.
Annemin önerisiyle size yazıyorum, bana yol gösterin."
***
Değerli okurum, sizin yaşadığınız mağduriyetleri yaşayan çok kişi var.
İşte huzursuzluk yaratan 8 farklı neden:
1)Sevdiğim insan beni anlamıyor.
*Yapmanız gereken anlaşılmaya çalışmak yerine anlamaya çalışmanız.
2)Tatile gittiğimde işlerimi, çalışırken tatili düşünüyorum.
Neredeysen orada ol, tatildeyken tatilde çalışırken işte… Olmadığın yerde olmaya çalışma.
3)Sahip olduklarım beni tatmin etmiyor, hep daha fazlasını istiyorum.
*Daha iyisine sahip olmayı istemek yanlış değil. Ama daha iyisini isterken sahip olduklarının keyfini çıkartamazsan, daha fazlasına da sahip olsanız da bir önemi yok.
4)Çok öfkeliyim, kalp kırıp sonra pişman oluyorum.
“28 yaşında bir kadınım, Geçen hafta karşıdan karşıya geçerken bir araç bana çarparak yaralanmama neden oldu. Ayağımın sakat kalma ihtimali var. Haklarım neler?
***
Değerli okurum, geçmiş olsun, umarım bir an önce sağlığınıza kavuşursunuz.
Öncelikle yapmanız gereken, size çarpan aracı sigorta eden sigorta şirketine başvuruda bulunmanızdır.
Bunun için trafik kaza tespit tutanağından aracın hangi şirketten sigortası olduğunu tespit etmelisiniz.
Ayrıca bu bilgileri TRAMER’den (Trafik Sigortası Bilgi Merkezi) de öğrenebilirsiniz.
Size çarpan aracın mali mesuliyet sigortası yoksa bu durumda Güvence Hesabı Kurumu’na başvurmanız gerekiyor.
Sigorta limitleri uğradığınız zararı karşılamıyorsa, kalan bedel için size çarpan araç sürücüsü, araç sahibi ve varsa işletene karşı dava açabilirsiniz.
Sözcükler aslında sanılandan çok daha güçlüdür. İlişkilerinde sorunlar yaşayanlar aşağıdaki sözleri daha sık kullandıklarında hayatlarında mucizeler yaşayacaklarına inansınlar.
Dağ gibi görünen ve içinden çıkılmaz sanılan sorunların aşılmasının aslında çok da zor olmadığımı görecekler
1)Sana ilk günkü gibi aşığım.
2)Benim için çok değerlisin
3)Yaptıklarından dolayı seni her zaman takdir ediyorum.
4)Sen olmadan bunları başaramazdım.
5)Dünyaya bir daha gelsem yine seninle evlenirdim.
6)Senin yaptıklarına karşı senin için ne yapsam azdır.