Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından koronavirüs salgınının başından bu yana düzenli olarak yayınlanan ‘ILO Gözlem: Kovid-19 ve Çalışma Yaşamı’ raporuna göre, insan odaklı toparlanma politikalarıyla desteklenen erken iyileştirmeler olmazsa, 2021 yılında toparlanma yavaş, dengesiz ve belirsiz olacak
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından koronavirüs salgınının başından bu yana düzenli olarak yayınlanan ‘ILO Gözlem: Kovid-19 ve Çalışma Yaşamı’ başlıklı küresel işgücü piyasasını izleme raporunun yedinci baskısına göre, 2020’de salgın nedeniyle 255 milyon tam zamanlı iş eşdeğeri (küresel çalışma süresinin yüzde 8.8’i) kaybedilmiş durumda. Bu bakımdan, işgücü piyasasının bugüne kadar benzeri görülmemiş düzeyde kayba uğradığını söylemek yanlış olmayacaktır. Peki, küresel işgücü piyasası ne zaman toparlanacak? ILO’ya göre, insan odaklı toparlanma politikalarıyla desteklenen erken iyileştirmeler olmazsa, 2021 yılında toparlanma yavaş, dengesiz ve belirsiz olacak.
2008 krizinin 4 katı
Bu dönemdeki kayıp, 2008 küresel ekonomik krizinin işgücü piyasası üzerinde yarattığı tahribatın yaklaşık 4 katı. ILO’ya göre, salgına dayanan kayıp çalışma sürelerinin iki temel kaynağı var. (1) İstihdamda kalmaya devam edenlerin çalışma sürelerinin azaltılması. (2) İşsizlikten daha ziyade kişilerin salgın kapsamındaki kısıtlamalar sebebiyle çalışamadıkları veya söz konusu dönemde iş aramaktan vazgeçtikleri için işgücünün dışında kalmalarından kaynaklanıyor. Diğer taraftan, ILO verilerine göre söz konusu kayıplar - destek önlemleri dikkate alınmadığında - küresel emek gelirinde yüzde 8.3’lük düşüşe neden olmuş. Bu da küresel gayrisafi hasılanın yüzde 4.4’üne, yani yaklaşık 3.7 trilyon dolara eşit.
Kadınlar ve gençler...
Küresel salgının neden olduğu işgücü piyasası aksamalarından, kadınlar, erkeklerden daha fazla etkilenmiş. ILO verilerine göre, küresel düzeyde kadınların istihdam kaybı yüzde 5 iken erkeklerinki yüzde 3.9 oranında. Kadınlara benzer şekilde, genç işçiler de ya işlerini kaybetme, ya işgücü piyasasından ayrılma ya da işgücü piyasasına girişlerinde gecikme yoluyla ağır darbe almış durumda. ILO istatistikleri, yetişkinler için yüzde 3.7 olan istihdam kaybının 15-24 yaş grubundaki gençlerde yüzde 8.7 olduğunu gösteriyor. Bu durum, 2008 küresel ekonomik krizi döneminde olduğu gibi gençler için ‘kayıp nesil’ tartışmalarını bir kez daha gündeme getiriyor.
K biçimli toparlanma
ILO raporu, salgının sektörler üzerindeki etkilerinin de dengesiz dağıldığını gösteriyor. ILO’ya göre, söz konusu dengesizlik çerçevesinde en ağır etkilenen sektörler ve işçiler toparlanmada geri kalabilecek ve dahası düzeltici önlemler alınmazsa eşitsizlikler daha da büyüyecek. Bu da “K biçimli toparlanma” olabileceği kaygısına işaret ediyor.
Türkiye’deki durum
TÜİK istatistikleri itibarıyla Nisan 2020 döneminde toplam istihdam 25.61 milyona ulaşmış olsa da söz konusu dönemde gerçekte çalışmış olan kişi sayısı 20.45 milyondur. Bu durum, belirtilen dönemde çalışmaya devam edenlerin haftalık ortalama çalışma saatlerinde önemli ölçüde düşüş olduğunu gösteriyor.
ILO araştırması, salgının zirve dönemine rastlayan, en sıkı kısıtlama tedbirlerinin uygulandığı nisan ve mayıs aylarında Türkiye’deki ekonomik faaliyetin üçte birinin yok olduğunu, buna bağlı olarak çalışma saatlerinin nisan ayında yüzde 34.9 ve mayıs ayında da yüzde 33.8 düzeyinde azaldığını ortaya koyuyor. Bu oranlar, söz konusu aylarda haftalık olarak sırasıyla 434 milyon ve 422 milyon saatlik çalışma süresi kaybı anlamına geliyor. Haziran ayı ile birlikte normalleşme sürecinin başlamasıyla çalışma saatlerindeki kayıpların ortadan kalkmaya başladığını söylemek mümkün.