İşçi ve işveren arasında uyuşmazlık olduğunda çözüm mahkemede aranıyor. ALO 170 bu konuda önemli rol üstlendi. Ancak fazla mesai, kıdem ve ihbar tazminatı, işe iade davası gibi konularda mahkeme kaçınılmaz oluyor. Böyle olunca da mahkemelerin iş yükü artıyor ve dava süreleri uzuyor. Geç gelen adalet de, haksızlığa uğrayan tarafın mağduriyeti artıyor. İşte bu sorunun çözümü noktasında iş davalarında arabuluculuk zorunluluğun hayata geçirilmesi planlanıyor. Hazırlanan taslak referandum sonrası Meclis gündemine gelecek.
1 Arabuluculuk nedir, mahkemeden farkı ne?
Uyuşmazlıkların dostane çözüm yollarından biri olarak biliniyor. Birçok ülkede uygulanan bu mekanizma, uyuşmazlık taraflarının mahkeme olmadan arabulucu tarafından uzlaştırılmasına aracılık ediyor.
2 Peki arabulucu olarak rol alan kişi ne yapar?
Sanıldığının aksine arabulucular taraflara çözüm önerisi sunmaz. Arabulucu taraflara uyuşmazlığı anlatır, menfaatlerini tespit eder ve bu konular üzerinde tartışarak çözüm bulmaları için uygun ortamı yaratır. Bu süreçte arabulucu tarafların birbirlerini iyi anlamalarını sağlamaya çalışır.
3 Ne zaman arabulucuya gidilmesi gerekiyor?
Arabuluculuk mekanizması tarafların arasında uyuşmazlık çıktıktan sonra, kural olarak mahkeme veya tahkim aşamasına gelinmeden önce başvurulabilecek bir mekanizmadır. Yani, mahkemeye gitmeden önce arabuluculuğa başvurulabilir.
4 Arabulucuya gidilmesi zorunlu mu olacak?
Bugünkü mevzuat uyarınca toplu iş uyuşmazlıkları dışında arabulucuya gidilmesi hiçbir uyuşmazlıkta zorunlu değil. Taraflar ancak isterlerse arabulucuya başvururlar. Ancak yapılacak değişiklik sonrasında işçi alacaklarında ve işe iade davalarında arabulucuya başvurulması zorunlu hale gelecek. Dolayısıyla ücret, fazla mesai alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı konularında dava açacak işçi ve işverenin mahkemeye gitmeden önce arabulucuya başvurması zorunluluğu doğacak. Diğer yandan, işe iade davalarında da davanın açılmasından önce arabulucuya başvurulması şart hale gelecek. Bu düzenleme hayata geçerse işçi alacakları ve işe iade konusunda her iki taraf da soluğu mahkemede almadan önce arabulucuya gitmek zorunda olacak.
5 Arabulucuya gidildiğinde dava hakkı kaybedilir mi?
Şu anki düzenleme çerçevesinde taraflar eğer arabulucuya gitmeyi tercih ederlerse dava açma haklarını kaybetmiyorlar. Arabuluculuk sürecinin herhangi bir safhasında taraflar süreci devam ettirmeyerek dava açma yoluna gidebilirler. Şu an taslak halindeki düzenlemeye göre arabuluculuk sürecinin anlaşmazlıkla sonuçlanması sonrasında mahkemeye gidilmesi gerekecek. Dolayısıyla, tarafların arabuluculuk sürecini kanunda belirtilen şekilde sürdürüp, daha sonra dava açması söz konusu olacak.
6 Arabulucusuz dava açılırsa ne olacak?
Taslak bu haliyle yasalaşırsa arabulucuya başvurma zorunluluğu olan işçi alacağı ve işe iade davalarında arabulucuya başvurulmadan açılan davalar usulden reddedilecek. Reddedilen dava sonrası tekrar arabuluculuk sürecinin başlatılması gerekecek. Arabuluculuk süreci başlatılmadan bu dava görülmeyecek.
7 Zaman aşımı sürelerinde bir düzenleme olacak mı?
Hazırlanan kanun taslağının bugünkü halinde yıllık izin ücretleri, kıdem, ihbar, kötü niyet tazminatı ve eşit davranmama nedeniyle istenebilecek tazminat için 2 yıllık zaman aşımı süresi öngörülüyor. Şuan ki uygulamada ücret alacaklarında 5 yıl, tazminatlarda ise 10 yıllık zaman aşımı söz konusu. Ancak bu konu çalışma hayatının tarafları ile müzakere edilmeden taslağın son haline dahil edilmeyecektir.
8 Arabulucu masraflarını kim karşılayacak?
Arabuluculuk sürecinde ortaya çıkan masraflar taraflar aksini kararlaştırmadığı müddetçe eşit olarak paylaşılacak.
9 Yapılan nlaşmanın bağlayıcılığı nedir?
Taraflar arabuluculuk sürecinde bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşmaya ilişkin icra edilebilirlik şerhi talep edecekler. Bu şerhin alınması ile anlaşma ilam niteliğinde belge hükümde olacak. Dolayısıyla, bu noktadan sonra arabuluculuk sürecinde varılan anlaşmaya uyulması şart hale gelecek. Anlaşmazlık halinde dava açılması gerekecek.
10 İşçi ile işveren ilişkilerine ne katacak?
Arabuluculuk mekanizmasının birçok davada zorunlu hale gelmesi, sorunların çözümü açısından olumlu sonuçlar doğurur. Diğer yandan, mahkemelerin mevcut düzeninin değişmesi ve arabuluculuk sürecinin işçi açısından “ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek” mantığıyla işletilmesinin önüne geçilmesi gerekmekte. Bu çerçevede, arabuluculuk işçilerin haklarını daha kolay bir şekilde almalarına ve işverenlerin de kendilerini mahkemeden önce anlatabilecekleri bir platforma kavuşmalarını sağlayacak.