Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından yayımlanan ve emeklilik sistemini konu alan son rapora göre, emeklilik sistemleri ne yazık ki, gelecek kuşaklar için bugünkü kadar cömert olmayacak. Bu sebeple, gelecekte emekliliğe hak kazanmış çok sayıda kişi yoksulluk riskiyle karşı karşıya gelebilir. Türkiye açısından tamamlayıcı emeklilik sistemlerinin hükümet programına girmesi bir tesadüf değil.

Bir Bakışta Emeklilik 2015 Raporu’ndan görülüyor ki, OECD üyesi ülkelerin yaklaşık yarısı, mevcut emeklilik sistemlerinin uzun vadede sürdürülebilir olması amacıyla özellikle son 2 yılda çeşitli tedbirler almış durumda. Bununla birlikte, üye ülkelerin üçte birinde sosyal güvenlik ağını güçlendirmek ve emekliler içindeki kırılgan gruplara yardım etmek için önemli adımlar atılmış.

Haberin Devamı

Raporda pek çok ülkede 65 olan emeklilik yaşının 67’ye yükseltildiği ifade ediliyor. Dahası, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, İrlanda, İtalya ve İngiltere gibi ülkelerde emeklilik yaşının 70’e yükseltilmesinin planlandığı da belirtilmiş. Ortalama yaşam sürelerinin uzaması, sağlık alanında yaşanan gelişmeler ve sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekliliği nedeniyle emeklilik yaşlarının yükselmesi söz konusu oluyor.

Kadında yaş artıyor!

2000’li yılların başından bu yana, emeklilik yaşı özellikle kadınlar için istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam ediyor. Bununla birlikte, 55-64 yaş grubundaki kişilerin istihdam oranları birçok ülkede önemli ölçüde artmış durumda. Bu anlamda, söz konusu yaş grubundaki istihdam oranı, örneğin Almanya’da yüzde 45’ten yüzde 66’ya; İtalya’da yüzde 31’den yüzde 46’ya ve OECD genelinde ortalama olarak yüzde 52’den yüzde 57’ye yükselmiş. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de 2014 yılı itibarıyla 15 64 yaş arasındaki çalışma çağı nüfusu içinde 55 yaş üzerindeki kişilerin istihdam oranı yüzde 31.4.

Nüfus yaşlandı eğilimler değişti

OECD raporunda, pek çok ülkede yaşlanan nüfusun işgücü piyasası eğilimlerini değiştirdiğinin altı çizilmiş. Rapora göre, halihazırda emekli olanların büyük bölümü, çalışma hayatları boyunca genellikle istikrarlı işlerde çalışmışken; işgücü piyasasına bugün katılan kişiler için çalışma hayatları boyunca istikrarlı bir istihdam veya kesintisiz bir kariyer imkanından söz etmek mümkün olmayabilir. İşgücü piyasalarında geçici ve güvencesiz işlerin sayısındaki artışa karşılık tam zamanlı ve istikrarlı sözleşmelerin sayısının azalması, emeklilik maaşları için birikmesi gereken primlerin sürekliliği üzerinde negatif yönlü etki yapıyor.

Gençler emeklilikte yoksul olabilir

Raporda, pek çok ülkede özellikle gençler arasında işsizlik oranlarının yüksek düzeyde seyrettiği; buna karşılık, yaşlı işçiler arasında da uzun dönemli işsizlik oranlarının görece yüksek olduğu belirtiliyor. Genç nesil açısından, işsiz geçirilen, yani işgücü piyasasının dışında kalınan süreler, aynı zamanda emeklilik sisteminin de dışında kalmak anlamına geliyor. OECD’ye göre, bu nedenle çok sayıda kişi gelecekte emekli olduğunda daha düşük emeklilik aylığı ile yaşamını sürdürmek zorunda kalacak.
OECD, söz konusu muhtemel senaryo ışığında, bazı ülkelerde yaşamını sürdürebileceği asgari düzeyde bir emeklilik gelirine sahip olamayacak kişiler için şimdiden tedbir alınması gerektiği görüşünde. Bu anlamda, örneğin Şili, Türkiye, Kore, Meksika ve Amerika gibi OECD ülkelerinde emeklilerin göreli olarak daha yüksek yoksulluk riski ile karşı karşıya olacakları ifade ediliyor. Bu nedenle, bireysel emeklilik sistemi gibi tasarruf araçlarının çalışanlar tarafından mutlaka uygulamaya konulması gerekiyor.

Haberin Devamı


Türkiye portresi neyi gösteriyor?

OECD raporundaki özel Türkiye analizine göre;

-Türkiye’de çalışanların yıllık ortalama gelirleri 12 bin 164 dolar. Bu rakam, OECD ortalaması olan 40 bin doların üçte birinden daha az.

-Kamunun emeklilik harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı itibarıyla OECD ortalaması yüzde 7.9 iken Türkiye’de yüzde 7.5.

-Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi ortalama 75 yıl iken, OECD’de ortalama 80 yıl.

-65 yaş üzerindeki nüfusun toplam nüfus içindeki payı Türkiye’de yüzde 7.7 iken; yaşlanan nüfus yapısı nedeniyle OECD’de ortalama yüzde 16.2.

-Sosyal eşitlik göstergelerinden biri olarak kabul edilen 65 yaş üzeri nüfusta yoksulluk oranı, 2014 yılı itibarıyla Türkiye için yüzde 18 iken; OECD’de ortalama yüzde 13 düzeyinde.