Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünya Ekono-mik Forumu tarafından yayınlanan Beşeri Sermaye Endeksi, ülkelerin beşeri sermayelerini zaman içinde nasıl geliştirdiklerini ortaya koyuyor.
Söz konusu çalışma, eğitim, istihdam, işsizlik, işgücü piyasasına yeni girenler ve aktif olmayan (inaktif) nüfusun nitelik düzeyi gibi göstergeleri kullanarak her ülkenin yetenek stokunu gözler önüne seriyor.
Bir ülkenin beşeri sermaye birikimi, uzun vadeli ekonomik başarı açısından pek çok başka kaynaktan daha büyük bir belirleyicidir. Çünkü söz konusu birikim, hem tek tek bireyler için değerlidir, hem de ekonominin bütünü için üretken kapasitenin artırılması anlamına gelir.
Küresel veriler, dünya çapında 200 milyondan insanın çalışmak istediği halde bir işe sahip olamadığını gösteriyor. Üstelik ne yazık ki, söz konusu işsizlerin büyük bir bölümü gençlerden oluşuyor. Genç işsizliği problemi o kadar yaygın hale gelmiş durumda ki, işsizlik tehdidi altında bir nesilden bahsediliyor.

Finlandiya en önde
Endeks Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 124 ülkeyi esas olarak “eğitim” ve “istihdam” arasındaki ilişkiyi temsil eden bileşenler üzerinden sıralıyor. Beşeri sermaye endeksi, eğitim düzeyleri ve eğitimin kalitesine ilişkin göstergelerin yanında işgücüne katılma, işsizlik ve eksik istihdam oranları gibi işgücü piyasası ile ilgili toplam 46 göstergeyi içeriyor. Endeksin ilk üç sırasında Finlandiya, Norveç ve İsviçre var. Kanada ve Japonya’nın takip ettiği görülüyor. Buna karşılık, en düşük beşeri sermaye skorlarına sahip olan ülkeler, Yemen, Çad ve Moritanya. Türkiye önceki yıl ile karşılaştırıldığında 77. sıradan 68. sıraya çıkmış. Arnavutluk, Endonezya, El Salvador ve Moldova ile benzer skora sahip.

Peki biz ne yaptık?
Türkiye’nin 15 yaş altı yaş grubu karşılaştırmasında 61., 15-24 yaş grubu karşılaştırmasında 50., 25-54 yaş grubu karşılaştırmasında 77., 55-64 yaş grubu karşılaştırmasında 78. ve 65 üzeri yaş grubu karşılaştırmasında ise 70. sırada yer aldığını görüyoruz.
Türkiye’nin genç nüfusunu temsil eden 15 - 24 yaş grubunun diğer yaş grupları ile kıyaslandığında beşeri sermaye açısından daha iyi durumda olduğu ortada. Bu durumun temel nedeni, bu yaş grubunda eğitime katılım oranlarının daha ileri yaştaki nüfusa kıyasla daha yüksek olması.
Öte yandan Türkiye’nin beşeri sermaye açısından ne yazık ki Avrupa ve Orta Asya bölgesinin en başarısız ülkeleri arasında olduğu görülüyor. 43 ülkenin bulunduğu sıralamada Türkiye sondan ikinci, yani 42. sırada yer alıyor.
Gelire göre yapılan karşılaştırmada üst orta gelir seviyesindeki 31 ülke arasında Türkiye 18. sırada. Raporda, Türkiye’nin endeksteki konumuna en önemli negatif katkıyı 25-54 yaş gurubundaki bireylerin işgücüne katılım oranlarının düşük olmasının yaptığı; en önemli pozitif katkının 15-24 yaş grubundaki gençlerin üniversite eğitimi veya mesleki ortaöğretime yüksek katılım düzeylerinden kaynaklandığı üzerinde de durulmuş.
Her ne kadar yarının dünyasında işlerin nasıl görüneceğini henüz tam olarak bilmiyor olsak da yeni nesli bir an önce söz konusu yapıya hazırlamak zorundayız. Bu noktada da yaşam boyu öğrenme anlayışı temelinde işgücü ve eğitim politikalarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz.
Aksi halde, kaybettiğimiz tek şey küresel beşeri sermaye yarışı olmayacak.