Soru: Apartman altında yer alan işletmelerde yangın, patlama olayları sık sık yaşanıyor. En son Zeytinburnu olayı... Acaba iş güvenliği yasaları buna engel değil mi?
Cevap: Zeytinburnu’nda yaşanan son olayda, plastik gibi yanıcı ve tutuşması çok kolay olan bir malzemenin apartman altında üretildiği ve satıldığını, ambalajlama yapıldığını öğrendik. Plastik ve benzeri malzeme üretim ve satışına ilişkin işlerin yapıldığı işyerleri İş sağlığı ve Güvenliği Yasası’na göre çok tehlikeli işyeri sayılmaktadır. Bu işyerlerinin alması gereken çok sayıda önlem bulunmaktadır.
Çok tehlikeli işyerleri, iş sağlığı ve güvenliği açısından farklı bir muameleye tabidirler. Bu işyerlerinde, daha uzun sürelerle iş güvenliği uzmanı çalıştırılmakta, mesleki eğitim almayan personel çalıştırılamamaktadır. Anlaşılan o ki, elde edilen bilgi ve haberlere göre, kazanın yaşandığı iş yerinde bu yükümlülüklerin hiç biri yerine getirilmemiş.
Diğer yandan, meskenlerle işyerlerinin belirli bir mesafede olması konusu, ‘İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte’ yer almaktadır. Oysa ki işyerlerinin meskenlere yakınlığı konusunda İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasında madde olması gerekirdi. Bu önemli bir eksikliktir.
Sanayi bölgeleri...
Konuyla ilgili yönetmelikte sıhhi gayri sıhhi müessese ayrımına gidilmiştir. Gayri sıhhi müesseseler faaliyetleri sırasında çevresinde bulunanlara biyolojik, kimyasal, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden az veya çok zarar veren veya vermesi muhtemel müesseseler olarak ifade edilmektedir. Bu işyerleri kendi içerisinde 3 sınıfa ayrılmaktadır. 1. sınıf gayrisıhhi müesseseler zaten meskenlerin yakınında kurulamamaktadır. 2. sınıf gayri sıhhi müesseseler ise yapılacak inceleme sonucunda meskenlerin yakınında kurulup kurulamayacağı belirlenebilen işyerleridir. 3. sınıf gayri sıhhi müesseseler ise sürekli bir denetim içerisinde tutularak meskenlerle bir arada bulunması tehlike yaratıp yaratmadığı denetlenen işyerleridir. Diğer yandan gayri sıhhi işletmelerin sanayi bölgelerinde kurulması da gerekmektedir.
Ancak bu kurallara rağmen, ülkemiz koşullarında, ruhsat verilmesi halinde bu tip işyerlerinin de meskenlere yakın yerlerde kurulabildiğini görüyoruz.
Uyumsuzluklar...
Bu noktada temel sorun, gayri sıhhi müesseselerin sınıflandırılmasıyla, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununca belirlenen işyeri tehlike sınıflandırmasının uyumsuzluğudur. Örneğin seramik porselen fabrikası 1. sınıf gayri sıhhi müessesedir. Bu nedenle meskenlerin yakınında kurulamaz. Aynı şekilde temel plastik hammaddeleri üretim tesisleri de meskenlerin yakınında kurulamaz. Ancak kum ocakçılığı 2. sınıf gayri sıhhi müessese olarak değerlendirilmekte ve gerekli izinler alındığında meskenlere yakın yerlerde bu tip işyerleri açılabilmektedir. Halbuki kum ocakçılığında kullanılan iş ekipmanlarının tehlike seviyesi plastik üretiminden düşük değildir. Dolayısıyla işyeri bazında yapılan değerlendirmelerin yetersiz ve eksik olabileceği görülmektedir.
Ayrıca, işyeri açma ruhsatlarının kontrol ve denetimi belediyelere bırakıldığı için denetleme faaliyetlerinde uzman kişilerin yer alamaması durumu da söz konusu.
Bütün işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılması 31 Aralık 2012’den itibaren zorunlu olduğu için, işyeri açma ve ruhsat konusunda işyerinde kullanılan üretim yöntemlerinin, malzemelerin göz önünde bulundurulması ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca çıkartılan İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’nin bu konuda belirleyici olmasının sağlanması gerekmektedir. Bu şekilde hem kanunlar arasında uygulama tekliği sağlanacak, hem de iş güvenliği uzmanlarının konu hakkında değerlendirme yapması mümkün olacaktır. Aksi taktirde evinde otururken alt kattaki işyerinde meydana gelen patlamayla sarsılacak daha çok aile görürüz.