Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

18 kişinin 9'u, dedeleri Nazilerce katledilmiş Yahudilerdi...Diğer 9'u ise, dedeleri Nazi suçlusu olarak yargılanmış Almanlar...Ben - Gurion Üniversitesi'nden psikolog Prof. Dr. Dan Bar - On, 1992'de onları bir araya getirmiş ve davranışlarını gözlemiş, BBC kameraları da bu buluşmayı baştan sona kaydetmişti."Katledenler" ile "katledilenler"in torunları başta birbirine mesafeli duruyordu. Sonra "zor konu" yavaş yavaş açılıyor, açıldıkça herkes eteğindeki taşları döküyor, korkular, suçlamalar zamanla yerini özeleştirilere, "Bilmiyordum"lara, "Çok utandım"lara, "Yıllarca bu konuyu konuşamadım"lara ve nihayet karşılıklı anlayışa terk ediyor ve bu cesur buluşma, yaraların gözyaşlarıyla sarıldığı bir dayanışmayla noktalanıyordu.* * *Belgeseli izledikten sonra bunu Türkiye'de yapıp yapamayacağımızı düşündüm:1915'te karşılıklı birbirlerini katlettiklerini söylediğimiz Türklerle Ermenilerin torunlarını Ağrı'da bir dağ evinde buluşturabilir miydik örneğin?..6 - 7 Eylül'de dükkanları yağmalananlarla onların yağmacılarının çocuklarını bir araya getirebilir miydik?Peki daha sıcak örnekler verelim:Sivas katliamında otelin içinde olanlarla, dışında olanların çocuklarını Madımak Oteli'nin enkazı üzerinde konuşturabilir miydik?Ya ondan sadece iki hafta sonra Van'ın Bahçesaray ilçesinde zalimce kurşunlanan 15 çocukla 9 kadının erkeklerini, onları kurşunlayan PKK militanlarıyla tanıştırabilir miydik?Güneydoğu'da kalleş bir cenkte yitirdiğimiz 30 bin kişinin ailelerinden 5'er kişi çağırıp "Haydi yüzleşin" diyebilir miydik?* * *Düşünmesi bile zor değil mi?Neden?Yaralar hala kanıyor da ondan...Ermeniler 1915'i unutmadı; Rumlar 6 - 7 Eylül'ü; Sivas'ın mazlumları Madımak'ı; ve oğullarını uzak bir dağa gömen binlerce Türk ve Kürt aile o kalleş cengi...Bunları konuşmadık doğru dürüst...Taksim 77 1 Mayıs'ını, Maraş 78 Aralık'ını hiç yaşanmamış gibi davrandık.Konuşmazsak, tartışmazsak, kurcalamazsak unuttururuz sandık.Dosyaları hesapsız kapattık ve yaralıları açık yaralarla ortada bıraktık.* * *Evet, sürekli yaralarını deşerek yaşayamaz bir toplum; bunun kan kaybına dayanamaz.Ama yaralar da üstü örtülerek kapanmaz; deşilmeden sarılmaz.Ve bir yarayı sarmak, yaralayana düşer, yaralanandan çok...İnsanlar gibi, toplumlar da geçmiş hatalarını yok saymak yerine bir kez olsun masaya yatırmalı, tartışmalı, dersler çıkarmalı, özeleştiri yapmalı, gerekiyorsa af dilemeli ve ondan sonra o sargı bezleri üzerine toplumsal barışa dayalı yeni bir hayat kurmalıdır.* * *Fazıl Say'ın Metin Altıok konserindeki Sivas sahnelerinin "Yaraları kaşımayalım, yaraları saralım" gerekçesiyle kesilmesi bir kez daha kanattı kapanmamış Sivas yarasını...Bir şehir, hep bu lanetle yaşayabilir mi?Bir ozan, hep o yangınla anılabilir mi?Bir yara, yüzlerce yıl kanayabilir mi?O şehir yaptığından utanmamışsa, o ozan yandığıyla kalmışsa, o yara barış masasında sarılmamışsa - hele katiller lanetlenmemiş, kutsanmışsa - evet!..O şehir için de, o ozan için de, o yara için de tek kurtuluş vardır artık:- Metin Altıok'un sözleriyle - "karanlığın üzerine beyaz mürekkeple yepyeni bir şiir yazıp zifir gecesini sabaha çıkarmak..."Buna cesaretimiz var mı? can.dundar@e-kolay.net BBC yapımı müthiş bir belgesel izledim. Bir kır evinde toplanan 18 kişinin birbiriyle konuşmasından ibaretti.