Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hani ırgatla ağa, at arabasında gidiyorlarmış da, ağa sıkıntıdan "Şu atın pisliğinin yarısını ye, araba senin olsun" demiş.Irgat pisliği yiyip arabaya konmuş, ağa ağlamaya başlayınca acıyıp pisliğin kalanını yerse, arabayı iade etmeyi önermiş.Pisliğin kalanını da ağa mideye göndermiş.Yola devam ederken ırgat gülümsemiş:"Ağam, yine sen ağasın, ben gene ırgat. Peki biz niye yedik bu pisliği?.."***Başkan Bushun "at pazarlığı" dediği bu muydu acaba?Atlantik ötesindeki ağamızla aylar süren pazarlıktan sonra bütün itibarımızı sıfırlamak pahasına geldiğimiz noktaya bakar mısınız:Savaşta Amerikan üsleri kullanılmayacak.Türkiyeye Amerikan askeri gelmeyecek.ABD de Türkiyeye zırnık yardım vermeyecek.Ne olacak peki?Amerikan uçakları Türk hava sahasından Iraka geçecek.Karşılığında Türk ordusu, Kürt devletini ve göçü engellemek için Kuzey Irakta üslenecek.Irakın toprak bütünlüğü ve Türkmenlerin hakları gözetilecek.Dünya Bankası ve IMFde ABD, Türkiyeye "güçlü destek" verecek.***Madem gelinecek nokta buydu; aylar önce bunu söyleyemez miydik?"Bu işte yokuz. Komşumuzu işgal için toprağımıza yabancı asker sokamayız. Ama bir müttefik olarak hava sahamızı açarız" diyemez miydik?Bu, çok daha itibarlı bir duruş olmaz mıydı?"At pazarlığı yapan bir hükümet", "Baskı karşısında gerileyen bir millet", "iradesini parayla satan bir Meclis" görüntüsünden iyi değil miydi?***Önceki gece gelinen nokta, boşanan bir karı - kocanın tazminat kavgasına benziyor:ABD, "Üsler bende kalsın, biraz para atayım" diyor.Türkiye, "Sen o paraya ancak hava (sahasını) alırsın" diye karşı çıkıyor; "Tam destek, bir pakettir ve sana 6 milyar dolara mal olur"a getiriyor.Bunun üzerine ABD "Kalsın o zaman; ne kadar ekmek, o kadar köfte" deyip pazarlığı kapatıyor.Le Figaro gazetesi dün bu durumu "Türkiye mehter marşıyla savaşa giriyor" diye tanımladı.İki adım ileri, bir adım geri atarak ve her adımda ulusal onuru ayaklar altına alarak başladığımız noktaya döndük.***Türkiye, bu politikayla ne İsaya, ne Musaya yaranabildi.Hem ABDyi, hem Irakı kaybetmek gibi zor bir işi "becerdi"."İtibar mı, para mı" ikileminde kıvranırken itibar da, para da gitti.Korkum odur ki, şimdilik işini Türkiyedeki üsler olmadan, Anadoluya asker sokmadan, Kuzey Irakı bombalayarak halletmenin yolunu arayan ABD, savaşın ilk aşamalarında Türk ekonomisi yere çakılınca hepten köşeye kıstırdığı müttefikinin kapısını çalacak ve "Aç kapıyı" diye bezirgan pazarlığı yapacaktır.Gerek kalırsa, o zaman Meclisin, koşulsuz teslim olacağı hesaplanmaktadır.Hükümet, okullarda ders olarak okutulacak bir "kötü yönetim" örneği verdi.Şimdi ağzında berbat bir tatla bir ata, bir de ağaya bakıp "Peki biz niye yedik bu pisliği" diyor mudur acaba? can.dundar@e-kolay.net Çok beylik bir fıkra ama, duruma öyle uyuyor ki...