Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Aydınlık’a “PKK’yı desteklemiyoruz” açıklaması yapmış.
Hiç unutmam, 20 yıl önce 32. Gün’deydik.
Birand Şam’a, Suriye Dışişleri Bakanı Şara ile röportaja gitmişti. O görüşmeden önce Şam’ın varoşlarında bir apartman dairesinde Abdullah Öcalan’la görüşmüştü.
Görüşmeyi el kamerasıyla kaydetmiş, görüntüleri yanına alıp Suriyeli bakana gitmişti.
“Öcalan’ı neden Suriye’de tutuyorsunuz” diye sorduğunda Bakan, şaşırmış gibi yaparak “Bu ismi ilk kez duyuyorum. Şam’da olduğunu sanmıyorum” demişti.
Birand da “Az önce kendisiyle görüştüm. İşte görüntüleri” deyip kamerasının ekranını göstermişti.
Şara, söyleşi sonrasında kameralar kapanınca, “Size doğrusunu söylesem çok sorun çıkardı” demişti.
Esad’ın bugünkü açıklaması, bu tutumun aynısı...
* * *
Şam’ın Öcalan’a verdiği barınma ve silah desteğinin, Ankara’yı nasıl rahatsız ettiğini hatırlayın.
Dün Ertuğrul Özkök’ün Fransız basınından aktardığı bilgilere göre aynısını Türkiye, Suriye’ye yapıyor şu anda...
Adana’nın arka sokaklarında, Suriye’de çarpışan Müslüman Kardeşler’le, “Selefistler”le, Şam rejimini devirmeleri için para ve silah pazarlığı yapılıyor.
Ankara’nın koruma ve desteği altında, Katar ve Suudi Arabistan, Esad sonrası Suriye’yi hazırlıyor.
Özkök, “Dışişleri kamuoyunu aydınlatsın” diyor.
Ben yapılacak açıklamayı tahmin ediyorum:
“İlk kez duyuyoruz. Adana’da olduklarını sanmıyoruz”.
Muhtemelen mikrofonlar kapanınca da “İşin aslını söylesek, çok sorun çıkardı” diyeceklerdir.
* * *
Bunu “Reel politika” sayabilirsiniz.
“Onlar bize yapmıştı, şimdi intikam vakti” diyebilirsiniz.
“Aynı şey mi? Şam’da bir dikta rejimi var” diye kendinizi avutabilirsiniz.
Biraz dışarı çekilip bakarsanız, tam da yıllarca kahrettiğimiz işin aynısını yaptığımızı, komşu evin bahçesine mayın döşediğimizi görebilirsiniz.
Adana pazarlığıyla Müslüman Kardeşler’i silahlandırırken, Kandil’e ses etmiyor diye Erbil’i, PKK’yı besledi diye Şam’ı eleştirme hakkınız olur mu?
* * *
Etik meseleyi geçelim, işin pratik yararına bakalım:
PKK’ya verdiği destek, Şam’a ne yarar sağladı?
Örgütü güçlendirerek düşman gördüğü Ankara’ya zarar verdi belki, ama sonuçta kendi Kürt nüfusu da PKK’nın etkisine girdi. Suriye’de de kopma arayışı başladı.
Boşuna dememişler, “Camdan evde oturuyorsan, komşu camı taşlama” diye...
Müslüman Kardeşler’e bugün ev sahipliği yapıp finansör ayarlamak, yarın da komşu olmak Türkiye’ye ne getirir?
PKK’ya desteğin Suriye’ye getirdiğini...
Yani örgüt önce komşuya zarar verir, sonra üstlendiği evi radikalleştirir.
Bu da dışarda ABD’yi, AB’yi, Rusya’yı, İran’ı hep birlikte karşına almak, bölgede ve içerde radikalleşmeye davetiye çıkarmak demektir.
“Komşuda silahlı isyan kışkırtma” yöntemi işe yarasa, Esad bu halde olmazdı.
Ona kızıp onun yöntemini kopyalamak hayır getirir mi?
Bunu, savaşa karşı çıktığı için “Baasçı” diye damgalananlara değil, zamanında diktatör olduğunu bile bile ona “kardeşim” diyenlere, işbirliği anlaşmaları imzalayanlara sormak lazım.
“Kardeş”lerini en iyi onlar tanır çünkü...