Genç çocuklardı. “Terör örgütü üyeliği”nden içeri alınmış, yeni salınmışlardı.
Bileklerinde hâlâ kelepçe izi vardı.
Suçları büyüktü:
İsyan türküleri söylemiş, tecridin filmini çekmişlerdi.
Polis, “nefes kesen bir operasyon”la “hücre evi”ni, basmış, “11 çelik kapı ile korunan kozmik oda”ya girip “suç aletleri”ni ele geçirmişti.
Kendilerininkiyle birlikte, eylemlerde kullandıkları bağlamanın üzerindeki parmak izleri de alınmıştı.
“Suç aleti”nin üzerinde, bütün eski faillerin parmağı vardı:
Ruhi Su’nun...
Rahmi Saltuk’un...
Ferhat Tunç’un...
Ahmet Kaya’nın...
* * *
İsyan türküleri geleneğinin son halkası “Grup Yorum”, asırlardır olduğu gibi, türkülerle halkın derdini, öfkesini, saza, söze döküyor.
Nerede bir direniş, grev, boykot varsa orada oluyor, çalıp söyleyerek destek veriyor.
Son konserlerine 350 bin kişi gitti.
Önceki haftaki DHKP-C operasyonunda, çalıştıkları kültür merkezi basıldı, grup üyeleri gözaltına alındı, son yaptıkları albümün hard diskine el kondu.
Polis, operasyondan sonra “11 çelik kapılı kozmik oda” masalını üfürdü, Başbakan da inanıp son grup konuşmasında “11 çelik kapı ne iş görür” diye sordu.
Sonradan gidenler, -her muhalif gibi onların da- tek bir çelik kapı ardında arşivlerini korumaya aldığını gördü.
* * *
Normal ülkelerde sanatçıyı devlet korur.
Biz, sanatçıyı devletten koruma derdindeyiz.
Heykeltıraşın heykelini devlet yıkar.
Karikatüriste başbakan dava açar.
Türkücünün konserini polis basar.
Emniyet, basılmamış kitaba, çıkmamış albüme bomba muamelesi yapar.
Neyse ki Melda Onur’un girişimiyle CHP’liler Grup Yorum’a Meclis kapısını açtı dün; grup üyeleri oradan ses verebildi.
Öyle 11 kapı filan olmadığını, “kozmik oda” denenin de albüm yaptıkları prodüksiyon odası olduğunu söylediler.
Tek bir suç aletinin bulunmadığını, gözaltına alınanların salıverildiğini, yıllardır olduğu gibi bu baskıların hukuki hiçbir sonuç vermediğini anlattılar.
Herhalde basın toplantısının en güzel sahnesi, onlar konuşurken bir kameramanın cep telefonunun, Grup Yorum’un ezgisiyle çalması oldu.
“Haklıyız, kazanacağız” marşı, Meclis’te bir “korsan konser” gibi çınladı.
* * *
Sonrasında CHP’liler ve Grup Yorum’la birlikte yemek yedik.
Bir dahaki albümü polise kaptırmamak için gerçekten bir kozmik oda kurmaları ve 11 çelik kapıyla korumaları gerektiğini konuştuk.
Hazırladıkları son albümün kaydını, savcılığın talebine rağmen polis vermiyormuş.
Belki yakında Polis Radyosu’nda dinleriz.
* * *
Madem konu “kozmik oda”dan açıldı; soralım:
Sahi “Arınç’a suikast” iddiasıyla basılan Özel Harp Dairesi’nin kozmik odası ne oldu?
“Derin devletin sırları ele geçti” deniliyordu; ne çıktı?
Soruşturma başlayalı 1 yılı geçti; neden hâlâ ses yok?
Oradaki sazların üzerinden kimlerin parmak izleri çıktı ki, hâlâ sır kalmaya devam ediyor?