Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ve serinin son filmi dün vizyona girdi:
“Emmanuelle’in ölümü...”
Sylvia Kristel, bir kısmımızın gördüğü ilk çıplak kadın vücudu, ilk gençlik rüyalarımızın başrol oyuncusuydu.
Tuhaftır bizim kuşağın vaziyeti:
60’ların beyazperdesinde veremli aşklar, kavuşamayan aşıklar vardır.
80’lerikinde darbe görmüş yorgun ilişkiler, derin hesaplaşmalar...
Tarihin bizimle derdi her ne idiyse bilmem, ergenliğini 70’lerde yaşayanlar, beyazperdede anadan üryan kadınların zuhur edişini gördüler:
“İsveçli bakire”ler, O’nun bunun hikayeleri, Emmanuelle’ler...
Adeta ergenlik tanrısı, gelmiş geçmiş bütün kuşaklar içinde bizimkini gözüne kestirmiş, “Şunları bi sınava çekeyim, bakalım günahı perdede görünce ne hale gelecekler” demişti.
Perdedeki günahların en davetkarı, en hararetlisiydi Emmanuelle; “kristal”iydi.
14 yaşımızda çıkageldi.
15’imizde, devam filmiyle arzı endam etti.
17’mizde de “Tamam artık. Yetiştiniz. Artık başınızın çaresine bakın. Bana müsaade” der gibi, “Goodbye” filmini çekti.

Yardımcı ders kitabı gibiydi
Çoğumuzun çaktığı, “İşte kadın böyle bir şey” kursunun, yardımcı ders kitabı gibiydi.
Kırılmış derslerde, sokak aralarında “üç film birden-devamlı” oynatan sefil salonların lekeli koltuklarındaki flörtüydü, 60’larda doğanların...
Hasır koltuğuna kurulup bacak bacak üstüne attı mı, yüzümüzü sivilce basardı.
Asıl şoku, sinemada perdede sergilenen cüretkar kadınlarla, mahallede perde ardına gizlenen kızlar arasındaki uçurumu hissettiğimizde yaşadık. Daha aşkın yasak olduğu bir coğrafyada “özgür aşk”ın meyvesini tatmak, çoğumuzda ağır hazımsızlık yarattı.
Kaçımız sonraları “arkadaşlık ettiği” kızlardan Sylvia bedeni, Sylvia işvesi bekledi bilmem; ama bekleyenlerin derin hayal kırıklığı yaşadığı kesin...
Bu boyutuyla da “3 film birden” yetiştirdiği erkeklerin, daimi tatminsizlik ve “şiddetli geçimsizlik” sebebidir Emmanuelle...
“Özgür aşk” efsanesi öldüğünde, libidolar AİDS’le gemlendiğinde ve “Emmanuelle”, gazetelerin promosyon malzemesi haline geldiğinde Sylvia da bizim için bitmişti zaten...
Ölümü, “mektep”te ilk yatak dersi veren bir meşk hocasının kaybı etkisi yaptı.
Talebelerinin başı sağ olsun!