Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çocukken rahmetli Perihan teyzem çoluk çocuk bizi Lunapark Gazinosu’nun kadınlar matinesine götürürdü.
Sahnede Zeki Müren, sefertasında çiğbörek, masa üstlerinde uyutulmuş bebeler olurdu.
Kadınlar matinesi, bir erkek adayının, karşı cinsin dünyasıyla buluşup tanışması için hoş bir mekândı.
Öte yandan maça ancak babalarla gidilirdi.
Ben de ilk maçıma babamla gittim, ama doğrusu geçen hafta Fenerbahçe’nin “kadınlar matinesi”ne annesiyle giden çocukları da kıskandım.
Ne güzel; ilerde “İlk maçıma annemle gitmiştim” diye anlatacaklar.
* * *
Bakmayın maçla ilgili internette dönen erkek geyiklerine: “Girişte aranan seyircilerin ceplerinde çok sayıda tığ bulundu” esprilerine,
“En frikikli maç” yorumlarına,
“Maç öncesi ofsaydı izah eden film gösterildi” alayına,
“Desibel rekoru değil, Sibel rekoru kırıldı” mavrasına...
Stadyum, kadınlar için deplasman sayılırdı; bu yasak sayesinde pembe kimlikliler (sahi kaç ülkede var, kadına ayrı, erkeğe ayrı kimlik?) erkek dünyasının ta kalbine girdiler ve rakibe ana avrat küfretmeden, “Hadi be geri zekâlı”nın ötesine geçmeden, faul yapılana “oh olsun” çekmeden de maç izlenebileceğini gösterdiler.
Kim ne derse desin:
Akşam evin mutfağında “Maça gittim, gelicem” notu bulan bir erkek görüntüsü, bizim maçolar toplumu için hayırlı olmuştur.
* * *
Maça dair çıkan eleştirilerin çoğu, Federasyon’un kararının “seksist” olduğunu, kadınları aşağıladığını savunuyordu.
“’Seyircisiz’ denen maça kadınların alınması, onların ‘adam’ yerine konmadığının göstergesi sayılmaz mı”ydı?
“Sadece kadınların izlediği bir maç, ‘ceza’ mı”ydı?
“Küfürbazı caydırır mı”ydı?
Haklı bir eleştiri...
Ama benim gözümde kararın sempatisini azaltmıyor.
Seyircisiz yerine “erkeksiz” dense daha doğru olurdu.
Erkeksiz maç kime cezadır?
Takıma mı?
41 bin kadının izlediği 22 erkek, gayet mutlu görünüyordu.
Kadınlara ve çocuklara mı?
Cezanın tadını çıkaran onlardı.
Tek zararlı çıkan erkekler oldu.
Onlar, şiddet ve küfürle özdeşleştirildi.
* * *
Görünen o ki her iki cins de birbirinden ayrı olduğunda daha iyi eğleniyor.
Kadınlar erkeksiz, erkekler kadınsız daha rahat oluyor.
Bunu teşhis etmekle birlikte hayra yormayalım derim.
Çünkü hayat, karmada güzeldir.
Ayrı maçlar, saflar, sınıflar, otobüsler, tribünler, zaten çok geç ve zor bir araya gelebilmiş bizleri hepten birbirimizden uzaklaştırır.
O yüzden, “erkeksiz maç” modelini, “karşı cinsle tanışmalar” faslında renkli bir adım sayalım. Hatta bu örnekleri artıralım. Yeni “değişim programları” yaratalım:
Erkeklerle altın günü yapalım.
Kadınları meyhanelere sokalım.
Ama nihayette, sınıfta, dolmuşta, tribünde, kahvede ve her türden mecliste harem-selamı kaldıralım, bir arada olalım.
Çünkü -en azından erkekler için söyleyeyim- en aylağımız bile düzenli tıraş oluyorsa, en yoksulumuz bile yanağına limon kolonyası sürüyorsa, arada bir pantolona ütü, dişe fırça, saça tarak değiyorsa ve en öfkeli anda bile en ağır küfür yutuluyorsa, yanımızdaki, çevremizdeki, kalbimizdeki kadınlar sayesindedir.
Karmadan şaşmayalım.