Cumartesi Teos antik kentinde bir toplantıdaydım. 850 kişilik tiyatro, 2 bin yıl önce sadece oyun için değil, meclis toplantıları için de kullanılıyormuş. Kentle ilgili kararlar, burada alınıyormuş.
Antik tiyatroya, muhtemelen bir zamanlar Romalı senatörlerin yürüdüğü patikadan yürüyerek vardık.
Bu kez yürüyenler, senatörler değil, muhtarlardı. Yine önemli bir konu için toplanmışlardı: Köylerini savunacaklardı.
“Köylere evet!”
Muhtarların elindeki pankartlarda “Köylere evet“ yazıyordu.
16 bin köy, yılsonu çıkarılan bir yasayla bir gün içinde yok edilmiş, mahalleye çevrilmişti. Köylüye fikri sorulmamıştı.
Yasa anlatılmamıştı.
Ankara, öyle uygun görmüş, dünyanın yerel yönetimleri güçlendirdiği bir çağda, nicedir köy ihtiyar heyetleriyle kendini yöneten köyler, merkeze bağlanmıştı.
Yasayla köylerin mal varlıkları belediyeye devredilecek, köy çeşmelerine sayaç takılacak, küçük ölçekli hayvancılık ve tarım darbe yiyecek, üretim büyük şirketlerin eline geçecek, köy arazileri imara açılacaktı.
Köylü, işte buna itiraz ediyordu.
“Geleceğin Köyleri Hareketi”Yasa çıkarken çıkmayan sesi, Seferihisar Belediyesi yükseltti.
Seferihisar’ı “Sakin Şehir“ yaparak dünyaya tanıtan Başkan Tunç Soyer, birkaç ay önce 9 muhtarla bir hareket başlatıp yasaya direniş çağrısı yaptı.
Çağrıya kısa sürede 1000 muhtardan karşılık geldi. Ve cumartesi günü, bu toprakların en eski meclisinde, sembolik bir referandumla yasa reddedildi.
Görünen o ki, “demokrasinin uç beyleri” denilen muhtarların isyanı hızla büyüyecek, ziraat odalarının, kooperatiflerin devreye girmesiyle direnen muhtar sayısı artacak ve köylüler, şehre gelip yasaya itirazı görüşecek olan Anayasa Mahkemesi’nin önünde buluşacak.
Küreselleşmeye karşı yerel direnişİşin siyasi olduğu kadar ticari boyutu da var tabii...
Soyer‘e göre yasanın amaçlarından biri, köylerin endüstriyel tarım ve hayvancılığa açılması...
Bütün dünyada eğilim bu değil mi?
“Hayır” diyor Soyer:
“Tersine. Avrupa, küçük üreticiyi ezen küreselleşmeye karşı üretici birlikleriyle direniyor. Hollanda’da çiçek ihracatını, Fransa’da şarapçılığı, İtalya’da peynirciliği üretici birliği yapıyor. Holdingler hiç değilse bu alanı köylüye bırakmalı. Onları işsiz bırakıp kentin varoşlarına sürüklemek yerine, organik tarımı öğretmeli, birliklerde örgütlemeli ve köylünün tarlasıyla kentlinin sofrası arasındaki mesafeyi kısaltmalıyız.”
Özgür keçi hareketiSeferihisar, bu alanda da öncülüğe başlamış bile... Mandalina üretici birliği kurulmuş, ihracata bile başlamış. Zeytin ve enginar birlikleri sırada...
Ardından “Özgür Keçi Üretici Birliği“ kurulacak.
Bugüne dek doğadan beslenen koyun ve keçilerden sağılan süt, büyük çiftliklere satılıp suni yemle beslenen hayvanların sütüne karışıyordu. Şimdi bir mandıra kurulup mineral ve vitamin yönünden değerli bu süt değerlendirilecek.
Mahkeme kararına rağmen bir gece baskın halde denizinde kurulan orkinos çiftliğine de direniyor Seferihisar...
Demokrasinin uç beyleri ayaklandı, Ankara’ya demokrasi dersi veriyor.
Duyan var mı?