Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları

Diyarbakır’a son dört ayda üçüncü gelişim bu... İlki Paris’ten cenazeler geldiğindeydi.
Tetikteydi Diyarbakır...
İkincisi Nevroz’du.
Neşeliydi Diyarbakır...
Ve bu üçüncü gelişimde gergin gördüm Diyarbakır’ı...
Ümit var ama gergin...

Hizbullah’ın mesajı
Gerginliğin nedenini daha Sülüklü Han’ın avlusuna girmez çevremizi saran Dicle Üniversiteli gençler söylüyor:
Hizbullah’la PKK arasında baş gösteren çatışma, bölgeyi ve tarihini bilenler için, yaklaşan bir felaketin habercisi...
Anlaşılan çatışmaların bahanesi, Diyarbakır’da düzenlenecek güzellik yarışmasının Kutlu Doğum Haftası ile çakışması olmuş.
Uçakta sohbet ettiğim eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu tecrübesiyle gelişmeleri nasıl tercüme ettiğini şöyle anlattı;
“Evde televizyon seyrediyordum. Diyarbakır’daki güzellik yarışmasının iptal edildiği haberini verdiler. ‘Tamam’ dedim, ‘Hizbullah mesaj veriyor.’”
Mesaj ne?
“Ben buradayım. Süreçte beni görmezden gelmeyin.”
Şu ana kadar PKK ile devlet arasında yürüyen süreç, ihmal edilen yeni aktörlerin sahneye girişiyle karmaşıklaşıyor. Koruculardan bir hamle beklenirken Hizbullah devreye giriyor.
Dicle Üniversitesi bugün yeniden açılacak, üstelik Diyanet İşleri Başkanı aylar önceden planlanan bir konuşma yapacak. Gerginlik nedeniyle iptal edilmesi düşünüldü ama “Hizbullah korkusuyla vazgeçtiler“ denmesin diye vazgeçildi.
Velhasıl Diyarbakır’da barış güneşinin üzerine Hizbullah gölgesinin düştüğünü söylemek yanlış olmaz.

Haberin Devamı

“Önce günah çıkarmalı”
Gece yemekte buluştuğumuz BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak ve Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir çok endişeli görünmüyor.
Erdoğan ve Öcalan’ın kararlılığının sürecin asli sigortası olduğuna inandıkları anlaşılıyor. Arkasından devlet desteği çekilmiş bir Hizbullah’ın büyük etkisi olabileceğine inanan az. Seçimde bağımsız milletvekili çıkarabileceğine bile kuşkuyla bakılıyor; Kutlu Doğum Haftası’nda toplanan kalabalıkların Hizbullah’a mal edilmesinin yanlış olacağı vurgulanıyor.
“Hizbullah geçmişte yaptıklarının hesabını vermeden sürece dahil olamaz” deniliyor. Yine de bütün bunlar bir Hizbullah hayaletinin ortalıkta gezindiği gerçeğini gizlemeye yetmiyor.

Haberin Devamı

Diyarbakır, eli yüreğinde barışa yürüyor


Sütçü değil polis
Diyarbakır’da kiminle konuşsanız “Barıştan çok umutluyuz” diye giriyor lafa... “ama...” geliyor peşinden illa... Herkesin kuşkuları var.
Havaalanının hemen yanındaki Güler-Şevki Özbek Lisesi’nden bir öğrenci, askeri uçakların gün boyu dinmeyen sesinden dersi duyamadıklarını, okulun yıkılacak gibi sallandığını söyleyip “Bu eziyet ne zaman bitecek” diye soruyor.
Ensarioğlu, yeğeni öldüğünde Demirel’e bir taziye mesajı yollamış. Bir sabah kapısı çalınmış, diyafondaki ses “Polis” deyince hukukçu eşiyle birlikte tedirgin olmuşlar. Meğer polis, Demirel’in teşekkür mesajını getirmiş.
“Bir eski bakan ve hukukçu eşi, sabah zil çaldığında gelenin sütçü olmadığını biliyorsa ve ‘Polis’ lafından hâlâ ürperiyorsa, durumu siz düşünün” diyor Ensarioğlu...
KCK davasından 3,5 yıl yattıktan sonra geçen ay salıverilen Dicle Belediye Başkanı Abdullah Akengin, İki çocuğumu bir sabah uykularında öperek bırakmıştım, 3,5 yıl sonra eve döndüğümde yine aynı yatakta uyurlarken buldum” diyor, “...tabii epey büyümüşlerdi.”
Ne bu türden anılar, ne Karayılan’ın New York Times’ta yayımlanan “Hemen silahları bırakmayız” mesajı iyimserliği yok etmiyor.
Akengin’in öperek uyandırdığı çocuğunun adı, “Barış”...

Kurşunlar ve gangnam style
Gece Diyarbakır’ın gözde eğlence merkezlerinden biri olduğu söylenen Ofis’teki Roll’dayız.
Milliyet ekibini gören yanımıza geliyor.
Gencecik bir öğretmen kulağıma eğilip “Müzik öğretmeniyim, sınıfımdan her yıl en az 5 öğrenci dağa gidiyor. Hem de sınıfın en yeteneklileriÖ Lütfen bu kez savaş bitirilsin” diyor.
Bir başkası, “30 yaşındayım. Savaşla büyüdüm” diye lafa giriyor:
“Amcamı çocuğunun evleneceği gün, kızının yanında 85 kurşunla vurdular. Yine de barış istiyorum ben...”
Bunları söylerken “Gangnam Style” çalıyor.
30’luk Diyarbakırlı ağlıyor başucumda:
“Bakmayın burada olduğuma... Hâlâ içim yanıyor”...
Dünyanın neresinde eğlenirken bile gözyaşı döken, bu kadar politik bir kitle vardır bilmiyorum; ama Diyarbakır, her haliyle barışa hazır olduğunu gösteriyor.
Yaralarını sara sara, savaşın döneceğinden korka korka barışa yürüyor.