13 yaşında, Mardinde 28 kişinin tecavüzüne uğramıştı.Hürriyet, önce mektubu, sonra NÇnin mahkemedeki ifadesini yayımlayarak sahip çıktı küçük kıza...NÇnin anlattıklarından olayın dehşeti daha da iyi anlaşıldı:"Kızım yaşındasın ama kusura bakma artık" diye masuma uçkur çözen erkekler, o erkeklere 5 milyondan sübyan pazarlayan kadınlar ve ilk tecavüzcüsünü "Takma bacağı vardı, oyuncak bebeklerin bacakları gibi" diye tarif eden oyun çağında bir küçük kız...Bunları yapanlar her gün çevremizde gördüğümüz insanlar:Müstahdemler, zabitler, muhtarlar, veznedarlar...Nasıl bu kadar canavarlaşabiliyorlar?* * *NÇyi mahkemede, yaşadıklarını ayrıntılarıyla anlatırken düşündüm. Galiz bir oyun havası çınladı kulağımda... Kıllı elleriyle ak dansöz kasığına para sokuştururken "Bas bas paraları Leylaya" diye höyküren zontaların "Salla gitsin" boşvermişliğiyle tamamladıkları o tekerleme:"Bi daha mı gelicez dünyaya!.."Acaba bu iffet depremi, o itikadın çökmesiyle mi başladı?Ahiret inancının göçüğü altında mı kaldı kavmimiz?* * *Ahiret, yegane korkusuydu Ademoğlunun...Gün olacak, güneşle ay kucaklaşacak, gözler kamaşacak ve her ümmet diz çökmüş olarak defterin başına çağrılacaktı."Adalet mizanları"nın kurulacağı o gün, herkes yaptığı amelin karşılığını alacak, kafirler, sapkınlar, imansızlar, günahlarının cezasını çekmek üzere bölük bölük cehenneme sevk olunacaktı."Dünya, tarlasıydı ahiretin..."Burada ekilenin mahsulü öbür dünyada saadet veya azap olarak toplanacaktı. Bu saadetten büyük ödül, o azaptan ağır ceza yoktu.* * *Sonra gün geldi, yere indi gökkubbenin kudreti..."Bir daha mı gelicez dünyaya" sorusu tahkik edildi.Uhrevi yasaların yerini dünyevi yasaklar aldı.Ademoğlu cennette vaat edilen "Leyla"yı cihanda gördü ve şeytana uyup "bas bas" para basmaya başladı.Ahiret korkusunu yendikçe gömdü cehennemi...Yerküre, cennete döndü.* * *Lakin dünyevi nizamın yürüyebilmesi için iki koltuk değneği gerekiyordu:Eğitim ve adalet...Biri eksilince aksadı aydınlanmanın yürüyüşü; ikisi de olmayınca durdu.Zalime "Allahından kork" demek nafileydi artık; dünyevi cezalar ise varlıklılar için pek ucuzdu.Zamanla "vicdan azabı"nın yerini "cüzdan gazabı" aldı.Ve geride, ne Allahtan ne kuldan korkan, diyanet, adalet, fazilet tanımayan bir cehalet ordusu kaldı.Ahiret korkusu yenildikçe cehenneme döndü yerküre...* * *Şimdi iki çare arasında kıvranıyor fani dünya:Kimileri Mardinde tecavüzle suçlananların, Susurlukta katliamla yargılananların salıverilmesini, düşkün vicdanların şişkin cüzdanlarla örtülmesini, servetle kudretin adaletle fazileti tahtından etmesini ve cehaletin kainat çapında hükmetmesini ahiret inancının kaybına bağlıyor.İmam kadrolarını artırıp "Bi daha mı gelicez dünyaya" diye çırpılan pişkin elleri kırıp cehennem korkusunu yeniden vicdanlara yerleştirmeye çabalıyor.Çareyi diyanet ve ibadette arıyor.Bense bacakları "oyuncak bebeklerinkiler gibi" yerinden çıkan ve aksadıkça ahlaksızlaşan zavallı aydınlanma hamlemize, yeniden ayaklanabilmesi için muhtaç olduğu koltuk değneklerinin verilmesinden başka çare göremiyorum.Selameti, - hala - eğitim ve adalette arıyorum. can.dundar@e-kolay.net Geçen salı bu sütunda "3 Kadın Var" başlıklı yazıda yer vermiştim Mardinli NÇnin Adalet Bakanına yazdığı mektuba...