Dün gece TV’de “Demir Leydi” filmi vardı. Başbakan inşallah izlemiştir. İzlediyse, tek başına marketten süt alırken kimselerin tanımadığı, iki büklüm olmuş eski İngiliz Başbakanı’nın alnında, “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var” yazısını okumuştur.
Ne kaldı ki bir dönemin esip gürleyen, vurdu mu deviren, asla taviz vermeyen Margaret Thatcher’dan geriye?..
80’lerin berbat anılarından başka...
* * *
1981’de Kuzey İrlanda’da IRA mahkumları direnişe geçmişti.
Tek tip üniforma giymemek, cezaevinde köle gibi çalıştırılmamak, haftada bir ziyaretçi kabul edebilmek, diğer mahkumlarla görüşebilmek istiyorlardı.
Thatcher, talepleri kesin bir dille reddedince açlık grevi başladı.
Direnişin simgelerinden biri 27 yaşındaki Bobby Sands’ti.
Sands, eyleme başladıktan 40 gün sonra, İrlanda Parlamentosu’nda bir koltuk boşalınca seçime girdi ve kazandı.
Artık milletvekiliydi.
Ancak Thatcher’ın inadı yine kırılamadı.
Bunun üzerine açlık grevleri yayıldı. Tehlike sınırı sayılan 60 gün geçildi. Dünya ayağa kalktı, ama Başbakan, “Ölüm, tavrımızı değiştirmez” diye diretti.
Sands, direnişinin 66. günü, 39 kiloya düşmüş olarak can verdi. Ardından 9 mahkum daha açlık grevinde öldü.
Kuzey İrlanda kana bulandı.
Sovyetler, “Sands ölmedi, öldürüldü” açıklaması yaptı.
İtalyan meclisi Sands için saygı duruşuyla açıldı.
Castro ve Filistin’deki tutuklular ona selam mesajı yolladı.
Thatcher, “Bütün Kuzey İrlanda açlık grevine yatsa teröristler siyasi tutuklu sayılmayacak” diye kestirip attı.
* * *
Sonunda ne oldu?
Kuzey İrlanda bakanı değişti. Yeni bakan, mahkumların tüm taleplerini kabul etti.
Olan, bu haklar uğruna canlarını veren 10 gence oldu.
Yıllar sonra Thatcher, otobiyografisinde “Açlık grevinde ölen Sands ve yoldaşlarının yürekliliğine saygı göstermek mümkündü” diye yazdı.
Aradan 30 yıl geçti. Yasa gereği bu yılbaşı İngiliz arşivleri halka açıldı. Ve öğrendik ki, kamuoyu önünde esip gürleyen Thatcher, “Soon” kod adlı bir arabulucu aracılığıyla IRA liderlerine “Açlık grevini bırakın, uzlaşalım” mesajı göndermiş. Mesajın altına da kendi el yazısıyla not düşmüş:
“Bu temas kamuoyuna yansıtılırsa tamamen reddederiz.”
* * *
Sands 66. günde ölmüştü, PKK’lılar 62. günü geride bıraktı.
Sands açlık grevindeyken milletvekili seçilmişti, burada BDP’li milletvekilleri açlık grevine girdi.
Hükümetle eylemciler arasında gizli bir pazarlık yapılıyor mu; bilmiyorum. İyi niyetli bazı arabuluculuk girişimleri de Başbakan’ın yangına körükle giden demeçleriyle boşa çıkıyor.
Kürtçe savunma hakkı ve Öcalan’a avukatlarıyla görüşme izni mümkün ise niye bekleniyor, niye şiddetin tırmanması teşvik ediliyor; anlayamıyorum.
Ama iktidarın, vicdanı körleştiren, kalın bir göz bağı olduğunu biliyorum.
* * *
Dilerim Başbakan dün gece Thatcher’ın filmini seyretmiştir.
Umarım anılarını da okumak ister.
Hatta 1981 direnişini anlatan “Açlık” filmini de izler.
Belki onca yıl kan dökülerek çözülemeyen Kuzey İrlanda sorununun diyalog yoluyla nasıl çözülebildiğini merak eder.
Ders alırsanız tarih, sizi de kaydeder.
Ders almayanlar, olsa olsa hatıralarında özür diler.