Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu yıl Kurthan Fişek hocamı kaybettim. İnsan bir hocasını kaybedince, kendisine bereket taşıyan nehirlerden biri kurumuş oluyor.
Oysa her deniz, biraz da o nehirlerin eseridir.
Her insan, kendisine öğretilenlerin bileşkesidir.
Tabii ki her zihin, taşınan sudan kapasitesi kadar pay alır; bazımızda cehalet baki kalır; ama yine de en azından emeğe şapka çıkarılmalıdır.
Bu Öğretmenler Günü’nde, izninizle bende emeği olan öğretmenlerime buradan teşekkür edeceğim. Kimin önce gideceği belli olmaz; haklarını helal etmelerini isteyeceğim.
Unuttuklarımdan peşinen özür dileyerek...
* * *
İlk öğretmenle başlayayım:
Ankara Mimar Kemal İlkokulu’nda beni ailemden devralıp okuyup yazmayı sökmemi, kalemi kağıda sürtmemi sağlayan sevgili öğretmenim Cuyibar Bölükbaşı ile... Onun elime verdiği kalem, önce yoldaşım, sonra uğraşım oldu. Öğretmenime layık olup hiç yere düşürmemeye çalıştım.
Sonraları kitap sevdasını yüreğime yerleştirenler arasında, Atatürk Lisesi’ndeki edebiyat öğretmenim Bahri Miyak’ı rahmetle anmam lazım.
Lisede, bizi faşizan bir baskının elinden kurtarıp aydınlıkla tanıştıran Vecihi Timuroğlu hocamı buradan saygıyla selamlıyorum.
SBF, Basın Yayın’da hayatıma anlam katan isim, Ünsal Oskay’dır. Dünyayı okumayı ondan öğrendim. Nur içinde yatsın.
Siyasete dair ilk ipuçlarını Ahmet Taner Kışlalı hocamdan aldım; sonraları birlikte çalışmanın gururunu da yaşadım. Hürmet ve özlemle anıyorum.
Onun ardından Alaaddin Şenel ve Türker Alkan’dan beslendim; sosyal adalet ilkesini Alpaslan Işıklı’dan öğrendim. Her birinin 12 Eylül’deki cesaretine tanıklık ettim. Saygıyla hatırlıyorum.
Kişilik kumaşının dilin tezgahında dokunduğunu Emin Özdemir’den öğrendim. Şükran duyuyorum.
Önce Bahri Savcı, sonra Mümtaz Soysal, adalet fikriyle tanışmamı sağladılar. Bahri Hoca’ya rahmet, Mümtaz Hoca’ma sağlıklı ömürler diliyorum.
Dünya bilgimi, algımı, evvela Türkkaya Ataöv’e, sonra Mehmet Gönlübol’a ve nihayet Baskın Oran’a borçluyum. Sonuncusu hala en kıymetli akıl hocalarımdandır. Varolsunlar.
İlk gazetecilik adımlarımda elimden tutanlar, Oya Tokgöz, Aysel Aziz, Nihat Subaşı, Sami Özerdim, Tuğrul Eryılmaz, Yazgülü Aldoğan’dır. Emeklerini ödeyemem.
Belgeseli Süha Arın ve Güner Sarıoğlu gibi iki ustadan, sinemayı Mahmut Tali Öngören ve Nilgün Abisel’den, radyoyu Rıfat Aras ve Uygur Kocabaşoğlu’ndan, fotoğrafı Atilla Cangır ve Ahmet Tolungüç’ten, resim sanatını Turan Erol’dan öğrenmek nasip oldu. Her birine müteşekkirim.
ODTÜ’deki lisansüstü eğitiminde, bütün öğrendiklerimi teorik bir çerçeveye yerleştirmede, medya-siyaset-kültür ilişkisini çözümlemede en büyük katkıyı Raşit Kaya’dan gördüm. Master ve doktora tezlerimin yörüngesini çizen odur. Saygım sonsuzdur.
Aynı dönemde Muharrem Tümay, Ömür Sezgin ve Mehmet Ali Ağaoğulları, politik teori ve siyasal düşünce alanında koluma girip yol gösterdiler. Minnettarım.
* * *
Yolboyu yaptığım hataların sorumlusu benim; başarıların mimarı öğretmenlerim...
Öğretmenler Günü vesilesiyle hepsini şükranla anıyor, yaşayanların ellerinden öpüyorum.