Dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden Pritzker için önceki gün Atina’da Atina Ulusal Teknik Üniversitesi ile Aristoteles Üniversitesi’nin desteğiyle bir araya gelindi.
Pritzker Mimarlık Ödülü 2023’ü kazanan Sir David Chipperfield, mimarlık pratiğinin rolü, sorumlulukları ve fırsatları üzerine bir konuşma yaptı.
Hyatt Vakfı tarafından verilen uluslararası ödülün amacı, “yaşayan mimarları veya yapıtları yetenek, vizyon ve bağlılık gibi niteliklerin bir kombinasyonunu sergileyen, insanlığa ve yapılı çevreye tutarlı ve önemli katkılar sağlayan mimarları onurlandırmak.”
Hatırlayacaksınız, David Chipperfield, 2022’de Francis Kéré’nin ve 2021’de Anne Lacaton ve Jean-Philippe Vassal’ın ardından 1979’da kurulan ödülün 52. sahibi oldu.
Açıklama martta yapılmıştı ama ödül töreni önceki gün gerçekleşti.
David Chipperfield, “iklim krizi, biyoçeşitlilik kaybı ve sosyal eşitsizliğin zorlukları daha proaktif bir pozisyon için aciliyeti artırırken, piyasa güçlerinin mimariye nasıl hâkim olduğunu ve giderek yerinden uzaklaştığını” anlattı.
Peki ama özetle ne dedi Chipperfield?
“Zamanımızın çevresel sorunlarıyla yüzleşebilmemiz için önerilen türden planlama yapılarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu odada kendimizi tekrar buluyoruz. Mimarlığın bir amacının olduğuna ve mimarlık camiasının geleceği planlama şeklimizde daha büyük bir rol oynayabileceğine giderek daha fazla karar vermeliyiz. Doksan yıl önce bu binada toplanan atalarımızın aksine, cesur yeni bir dünyanın vizyonlarını icat etmek zorunda değiliz, bunun yerine sahip olduğumuz dünyayı güvence altına almak ve korumak zorundayız.”
Sanılanın aksine, David Chipperfield’ın hikâyesi başarı öyküleriyle başlamadı aslında.
Kendisi üniversitede başarılı bir öğrenci değil, hatta akademik olarak zorluklar da çekiyor.
İşleri akademisyenler tarafından acımasızca eleştiriliyor, kalıplara sokulmaya çalışılıyor ama Zaha Hadid kendisini her zaman destekliyor.
Kariyerinin başında Norman Foster ve Richard Rogers ile birlikte çalışıyor.
Daha sonra kendi ofisini kuruyor ve ilk işi Issey Miyake için Londra’da Sloane Street’te tasarladığı mağaza oluyor.
Tabii hemen arkasından Japonya’da başka projeler geliyor.
“Mimar olmak için çok ilginç bir zaman” diyor David Chipperfield.
Pritzker Ödülü jürisi tarafından “önceden var olan inşa edilmiş ve doğal çevreleri onurlandırmak” ve işlevselliği yeniden tasarlamak ve şehirleri canlandırmak için övüldü.
Bu konuyla ilgili olarak David Chipperfield’e kulak vermek lazım: “Uzun zamandır çevresel kaygılar ve sosyal kaygıları anlatmaya çalışıyoruz. Mevcut toplumsal iklimin bunda bize kesinlikle yardımcı olduğunu düşünüyorum çünkü mimarlar işleri özerk bir şekilde yapabilecek konumda değiller. Doğrulama ve desteğe ihtiyacımız var. Ancak daha geniş bir endişeye hitap etmek artık çok daha kolay, hatta müşterileri veya politikacıları harekete geçirme noktasına kadar.
Artık tüm belediye başkanları kamusal alan, temiz hava, ulaşım ve barınma ile ilgilendiklerini söylüyor. Gerçekten öyle olup olmadıkları başka bir konudur ama en azından endişelendiklerini söylemek zorundalar. Ve bu inanılmaz derecede önemli. Bu, mesleğin alması ve bizim avantajımıza kullanması gereken bir sopa. Bir anlamda çevre krizi bizim için faydalı olmalı. Zaten mimarların yaptığı da bu -aşırı tasarım veya israf hareketlerinden şüphelenirken kaynakların akıllıca kullanımını düşünün. Bunların hepsi iyi mühimmat olabilir. Yıkılan binaları yeniden kullanmak ve sorgulamak, pratik olarak uzun zamandır ilgilendiğimiz bir şey. Ancak küresel yatırımın güçlerine direnmek çok zor oldu. Bazı yatırımcılar yeni bir bina istiyor. Şimdi baskı yıkımı haklı çıkarmakla ilgili olmalı. Bu değişim gerçekleşiyor. Ancak bunu gönülsüz bir ahlaki sorumluluk olarak görmemeliyiz. Anlamlı olmalı.”