Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kengo Kuma, yaşayan en ünlü Japon mimar. 2020 Tokyo Olimpiyatları için yeni yaptığı Olimpiyat Stadı’ndan İskoçya’daki Victoria & Albert Müzesi’ne birçok bilinen projesi var. Türkiye’deki ilk projesi Odunpazarı Modern Müze (OMM) ise 7 Eylül’de açılacak. Öncesinde Kengo Kuma’yı Tokyo’daki ofisinde yakalıyorum ve merak ettiklerimi soruyorum.

- Kariyerinize nasıl başladınız?

1980’lerde başladım, balon ekonominin zirvesiydi o dönem. Balon sönünce Japonya’da istediğim gibi iş bulamadım. Önce banliyöye gittim, 10 yıllık süreçte doğal malzemelerle çalışmayı öğrendim. Tokyo’ya geri döndüğümde hâlâ doğal malzemelerle çalışmak istediğime karar verdim. 1990’larda tarzım şimdiki haline dönüşmeye başladı, şirketimi kurdum. Ondan önce yaptığım projeleri de seviyorum ama şimdiki tarzımdan çok farklı olduklarını kabul etmeliyim. Daha deneyseller.

Haberin Devamı

Instagram mimariyi değiştirdi

- Tanıştığımızda elinizde Haruki Murakami’nin kitabı vardı, Murakami’nin yanından geliyordunuz, birlikte çalıştığınız proje nedir?

Murakami Türkiye’de seviliyor mu? (Hem de çok diyorum, Kuma anlatmaya devam ediyor) Biliyor musun, dün Murakami’yle uzun uzun Türkiye’den konuştuk, Murakami kedileri çok seviyor, bir gözü mavi bir gözü yeşil olan Türk kedilerini çok seviyor, anlata anlata bitiremiyor. Murakami’nin müthiş bir kitap koleksiyonu var, kendi okuduğu kitaplar hepsi. Bir de kitaplardan bile daha çok sevdiği caz albümleri var. Şimdi bu kitapları ve caz albümlerini Japonya’nın en iyi üniversitelerinden birine, Waseda University’ye bağışladı ve üniversite halka açık bir kütüphane yaparak bu eserleri herkesle paylaşacak. Murakami, benden bu kütüphanenin tasarımını yapmamı istedi. Nasıl bir kütüphane olmalı diye konuştuk dün. Müze yerine kütüphane yapmak onu heyecanlandırıyor. Çünkü müzeler daha dokunulmaz oluyor, kütüphaneler ise daha yaşayan yerler. Hayranlarıyla iletişimde olabileceği, onlarla diyalog kurabileceği bir yer olacak bu kütüphane.

- Tokyo’daki yeni Olimpiyat Stadı’nı da siz yaptınız. Diğer statlardan farkı ne?

Çatısını Japon sedir ağacından yaptık. Diğer stadyumlara hiç benzemiyor, tamamen farklı. Çok insani ve sıcak bir atmosfer yaratmaya çalıştık. Mimariyi sanata benzetirler genelde, oysa bence sanattan çok spora benziyor, takım oyunu olduğu için. O yüzden de ayrı bir değer taşıyor bu stat benim için.

Haberin Devamı

Doğal malzemeler yükselişte

- İkonik mimariye neden karşısınız?

Formlarla yapılan ikonik mimariye karşıyım bana göre ikonik olmanın tanımı deneyimden geçmeli, formdan değil. Sunny Hills binasında gördün, form üzerine değil deneyim üzerine yoğunlaşıyorum ve binada doğal ışığı ve sıcaklığını hissedebiliyorsun.

- Mimarinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sizce Instagram ve fotojenik olma zorunluluğu mimariyi nasıl etkiledi?

Kabul etmek lazım, Instagram mimariyi tamamen değiştirdi. Eskiden mimarlık dergilerine göre tasarım yapılırdı, eskiden formlar üzerine kuruluydu mimari, şimdi ise değişim zamanı, detayların güzelliği öne çıkıyor, çünkü detaylar daha iyi fotoğraf veriyor. Detayların öne çıkmasını ve tabii doğal malzemelerin yükselişini Instagram’a borçluyuz.

Haberin Devamı

Instagram mimariyi değiştirdi

- Siz Instagram’dan yararlanıyor musunuz?

Elbette, takip ediyorum ve ilham alıyorum. Çok seyahat ettiğim için çok fotoğraf çekiyorum.

- Mimaride her döneme damga vuran bir malzeme oluyor. Betondan sonra en büyük buluş, en iyi malzeme ne olacak sizce?

Beton ve çelik şehirleri mahvetti, endüstri devrinde tek opsiyon oydu. O yüzden geleneksel, doğal malzemelere geri dönmek istiyoruz. Ben de yeni materyaller bulmaya çalışıyorum. Bana göre şu anda yeni yeni kullanmaya başladığımız karbon fiber müthiş bir malzeme. Hem dayanıklı hem hafif bir malzeme. Ahşapla karbon fiberi birlikte kullanıyorum son yaptığım projelerde. Hem sıcak hem de transparan etki yaratıyor.

- Türk mimarisini nasıl buluyorsunuz?

Önce aklıma Ayasofya ve Sultanahmet Camisi geliyor ve tabii Mimar Sinan’ın eserleri. Ayasofya’dan da Mimar Sinan’ın eserlerinden de çok şey öğrendim, özellikle doğal ışığı kullanmak bakımından. Çok inovatifler, doğal ışık konusunda çok ipucu aldım bu eserlerden.

“Eylülde Eskişehir’e geleceğim”

- Eskişehir’deki Odunpazarı Modern Müze (OMM) fikri nasıl ortaya çıktı, sizi Eskişehir’de en çok ne etkiledi?

OMM, Türkiye’deki ilk projem. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen beni aradı, projeyi anlattı ve beni Eskişehir’e davet etti. Tam 3 yıl önce ilk gittiğimde çok etkilendim. İstanbul’a daha önce çok gittim ama Eskişehir’e ilk gidişimdi ve çok farklı buldum atmosferini. Eskişehir, Japonya’nın dağlık bölgelerini andırıyor, küçük köprüler ve bina tasarımları da çok benziyor. Bu benzerlik ve mimari beni etkiledi. Sinerji olunca yapmalıyım dedim. Eylülde müzenin açılışı için Türkiye’ye geleceğim.