FUZULİ'DEN BONJUK'A BOL MALZEMELİ GECE

Önceki akşam Maslak Oto Sanayi’de uzun bir masa etrafında toplandık.

Enis Karavil’in Sanayi 313’ü ile Komşuköy’ün davetiyle.

Oyunculuğun yanı sıra şarkıcılıkta da başarısını kanıtlayan Gonca Vuslateri, Sanayi’de atölyeleri olan çok sevdiğim heykeltraş çift Ebru Döşekçi-Seçkin Pirim, anlattıklarını hiçbir zaman dinlemeye doyamayacağım pazarlama gurusu Levent Erden, tasarımları kadar styling’iyle de dikkat çeken Elif Mısırlı, yaratıcı olduğu kadar çalışkan da olan Tuba Ünsal, Türkiye’de beklenmedik bir kesime bohem hayat tarzı ve tatil anlayışını sevdiren Bonjuk Bay’in yaratıcısı Mehmet Mahruki, Backyard’ın içindeki Fuzuli’nin yaratıcısı Onur Başeğmez’e sosyal hayatımızda etkili birçok isim vardı masada.

Bir yandan şef Müge Ergül’ün Komşuköy’den sabah gelen organik malzemelerle hazırladığı tarladan masaya yemekler yenildi, bir yandan hangi akıllı telefonla daha iyi fotoğraf çekiliyor tartışmaları yapıldı, bir yandan yeni projeler paylaşıldı.

Çıkışta da Tepebaşı’ndaki Klein Garten’e Didem Soydan’ın ev sahipliğindeki ‘Be Bold’ partisine gidildi.

Kaz Dağları’nın üstü altından daha değerlidir

Bunu tartışmıyoruz bile.

Her gün ayrı bir doğa harikasını korumak için mücadele veriyoruz.

Geçen hafta Salda Gölü gündemimizdeydi, bu hafta Kaz Dağları.

Kaz Dağları’nda altın madeni arama çalışmaları için binlerce ağacın kesildiği iddiaları ve altın aramak için siyanür kullanıldığı iddialarına tepki olan Vicdan ve Su Nöbeti devam ediyor.

Kaz Dağları’ndaki duruma Tarkan’dan Johnny Depp’e yerli yabancı birçok ünlü isim dikkat çekti.

Hiç şüphesiz en anlamlı adım ise Fazıl Say’dan geldi.

Daha önce “Katliamın bitmesi için orman konseri vermeye hazırım” diyen Fazıl Say, 18 Ağustos’ta konser vereceğini duyurdu.

Geçen yıl Çanakkale’ye Truva için giden Fazıl Say, bu yıl orman konserinde yeni bestelediği ‘Kaz Dağları Marşı’nı da ilk kez seslendirecek.

Bakarsınız bu sefer Çanakkale’deki konserde, çevreci kimliğiyle de sevdiğimiz Tarkan da Fazıl Say’a katılır.

Neden daha çok bağlandık?

Uzun zamandır dizi izlemememe rağmen son günlerde hiç olmadığı kadar çok Netflix dizisi izliyorum.

Tabii bunda sadece içeriğin çok çeşitli olması değil, aynı zamanda her an o içerikten mahrum kalabileceğimiz gerçeğiyle yüzleşmek de etkili oldu.

Boşuna ünlü isimler de görüşlerini, protestolarını sosyal medyada paylaşmıyor.

Her an kaybedebileceğimiz hissi Netflix ve benzeri dijital platformlara daha çok sarılmamıza neden oldu.

Bir Uber vakasıyla daha karşılaşmak istemiyoruz, memnun olduğumuz bir servisten faydalanamamak
ve o servisin çok daha minimal başka bir şeye dönüşmesine şahit olmak istemiyoruz.

Bazı sansür ve yasaklar, sadece aslını yaşatmakla kalmıyor, daha da cazip hale getiriyor.