Bugün son günü olan çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul nedeniyle bu hafta sanata ve partiye doyduk. Haftanın öne çıkanlarıyla kısa bir tura çıkıyoruz
Pazartesi: Sanat haftası pazartesi akşamı İstanbul 74’te Kezban Arca Batıbeki’nin “Manzarasız Bir Oda”sıyla başladı. Müjde Ar’ın başrolünde olduğu “Aaahh Belinda!..”yı Nurgül Yeşilçay, Yiğit Karaahmet ve Hakan Ezer ile yeniden yorumladı Batıbeki. Açılışa katılanlar filmi beğendi. Aynı akşam Tophane’de İtalya’nın önemli galerilerinden Galleria Russo’nun İstanbul’daki yeni şubesinin açılışı vardı. Tıklım tıklımdı. Yine aynı saatlerde Pera Palas’ta Demet Sabancı-Cengiz Çetindoğan’ın Ahmet Güneştekin için verdikleri davet vardı. Marlborough galerinin yöneticileri Türkiye’de olmaktan ve Ahmet Güneştekin’le çalışmaktan ne kadar memnun olduklarını anlata anlata bitiremedi. Sonra Contemporary
İstanbul’da da gördük, fuarda minik heykeller dışında bütün standlarını Güneştekin’in işlerine ayırdılar. Marlborough galerinin tarihinde ilk defa oluyor bu. Satışlardan o kadar memnunlar ki başka sanatçıların işlerini İstanbul’a getirmeye gerek bile görmediler.
Gala yemeği kalabalıktı
Salı: Contemporary İstanbul’un kurulumu başlıyor. Asıl satış da bu kurulum sürecinde yaşanıyor. Koleksiyonerler önceden giden dosyalardan beğendiklerini seçmiş, fuar daha ön izlemeye açılmadan gerçekleşen satışlar bile var.
Fuarda hummalı bir çalışma sürerken Suada’da ise Contemporary İstanbul’un gala yemeği var. Şaşırtıcı derecede kalabalık. Belli ki fuara dokuzuncu yılında ilgi daha da artmış durumda. Aynı gece Addresistanbul’da ise New York’taki C24 galerinin ortaklarından Maide-Emre Kurttepeli’nin partisi var.
Çarşamba: Contemporary İstanbul mu, GQ Men of the Year ödülleri mi? İşte bütün mesele bu. Contemporary İstanbul saat 15.00 itibariyle gezilmeye başlanıyor. Mustafa Taviloğlu’ndan Nezih Barut’a önemli koleksiyonerler eserleri inceliyor. Fuarı gezenler arasında en çok Beren Saat-Kenan Doğulu ilgi görüyor.
Bir de eserlerle çok da ilgilenmeyen, daha çok birbiriyle sosyalleşmeye gelmiş bir kalabalık var. Stantların önünde uzun uzun sohbette, eserlerin önünü kapatıyorlar. Daha sonra bir sanatçı anlatıyor, hadi onlar neyse, bir de selfie çılgınlığı var. Daha renkli eserlerin önünde paltolarını çıkarıp, çantalarını galeri sahibinin eline tutuşturup selfie çekenler oluyormuş. O arada galeri yöneticileri ne yapacaklarını şaşırıp asıl müşteriyle ilgilenememekten şikayetçi.
Saat ilerledikçe içerisi de daha da tıklım tıklım hale geliyor. Bu arada fuar o kadar büyümüş ki o ince topuklarla stantların tamamını gezmek fiziksel olarak mümkün değil. Arada Contemporary İstanbul Editions bölümüne de hızlıca göz atıp
Plug in’e doğru yola çıkıyoruz.
Sanat aşkı mı, parti aşkı mı?
Sonrasında ise Lucca, İstanbulArtNews ile birlikte Contemporary İstanbul şerefine küçük bir davet veriliyor. Elif Boyner’in hazırladığı enstalasyonlar dikkat çekiyor.
Gecenin devamı ise Lucca’da değil, Karaköy’de Liman Lokantası’nda Contemporary İstanbul partisiyle...
Bu parti de Lucca ve İstanbulArtNews ev sahipliğinde. Liman ne kadar eski gelse de Lucca’nın host ettiği bir partiyi kaçıramayacağını düşünenler de var. Fuarın yabancı konukları ise “parti olsun da nerede olursa olsun” diyor. İşte o yüzden kapıda izdiham yaşanıyor. Abartma yok, gerçekten herkes birbirini ezecek durumda. Artık sanat aşkı mı, parti aşkı mı, belli değil! Ufak çapta bir arbede yaşanıyor. Neyseki Lucca’daki yemekten Karaköy’e gelen ekip olaya el koyuyor, durum kontrol altına alınıyor. Ama bu arada içeri giremeyenler Gaspar’a, Colonie’ye dağılıyor. Yine de partinin tadını sonuna kadar çıkaranlar var.
Aynı saatlerde Four Seasons Bosphorus’ta ise GQ Men of the Year töreni var. Yılın erkeklerinin ödüllendirildiği törende asıl konuşulan kadınlar oluyor. Serenay Sarıkaya’nın Hakan Yıldırım imzalı kırmızı elbisesiyle Meryem Uzerli’nin kırmızı elbisesi yarışıyor. Uzerli uzun konuşmasıyla kaybettiği sempatiyi tekrar kazanıyor. Ödülü alan Halit Ergenç ama asıl kazanan Uzerli oluyor. İstediğiniz kadar “Taht Oyunları”, “Vampir Günlükleri” gibi efsane dizilerin yıldızlarını getirin, fark etmiyor, bir “Muhteşem Yüzyıl” etmiyor.
Bu arada “Muhteşem Yüzyıl” da kaçırılmayacak bir sergiyle aramıza dönüyor. Kendinizi dizinin içinde hissedeceğiniz sergi Koruncuk Vakfı yararına yapılıyor.
GQ’dan çıkanlar da soluğu Karaköy Liman’da alıyor. Kapıdaki izdiham durumu yatışmış olduğu için sorun çıkmıyor.
Akşam birçok davet var
Perşembe:Fuar halka açılıyor. Yine hıncahınç dolu. Akşam birçok parti, davet var. Vogue Türkiye’nin Contemporary İstanbul’da fotoğrafları sergilenen moda fotoğrafçısı Horst Diekgerdes şerefine Morini’de verdiği yemekte buluşuyor bazı koleksiyonerler ve moda dünyası. Herkes Morini’nin müthiş yemeklerinden mest oluyor. Zaten sanat maratonunun dördüncü gecesinde herkes yorgun, güzel bir yemek yiyip dinlenmek istiyor. Gecenin devamında Contemporary İstanbul’un sponsorlarından
42 Maslak’ta parti var.
Cuma - cumartesi - pazar:Hafta sonu fuarla dolu geçiyor. Cuma gecesi Armaggan’da Contemporary İstanbul için bir davet var. Lütfi Kırdar’dan uzaklaşmak istemeyenler ise soluğu Nişantaşı’nda Pop Coctail’de alıyor. Hatta cuma gecesi Nupera’nın ve Nupera’daki Pop’un da açılışına devam edenler oluyor.