Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her köşesi büyük bir zevkle ve özenle yapılmış bir yer Zai Bodrum.

Yemyeşil bahçesinde sanat eserleriyle bir arada oturuyor, ister kütüphaneden aldığınız kitapları okuyor, ister bilgisayarınızı alıp çalışıyorsunuz, ister odun fırından pizzalar yiyor, ister San Sebastian cheesecake’le kahve keyfi yapıyorsunuz.

Ayrıca burada konser, sergi, tiyatro performanslarını izlemek de mümkün.

Burası gerçekten de Bodrum içinde bir vaha, nefes alınabilecek, iyi ki böyle yerler var dedirten bir yer.

Klasik müzik çalan kütüphanesinde sessizce çalışırken, yemek yiyenlere de canlı piyano dinletisi eşlik ediyor.

Haberin Devamı

12 Temmuz’da ise Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Genç Yetenekler Bodrum Yaz Konseri var, konserde klasik müzik alanında dünyada yıldızı parlayan uluslararası başarılara sahip genç sanatçılarımız Jamal Aliyev ve Bade Destan performans sergileyecek.

Mütevelli Heyeti üyesi olmaktan gurur duyduğum Çağdaş Eğitim Vakfı’nın ‘ÇEV Sanat Genç Yetenekler’ projesi Berrin Yoleri öncülüğünde, Fazıl Say, İbrahim Yazıcı, Bülent Evcil ve Mehmet Yasemin’in desteğiyle 11 yılda büyük yol kat etti.

Amaç, Türkiye’den dünya çapında sanatçılar çıkarmak, Türk kültürünü ve sanatını dünyaya tanıtmak.

Şu anda ÇEV Sanat’ın desteklediği genç yeteneklerden Cemal Aliyev uluslararası başarısıyla bu yolda en önde ilerleyenlerden, Aliyev’in arkasından gelen daha birçok yetenek var.

Aslında ‘ÇEV Sanat Genç Yetenekler’ projesinin en güzel yanı, gençler birbirleriyle rekabet içinde değil, tam tersine büyük dayanışmayla büyüyorlar, birbirlerini alkışlıyor, birbirlerine destek oluyor ve birlikte aynı sahneyi paylaşıyorlar.

Genç Yetenekler’in Bodrum’daki yaz konserini  kaçırmamakta fayda var!

Bu ismi daha çok duyacaksınız

1993’te Azerbaycan’da doğan, iki aylıkken Türkiye’ye gelip Ankara’da büyüyen Cemal Aliyev’i ÇEV Genç Yetenekler konserlerinde sahnede canlı izlemiş ya da Fazıl Say’la sahneyi paylaştığı resitalleri takip etmiş olabilirsiniz.

Cemal Aliyev müzisyen bir aileden geliyor.

Büyükbabası Kara Aliyev Azerbaycan’da çok ünlü bir çellistmiş ve genç sanatçının da ilk öğretmeniymiş.

Haberin Devamı

İki aylıkken bütün ailesiyle birlikte Türkiye’ye taşınmasının nedeni de Azerbaycan’daki ünlü kemancı Server Ganiyev’in Bilkent Üniversitesi’nde orkestra kurarken Aliyev ailesini de davet etmesiymiş.

Annesi çellist, babası kemancı, büyükannesi ise piyanistmiş.

Ailede herkes müzisyen olunca ve yeteneği erken yaşta keşfedilince, Cemal’in 5 yaşından 13 yaşına kadar günde 8-10 saat çalışması kaçınılmaz olmuş.

13 yaşına kadar Ankara Bilkent Müzik Okulu’nda okumuş.

Sonra hiç İngilizce bilmeden 13 yaşındayken çok ünlü bir viyolonselci, Mstislav Rostropovich tarafından tam bursla İngiltere’ye davet edilmiş, eğitimine devam etmek için.

Londra’da 2007-2013 arası Yehudi Menuhin Okulu’nda tam bursla okumuş.

Daha sonra, 2013-2019 arasında Royal College of Music’te yine tam bursla yüksek lisans eğitimini tamamlamış.

Sonra da Guildhall School of Music and Drama’da doktora yapmaya gelmiş sıra.

Cemal Aliyev’in çellosu çok değerli, 1756 yapımı Giovanni Battista Gabrielli.

Haberin Devamı

Royal College Of Music’te okurken bir gün kendisini tesadüfen izleyen ve çok beğenen bir İngiliz onun performansını daha da artıracağı özel bir çelloya gereksinimi olduğunu duyunca milyon sterlinlik Giovanni Battista Gabrielli’yi alarak Cemal’in kullanımına vermiş.

Afyon’da klasik müzik festivali

Afyonkarahisar Caz Festivali için sosyal medyadaki “Afyon’a yakışır mı, yakışmaz mı?” tartışmalarını üzülerek takip ettik.

Elbette büyük emeklerle tam 21 yıldır düzenlenen Afyonkarahisar Caz Festivali şehrin kültür-sanat hayatı için çok önemli.

Şimdi ise Caz Festivali sona erdi, 20. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali ise yarın başlıyor, tam altı gün devam edecek.

Festivalin açılış konseri NG Afyon’un bahçesinde gerçekleşecek, bir piyano üçlüsü ‘Puella Trio’ (Eva Krestová, Aneta Sudáková, Adèla Tická) sahneye çıkacak.

Festivalin kapanışı ise Koreli piyanist Hyun Sook Tekin’in resitaliyle gerçekleşecek. 

Keşke sadece Afyon’da değil, Türkiye’nin tüm şehirlerinde böyle müzik festivalleri düzenlense...