CHP’deki üçlü zirvenin tek kazananı Özgür Özel.
Kaybedenleri ‘şimdilik’ kaydıyla Mansur Yavaş ve kısmen Ekrem İmamoğlu..
An itibariyle CHP’nin en güçlü Cumhurbaşkanı adayı Özgür Özel’dir.
İmamoğlu’nun yargısal problemleri, Yavaş’ın önseçime yanaşmayarak adaylığını CHP’ye adeta dikte ettirmek istemesi Özel’in önünü otoban gibi açtı.
Bu CHP bu saatten sonra kendisine kamuoyu önünde rest çeken Yavaş’ın adaylığına onay vermez. CHP’de Yavaş’ın bağımsız aday olması durumunda “İkinci bir Sinan Oğan vakası” haline geleceğini düşünen çok isim var.
Peki İmamoğlu ne yapacak?
Bekleyecek…
An itibariyle Yavaş’ın CHP’den adaylık ümidini sonlandırmış gibi görünse de bu kavga onu da yıprattı. Üstüne bir de siyasi yasak riskiyle karşı karşıya…
Her ne kadar partide kontrol onda olsa da sular Özgür Özel’e doğru akıyor.
Yazın bir kenara…
Artık “CHP Genel Başkanı CHP’nin doğal adayıdır” tezini medyada, kulislerde daha çok duymaya başlayacağız.
Yavaş’ın kabul görmeyen önerisi
Özel-İmamoğlu-Yavaş zirvesi toplantıdan verilen fotoğrafın aksine gergin geçti.
Yavaş’ın önündeki dosyada kendisine İmamoğlu ekibi tarafından çekildiğini düşündüğü operasyonlar ve trol hesapların listesi olduğu söyleniyor.
İmamoğlu’nun ise bu iddiayı kesin bir dille reddettiği belirtiliyor.
Kimin, kime, hangi operasyonu, kimler üzerinden çektiğini herkes biliyor. Kimsenin masum olmadığını da. O sebeple toplantıdan yansıyan ilginç bir detayı aktararak devam edelim.
Yavaş üçlü zirvede patenti merkez sağın eski isimlerinden Hasan Subaşı’na ait bir “Centilmenlik Anlaşması” önerisinde bulunuyor.
Buna göre İmamoğlu önseçimden çıkarak CHP’nin adayı olacak. Yavaş da 100 bin imza ile yarışa katılacak. İlk turda en az oyu alan aday diğer adaya desteği peşinen kabul edecek. İsterse Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak!
Kağıt üzerinde mantıklı görünüyor ama hayata geçmesi zor bir öneri bu.
Hem sonra seçimin ikinci tura kalacağını kim garanti edebilir ki?
Ankara direkt uçmak istiyor ama
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran: Sağlık turizminin gelişmesi için Ankara’ya doğrudan uçuşların artması şart. Son derece doğru ve haklı bir talep bu. Ankara sahip olduğu potansiyeli kullanamayan bir kent.
Baran bu talebi kendisini ziyaret eden AJET Genel Müdürü Kerem Sarp ile görüşmesinde dile getiriyor.
Düşünsenize… Türkiye’nin en çok ihracat yapan kentlerinden birisiniz. 13 OSB’ye, 10 Sanayi sitesine, 13 teknokente ev sahipliği yapıyorsunuz. Kentte 446 belgeli tesis sağlık turizmi hizmeti veriyor. Ve bu potansiyele rağmen sadece 26 destinasyona direkt uçabiliyorsunuz.
ATO Başkanının talebini AJET yetkililerine sordum... Ankara’ya direkt uçuşları arttıracak mısınız?
Gelen cevabı özetleyerek aktarıyorum:
AJET olarak Ankara’dan direkt 14 ülkede 20 destinasyona karşılıklı sefer düzenliyoruz.
2025 yaz döneminde ise hem ülke hem de sefer yapılan nokta sayısının arttırılması planlanıyor. Hedef; direkt sefer yapılan ülke sayısını 17’ye, destinasyon sayısını ise 26’ya çıkarmak.
Sadece bu kadar mı?
Hayır. Bayrak taşıyıcımız THY ile Ankara+ (plus) projesinin de paydaşıyız.
Pergel misali, merkezde Ankara olmak üzere, çevresindeki (3 saatte karayoluyla gidilecek) 15 şehri kapsayacak şekilde yurt dışında turistik olarak pazarlamak.
Proje, Ankara’yı çevresindeki 15 şehrin özellikleri ile birleştirerek havayolu, otel, gastronomi ve sağlık turizmi alanında paydaşların orta ve uzun vadede kazanım elde edeceği bir vizyonla hazırlandı.
Proje güzel... Ama başarılı olması için ilgili paydaşların projeyi sahiplenmesi şart. ATO başta olmak üzere tüm STK’lar ve elbette ki yerel yönetimlerin.
