Uzun zamandır satıldı satılacak, kapatılacak ev yapılacak gibi söylentiler vardı Bebek Oteli için.
Çeşitli alıcılar ortaya çıktı, daha sonra çoğu vazgeçmek durumunda kaldı, ev sahibinin 3 odayı kendine tutmak istemesi nedeniyle.
Neyse ki Muzaffer Yıldırım yılmadı ve yılların Bebek Oteli’ni The Stay otellerinin bünyesine kattı.
Adını The Stay’e değiştirmeyerek, ‘Bebek Hotel’ markasını koruyarak da büyüklük yaptı.
Malum, Bebek Oteli İstanbul’un simgelerinden biri.
Yenilenerek açıldığından beri kime, “Hadi gidelim, görelim” desem, aldığım tepki aynıydı: “Kıyafetimiz uygun mu, kapıda sorun çıkar mı, servis çok kötüymüş aç kalırız vs...”
Herkesin hemfikir olduğu tek bir konu vardı, o da Mahmut Anlar çok iyi bir iş çıkarmış, iç tasarımı çok güzel olmuş.
Sonunda, kendim gidip görebildim otelin yeni halini.
Giriş katındaki barını gerçekten çok beğendim, hem eski Bebek Otel hissi aynen duruyor, hem de detaylarla çıta çok yükselmiş.
Fransa’da Saint Paul de Vence’daki La Colombe d’Or’dan Soho House’lara kendi sanat koleksiyonu olan birçok otel gibi artık Bebek Oteli’nin de bir sanat koleksiyonu var.
Yeni sanat koleksiyonu için genç Türk sanatçıların eserleri toplanmış.
Teras depo olarak kullanılıyormuş
Gelelim terasa, yukarı çıkmak için asansör beklemek yorucu.
Asansör 3 kişi aldığı için ve herkes ikişer ikişer yukarı çıkmak istediği için uzun sürebiliyor bekleme süresi.
Yine de tabii yukarı çıkınca bu manzara karşısında her şey unutuluyor.
Servis beklediğimden daha iyi, ufak aksilikler oluyor ama ekip üstesinden geliyor.
Dekor çok sade, sadeliğinden mi yoksa daha önce bu terasa çıkmadığımız için mi bilmiyorum daha turistik hissettiriyor teras, sanki kendi kendimize değil de yabancı misafirleri getireceğimiz bir yer havasında.
Bebek Oteli’nin yeni halinin mimarı Mahmut Anlar ile karşılaşıyorum, “Bu teras daha önce depo olarak kullanılıyormuş” diyor.
İstanbul böyle bir yer işte, dünyanın en değerli yerlerinden biri olabilecek bir yer deniz üstünde en güzel manzaraya sahip olsa da depo olarak kullanılabiliyor.
“İyi ki bu terası ortaya çıkarmışsınız” diyorum, ama ardından da ekliyorum “Benim favorim giriş katındaki bar”.
“Odaları da gezmelisin” diyor Mahmut Anlar, merak ediyorum ama artık başka bir zaman gezerim.
Dragon açılacak
Otel henüz tamamlanmamış, şimdi sırada Les Ambassadeurs’un yerine gelecek olan Dragon var.
Daha önce Oligark’ta açılması bekleniyordu Dragon’un ama bir son dakika kararıyla Bebek Oteli ile anlaşılmış.
Gösterişli bir Çin restoranı olacak en alt katta.
İstanbul’un simge otellerinden birinin yeniden canlanması sevindirici.
Özellikle de birçok sevdiğimiz yeri koruyamadığımızı düşünürsek.
Onur Haftası 2019
Yıl 2019.
İnanılır gibi değil, hâlâ profesör unvanlı doktorlar çıkıp da eşcinselliği ahlaksızlık olarak göstermeye çalışabiliyor ve daha da ileri giderek toplum sağlığına zararlı diye açıklama yapabiliyor.
Bir başkası çıkıp da eşcinselliği aile kavramını yıkmaya çalışan bir tehdit olarak gördüğünü söylüyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki, aile kavramını yıkabilecek tek şey: sevgisizlik.
Oysa hepimiz biliyoruz ki nefrete, tacize, ayrımcılığa, saldırganlığa karşı özgürlüğü hep beraber savunmak gerekiyor.
Bir zamanların gece kulübü 2019 daha çok hatırlanıyor.
Umalım bundan sonraki Onur Haftası yürüyüşlerinde bunları bir kez daha dile getirmek zorunda kalmayalım.
Özay Şendir
Bir kapak, iki bakış açısı…
23 Şubat 2025
Abbas Güçlü
Adana, Çukurova Üniversitesi ve gelecek?
23 Şubat 2025
Zeynep Aktaş
Risk iştahı zayıf TL’ye ilgi sürdü
23 Şubat 2025
Ali Eyüboğlu
Türklerle ‘yapay zekâ’ araştırması
23 Şubat 2025
Güldener Sonumut
Trump, Avrupa Güvenlik Konseyi ve Türkiye
23 Şubat 2025