Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Burası da Antep - city. Yine o city’lerden biri. Üstelik city’nin gazisi. Tabii mazisi... Ve tabii City’nin hamisi, Celal Doğan yani. Şerifi de o zaten. İlk onu gördük. Tabii çay, may öğle yemeğinde yine onunlaydık. Yani şerif Doğan’laydık. Bana tuhaf geliyor. Önce Milliyet ile TIR’larken her yerde, sonra İzmir’de, Ahmet Priştina ve şimdi de Celal Doğan. Belediye başkanını rüyasında bile görmeyen, göremeyen benim gibi bir İstanbullu için, belki de bugün işte bunun için. Evet, şimdi de sahadakiler için.
Kimi "Hiç olmazsa birisi" diye tutturuyor, kimi de Lorant gibi, üçünden ikisini yanında oturtuyor. Fenerbahçe’nin başlarken Ortega’sızlığı, tabii yeni bir Lorant manasızlığıydı. Ortanın ortasında Steviç, Johnson ile tatsızdı da Kadıköylüler. Topsuzken biri Yugoslav, diğeri Ganalıydı. Ama topla ikisi de Fransızlaşıyordu! Revivo, Serhat ve Brezilyalı’yı üçlüyordu. Kısaca defansı en geride, forveti en beride tabii orta alan da Antep - city’deydi.
Fatih Akyel, 2 milyon dolara takılan sonra moneysiz geri alınan, Preko’nun peşine takılandı. Mustafa Doğan çok erken sararmış, sağ ve sol Cem Karaca ile Ali Güneş’e emanet edilmiş ama herkese de keşke Allah’a emanet edilseydi dedirtmişti. 21’de iki olmuştu bile. Bir Antep kafası ve bir made in Ogün penaltısıyla. Hani denir ya, belki de denmez, Fenerbahçe Türkiye’nin aynasıdır. Doğru galiba. Orta sahasının ortası, ortasının sağı veya ortasının solu sanki ülkenin sağındaki, solundaki, merkezindeki problemleriyle dolu. Sonra ne oldu da Antep aniden durdu. Ya "yeter" dedi, ya da "iki olsun bizim olsun". Ne dediyse dedi, ama 37.32’de de Revivo’nun kafasından beklenen golü yedi. Öyle tuhaf ki 2 - 1 öndeyken Antep, Fenerbahçe’nin üzerine gitmiyor tamam anladık da, 2 - 1 gerideki Kadıköylüler, niye Antep - city’lilerin üzerine gitmiyor, gidemiyor, onu anlamadık.
İkinci devre önce Rapajclendiler. Sonra Tuncaylandılar. 65’de de Ortegalıydılar. Belki topla biraz daha havalıydılar. Zaten işi de böyle bağladılar. 75’te kızaran Fatih Akyel, bozaran da Werner Lorant’tı tabii. Sonra 3 - 1, sonra 3 - 2 ve sonra da 3 - 3. Bence made in Bilgin bağlayalım. Doktor demiş ya hastaya, "Ne yersen ye", ben de diyorum ki senle zor Lorant zor. Vallahi ne dersen de.