Ne gündü ama denir ya... Belki de denmez ya her neyse. Denmezse de biz diyelim. Evet ne gündü bugünün dünü. Erol Ersoy gözüktüğü an binlerin "I Love You Hagi" diye bağırması, sonra İmparatorlarını tribünlere çağırması,, Terim’in dönüşü, Lucescu’nun havasının varsa tabii, ya da kaldıysa tamamen sönüşü.
Evet ilk maçtı. Ya da klasik bir ilk maç gibiydi. Ya da ya da bir ilk doksan tipiydi. Ne tat var, ne tuz. Tam ne tat var, ne tuz derken gol geldi bile. Ümit Karan ile. 15’te Ergün’ün topu alıp soldan dalıp, sol gösterip sağ vurması, Ümit Karan’ın bomboş ama çok hoş yükselmesi ve Shorunmu’nun soluna bırakması. 18’de tipik bir stoper kaleci anlaşmazlığı, Vedat ile Mondragon’un durumu 1-1 yapması. 21’de Sarr’ın gol olmasa da gol gibi kafası. Belki futbol yoktu ama, devamlı saldıran Galatasaray’da pozisyon çoktu.
Felipe çok heyecanlı, Senegalli de çok çok canlıydı. 31’de Felipe’nin Arif’e maçın pası, Galatasaray’ın Arif’i, penaltının tarifi, pasın sahibinin penaltıyı atması. 43’te Muhammed Sarr’ın Felipe vari uzun ara pası ve Ümit’in ikinci, Galatasaray’ın üçüncü golü. Evet Galatasaray iyi oynamıyordu, veya oynayamıyordu. Ama oynarmış gibi yapması bile yetiyordu zaten Samsun’a.
İkinci 45 başlarken Felipe çıkmış, Terim onun yerine Cihan’ı seçmiş, Galatasaray da müthiş bir tempoyla adeta futboldan basketbola geçmişti. Hep beraber gidip, hep beraber dönüyorlardı. 56’da yine Galatasaray’ın Arif’i ve yine bir başka Arif klasiğinin tarifi.
Made in Bilgin devam edelim. Ne değişmiş Terim ile Galatasaray’da bu sene derseniz eğer, ben de derim ki ne kadar özlemişiz çok adamla gol düşünen Galatasaray’ı meğer. 25 dakikada oynayacaklarının işaretini verdiler bile. Hele Pinto - Balic vs, veya aranan o santrfor ile... Anlaşıldı ki futbolsuz kaldıkları anlarda da hep beraber sağa sola, öne arkaya koşacaklar, topla olmasa da topsuz coşacaklar. Şöyle bağlayalım; Galatasaray bu sene yener yenilir, şampiyon olur ya da olmaz. Ama maçlarında hiçbir zaman futbol heyecanı kaybolmaz. Evet çok geçen seneki Galatasaray’dan farkı, farkları. Çünkü değişen futbol tarzları. Bir kere daha hani o 25 dakika işte derim veya made in Fatih Terim. Anlarsınız ya...
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010