Müşteri velinimetimdir l

     Doğan Hakyemez
     CNN Türk’teki Pivot’u yapıyorum ya. Susuyorum onlara göre (onlarca mail) müşteri kaybetmekten de korkuyorum. Konu Hakyemez ve Hakyemez’in basketbol yazması. İşin doğrusu tabii bir Milli Takım menajerinin yazmaması. Ama Doğan bu. Bu da o Doğan’ın doğrusu... Müşterim tabii benim de. Hem de iyi müşterim. O ve bir dönemin Örs’ü, yine o dönemin Pano Natof’u, vs... o dönemin en çok ilgi çeken yazılarımda hep onlar var. Yani onlara da şükran borcum var...
     
     Masal masal matitas...
     Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. O zamanlar bile sevgili Doğan yine her işin içinde. O Fenerbahçe menajeri, Çetin Yılmaz da Fenerbahçe’nin coachu. Fenerbahçe, Beşiktaş’ı yenmiş. Ertesi gün Doğan, şöyle yazmış. Fener kenar yönetimi (yani o ve Çetin) mükemmeldi... Ben de bir gün sonra bakın ne yazmışım. Keşke maçın hakemi de sen olsaydın. Hatta bir - iki yaş genç olsan da bir - iki dakika oynasaydın da. Şimdi hiç olmazsa menajeri olduğu Milli Takım’ın maçlarını kritize etmiyor. Konu açılmışken, ya da ben bilerek konuyu açmışken, Doğan’a yazdırdığı için çok eleştirilen Hürriyet Spor Müdürü Esat Yılmaer’le devam edelim. Bu eleştirilere katılmıyorum da ....
     
     Yılmaer ve Dinçer
     Herkesin dilinde. Esat niye yazdırıyor? Niye yazdırmasın ki. Mesela Kemal Dinçer. Hani çok eski Basketbol Federasyonu Milli Takımlar Sorumlusu. Az eski de Fenerbahçe Futbol Takımı Menajeri. O da yazıyor işte. Ne var bunda diyorsunuz, değil mi? Onun menajerliği bitti. Doğru, menajerliği bitti. Ama yazım bitti mi ki? Ya da bitmediki. Dinçer, Fenerbahçe menajeriyken ben de yazarım dese. Samandıra’dan haberler geçerim. Oradan futbolcuların evlerine de geçerim. Röportajlar filan falan (Doğan Hakyemez - Hidayet röportajı, Sacramento). Kim hayır der? Dese dese Başkan Aziz Yıldırım ve Yönetim Kurulu der. Fenerbahçe Yönetimi herhalde yine Başkanımız ne derse odur der, Başkan da büyük bir ihtimalle hayır der. Hadi küçük ihtimal gerçekleşse Aziz Yıldırım da evet dese, Kemal de yazardı. Fenerbahçe Başkanı yazsın diyecek, Fenerbahçe menajeri yazarım diyecek, peki buna kim, niye hayır diyecek? Esat da demiyor işte. Doğan, doğarken böyle doğmuş. Seviyor bu işleri. Patronu Turgay Demirel’in de hoşuna gidiyor. O yazmasa başka biri yazacak. O yazan da kimbilir neler yazacak? Yarın öbür gün belki Turgay Demirel de yazacak. Mesela bir milli maç sonrasını federasyon başkanı, milli takım menajeri hatta coachu (Örs niye yazmasınki?) yazacak. (Onlar sağ biz selamet)
     
     Murat Murathanoğlu da her dönem her taşın altından çıkıyor. İşte bu hafta da Köyün Delisi’nde ortaya çıkıyor.
     O da evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, her an, her işin içinde. İşte Turgay Demirel’li ilk yıllar. Onun Reebok’ında çalışıyor. Onun basketbol dergisinde yazıyor. Onun All - Star’ını organize ediyor. Onun yorumcusu. Oyuncu menajeri de. Sonra yıllar geçiyor su gibi. Murat da Doğan gibi, ikisi de şarap gibi. Bakıyorsunuz yine federasyonda. Yine yazıyor. Gerçi oyuncu menajerliğini bırakmış (?). Yani hiç olmazsa kayınbiraderi Yaman Eymür’e bırakmış (yoksa bırakmamış mı?). Yaman arkadaşım, dostum da. Ve onu seviyorum da. Mehmet Okur’un da menajeri o. Tesadüf bu ya. Murat da bu aralarda Hido’ya ve menajeri Tolga’ya sulanıyor. Mideler de bu yüzden bulanıyor. NBA orası. Onlar da Hido ve Memo. Küçük, hatta bu krizde büyük çapta fabrikalar. Ortada uçuşan (ya da uçuşmayan) dolarlar.
     Murat Murathanoğlu söylediklerinde belki haklı. Ama Murat yanlı ve bu yüzden de zanlı diyenler haksız mı? Hayır onlar da haklı. Onun için masal, masal matitas, basketbolun her karesi de aynı hamam, aynı tas. Ben daha doğarken, bunları yazıyordum... Bu cuma da hatırınız için yazılmış olsun. Bağlarken bir değil üç ihtimal daha var olsun. 1) Ya Doğan ve Murat, ikisi de objektiftir. 2) Ya Doğan ve Murat, ikisi de objektif midir? 3) Ya da Doğan ve Murat ikisi de patronlarının ve yakınlarının objektifi midir?
     
     Kimse ikinci kez evlenmek isteyeceğime inanmıyordu (ben de). Hani rahat mı battı, ya da rahat battı mı? Yooo. Fena halde batan oydu. Fena halde seviyordum da. O da işte her kadının yanındakine, yanındayken söylediği gibi... Bir daha bir sen bulamamki ben, filan falan. Ya da sen varya sen, filan falan. Ya da ben ve sen, filan falan. Sonra Sicilya usulü olsun dedik. Bir otelin bir kuru iskemlesi ve o kuru iskemlenin fiyatı, o günkü doların kuru muru...
     Sonra hayatımızdaki herkesi istedik. Ama herkesi. Bir merhabamız bile olanı. Hatta belki bir merhabamız bile olmayanı. Sonra işte heyecanlı, canlı, Sicilyalı bir köy düğünü. Sonra yeşil, yemyeşil bir çim. Sonra tahta iskemleler. Sonra beyaz, bembeyaz veya kareli örtülü masalar... Sonra mı? Sonrasını boşverin. Sonrası,sonra, belki daha sonra...
     
     Yeni oluşturulmaya başlanan sistmenin(?) bir parçası olmak istemiyorum. Bu sistem benim görev ve devlet anlayışımla(?) bağdaşmamaktadır."
     Konuşan istifa eden Vedat Bayram.Üstelik ne bayram ne de seyran. Ama öpülen de yine aynı Vedat Bayram. Peki ama böyle oldu mu sevgili Bayram? Ya biraz daha aç. Nasıl bir sistem bu, ya da bağdaşmayan nedir senin anlayışınla? Ya da sus tamamen kaç. O herhangi biri değilki. Ya da herhangi biri mi ki? O sporun İstanbul’a bakanı. Ya da yarım spor bakanı. Öpen de Mehmet Atalay. Sporun yeni başı. En tabii hakkı çalışacağı ekibini seçmesi. Ama ya daha bismillah derken yarım spor bakanını pas geçmesi.
     Atalay, belki çok başarılı olacak. Ama şık başlamadı. Gücü Bayram’ı yemeye de yetmezdi ya. Ama yedi. Demek ki, hadi Mehmet, arkandayız, devam et. Belki de spordaki siyaset. Eğer konuşursa Mehmet Atalay, öbür cuma Köyün Delisi’nde o ve diyecekleri var. Bakalım bu istifanın arkasında Bayram’ın demek istediği ama diyemedikleri mi var? Ya da ne var?
     
     SERİ İLANLAR
     İmza: Köyün Delisi




SPOR


%60 RÜŞTÜ, %40 CORDOBA
At yarışları
Avrupa Ligleri
İlla ki CSKA Moskova
2. LİG puan durumu
OKUR İSTERSE!
SSK uyandı: 1-3
SÜRPRİZ TEKLİF
Fırtına öncesi!
BENİM ADIM REVİVO
TARİHİ ZİRVE
‘Tarih aldatmasın’
ŞOK MEKTUP
İşte gerçek şike!
Gaziantepspor’un sahası kapatıldı
Müşteri velinimetimdir l
Tozlanan saygı
Mazinin hesaplaşması