Önce son bölümden kısa bir özet. Hani elim aniden telefona gitti. Sonra numarayı çevirdim. Sonra çaldı. Bir daha çaldı. Sonra açıldı. Sonra da o ve onun alo diyen sesi demiştim. Sonra da kapattım zaten. Özlemişim. Alo’su bile yetti de arttı bile. Dağıldım. Darmadağıldım filan falan diye de bitirmiştim.
Mailleri telefonları bırakın, Kadıköy’de vapura binerken, Bağdat Caddesi’nde kahve içerken bile sordular. 1) Döndü mü ?, 2) Okumuş mu ? Anladım ki anlaşılmamış. Veya anlaşılmamışım. Ya da anlatamamışım. Her neyse... Ne okuması, ne de okuyup da dönmesi, ne de okumaması veya okuyup dönmemesi. Bence yanlış yerlere takılıyorsunuz. O an öyle hissettim. Ve yazmak istedim. Ve yazdım. Onu hâlâ seviyorum galiba dedim. Hepsi bu işte. Aynen yazıldığı gibi. Ne daha farklı, ne de daha fazla. Çok merak ediyorsanız döner mi bir gün ? Nerden bileyim. Dönerse siz de anlarsınız zaten aynı gün, yani o gün...
Eden belli, ya da edenler de. Edilen veya edilenler de. Hatta ettiren, ya da ettirenler de. Üstelik niçin ettikleri, niçin edildiği ve niçin ettirildiği de. Bir oyun bu sanki. Sırası gelenin sahneye çıktığı. Ya da ne biçim bir oyun bu. Büyük çoğunluğu hastanesiz, okulsuz, üniversitesiz, güvencesiz, haksız huksuz, parasız pulsuz, kadınsız, aşksız, sevgisiz ve sevgilisiz. 3 Kasım öncesine bakarsanız belki de yarınsız. Umudumuz denilerleri görünce de hatta umutsuz.
Bir anons hayal edin. İçeride binler varken stadın dışından gelen. Gür bir ses bağırsa, bırakın Galatasaray’ı, Fener’i, Beşiktaş’ı şunu bunu, küfür etmeyin. Sebepler belli değil veya belli. İthal ettik otuz bin kadın ince belli. Artık maaş da var, iş de, aş da. Gözün üstünde kaş da. İster Hasan Şaş, ister Ali, Veli, kırk dokuz, elli. Hasan, Hüseyin, Ahmet, Mehmet. Şaşırma, şaşma. Belki ne eden kalır, ne ettiren, ne de edilen. Ne hakeme kafalar takılır, ne kaçan gollere bakılır. Hatta purolar bile yakılır... Evet men dakka dukka. Madem sizin oyununuz öyle, o zaman benim yorumum da işte böyle. Belki biraz açık. Açık saçık. Hatta kaçık. Ama delice ve Köyün Delisi’nce...
(X’lerin karşılığı Lesson XXXV’te)
- HAKİM bey ismimi değiştirmek istiyorum.
- Geçerli bir sebebiniz var mı ?
- Evet var.
- What is your name ? (X)
- Mr. (X) Hüsnü Güreli.
- Ok. And your new name ? (X)
- Hüsnü Kuruntu. Veya Hüsnü Kuruntulu.
- Ok. (X)
(X’lerin karşılığı Lesson XXXV’te)
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010