Bırakın Milli takımın T.D.'si (teknik direktör) kim olmalıyı, kim olmamalı'da bile fena halde auta düşmedik mi biz? Herkes kim olursa olsun da Ünal Karaman olmasın diyordu. Ama Karaman T.D oldu. O Güneş'in yanındaki yere bile bir numara ufak geliyordu. (Bir bilenlere göre) Ne tuhaf, şimdi Güneş'in yerinde o. Evet "şimdilik" oldu, ama "şimdilik" bile olsa onun olması mı gerekiyordu ? Türkiye'de hiç teknik direktörlük yapmayan bir teknik direktör, inanılacak gibi değil ama "Ben yaptım oldu"yla Türk Milli Takımı'nın teknik direktörü oldu...
Son seçimlerde adaylar "paylaşan başkan" sloganını çok kullandılar. Her afişte "bir fotoğraflık" giydirildiği ve sırıttırıldığı belli olan bir aday, "bizdekini" paylaşmaya geldiğini suratımıza baka baka söylüyordu. Oldukça sık kullanılan "milli takım hepimizin" sloganının da yukardaki "kandıran" slogandan bir farkı yok bence. "Hepimizin"in içinde "hepimiz" varmıyız acaba... Federasyon Başkanı'nın, MHK Başkanı'nın, Milli Takım T.D'sinin veya yanındakilerin "hepimiz"i o. "Bizim" takımız derken bile inandırıcı değiller. Sanki "sizin değil ki bizim" gibilerinden söylüyorlar.
Fena oynamadılar
Haftalardır bir teknik direktör arıyorduk ya, milli takım teknik direktörsüz olsa, sanki ne olur dedim bir yerlerde vıdı vıdı yaparken. Herkes aniden isyan etti. Ne tuhafız. "Güneş"liyken teknik direktörlüydük sanki. "Son"u daha da mı kötü olacaktı teknik direktörsüz bir milli takımın yani. Ya da milli takım Hırvatistan maçına "teknik direktörsüz" çıkmadı mı. Ve de fena oynamadılar da üstelik. Bir milli takımın "Güneş"li veya "Güneş"siz halinin birşey fark etmemesi, o takımın ne kadar da değerli olduğunu gösteriyor. Ve gerçek bir teknik direktörle o takımın neler yapabileceğini de. Mesela milli takım teknik direktörünün yardımcısının ismini Ahmet, Mehmet diye "atarak" belki bulabilirsiniz de, ama soyadını bilen kaç kişiyi bulabilirsiniz allah aşkına bu koca ülkede.
"Emret başkanım"
Ünal hoca basın toplantısında görev verildi diyor. "Kaçamazdım"a getiriyor sözü. Hatta "emir" diyor. "Emretti başkanım"demek istiyor da diyemiyor. İyi ki de futbolun içinde bir görev isteniyor Ünal Karaman'dan. "Ya bir büyüğü" de çıkıp mesela "TÜBİTAK"ın başına geç dese. Ya da şu veya bu KİT'in... Buna da şükür yani . Futboluna bayıldığım, siyasi görüşünü açıklayacak kadar "açık", "dürüst" bulduğum, bir gün bile bir takımın teknik direktörü olmadan milli takım teknik direktörü olan Ünal Karaman istermisiniz şimdi çıkıp "O (ben) bir gün bile teknik direktörlük mü yaptı ki, bir teknik direktörü eleştirebiliyor" desin... Bu da "hikaye"nin en "acccaip", en "trajikomik" en de "türkiş" bölümü olur tabi.
Beşiktaş Yönetim Kurulu üyesi ve basketbolunun başı Cem Bilge, CNN Türk'te Pivot'ta "Hiç ilgilenmezdim" dedi, basketbolla. "Şube bana verilinceye kadar. Anlamam da basketboldan". En baştakinin "bir bilen" olması gerekmiyor demek ki. "Bir bazı cevapları bilen" yetiyor da artıyor bile. Böylece karışamıyor, tabii karıştıramıyor da. Eski basketbol coachu Mahmut Uslu, (İnanmayacaksınız, ama Örs bir ara onun yardımcısıydı) ve duayen Yalçın abiyi (Granit) de zor durumda bırakıyor tabii Cem Bilge'nin bu sözleri. Hadi "neresi düzgün ki" deyip Galatasaray'ı ayırabilirim, Yalçın abiyi de kayırabilirim. Ama en az Beşiktaş kadar kadrosu olan Fenerbahçe'nin bu durumu Uslu'nun organizasyonda bozukluklar olduğunu gösteriyor. Uslu'ya ve Granit'e de Pivot her pazar açık deyip Cem Bilge ile bağlayalım.
Beşiktaş'ta işler ters gitseydi, Cem Bilge'ye kim bilir neler söylenecekti neler. Düşünmek bile istemiyorum. Ama Beşiktaş çok başarılı bu sene. Bu başarıda en büyük pay da Cem Bilge'nin tabii...
"Onların stadyumunda" Faik Çetiner'in konuklarından biri de eski MNK Başkanı Ahmet Güvener'di. "Şimdiki" meraklı ya her yere bağlanmaya, "onların stadyumu"na da bağlandı tabii. Canlı yayın bu, riskli de fazla "heyecanlılar" için, "foya"lılar için tehlikeli de. Ama eskisi ve yenisinin karşılaştırmamız için de oldukça faydalı oldu. Ahmet Güvener, özlenen bir MHK Başkanı gibiydi. Bir MHK Başkanı gibi de konuştu zaten. Ama Yavuz'un hali içler acısıydı. Allah kimseyi canlı yayında bu duruma düşürmesin. Eveledi, geveledi sonra da eski başkanının karşısında silindi gitti. Galatasaraylıyım diyebildiği için gitmişti Güvener, "erkekçe" davrandığı için kalması gerekiyordu halbuki. Yavuz, hesapta "taraf değil"i oynuyor, üstlerinin taraftarlığına da oynuyor. Ama dikkat etsin yavaş yavaş da bertaraf oluyordu.
Yine bahar geldi. Ve bahar yine "bi acccaip" sallıyor beni. "Damardan"lardan 17'lik (galiba) bir CD yaptırdım "O"ndan aldığım tüyolarla Radyo D'deki bizim Seçkin'e. Eski kasa klasik Range Rover'ım, Range Rover olalı böyle eziyet görmemişti vallahi. Bağırta çağırta söyletiyorum onu bunu. Avaz avaz da söylüyorum. Bazen "O" bana söylüyor, bazen ben "O"na söylüyorum. "O"nsuz ama "O"nla gibi, ben ama "biz" gibi oraya buraya gazlayıp "ben"le, "o"nla "biz"le, "bahar"dan kaçmaya çalışıyorum.
Türk futbolunu yönetenler
Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy
MHK Başkanı Bülent Yavuz
Milli Takım Teknik Direktörü (son maç) Ünal Karaman.
Milli takım teknik direktör yardımcısı (son maç)
Mehmet Kulaksızoğlu.
Türk futbolunu dört ulusal kanalda her hafta yorumlayanlar.
Atv: Aziz Üstel, Ömer Çavuşoğlu, İhsan Kalkavan
Kanal D: Osman Tanburacı, Kazım Kanat, Engin Verel
Show TV: Erman Toroğlu
Star: Ahmet Çakar, Turgay Şeren, Ziya Şengül,
Adnan Aybaba, Reha Muhtar (bazen)
Telefondaki sohbet aniden nasıl olduysa oldu Pivot'a kadar geldi. "Nasıl"ını Pivot'ta anlatırız. "ız" çünkü, Hıncal Uluç ve Ünal Özüak bu pazar 15.10'da CNN Türk'e, bana geliyorlar. Hıncal Uluç ilk defa basketbol konuşacak. Ve canlı yayın sevmeyen Hıncal Uluç, uzun zamandan beri belki de ilk defa bir canlı yayında olacak. İlk sorum hazır bile. "Herşeyden anlıyorsun Hıncal abi, basketboldan da mı anlıyorsun?" Ne kadar anladığını da Pazar günün öğreneceğiz zaten. Evet, "biz"li Pivot'u kaçırmayın sakın.
Az kaldı, bu sene mutlaka olacak. Bir sahne ve bir "ben". "Talk show" değil. "One man show" da değil. "One kişilik tiyatro" da değil. One'lı filan, one'lı falan birşey de değil. One ben bişey işte. Son sevgilim benden ayrıldığında ancak yüzde 20'mi tanıyordu benim. Ya da o kadarını bile tanımıyordu. "O" bile bence o kadarımı tanıyor. Bir yüzde 20'mi daha göstermemin zamanı geldi galiba. Evet az kaldı. Bir "ilk" olacak. Ve de çok şaşıracaksınız.
SERİ İLANLAR
Cuma'ları ise Milliyet'teyiz (Başka şubemiz yoktur.)
İmza: Köyün Delisi
SPOR
BASKIYI SEVERİM
At yarışları
Avrupa Ligleri
Ülker sürpriz yaptı: 79-76
İkinci Lig Puan Durumu
Mehmet'in gecesi
İlk derbi Aslan'ın: 3-0
Prso'ya güvenoyu!
1 Nisan şakası!
Çok güzel oldu!
Dev güç birliği
Scolari kapıyı açtı!
Milliyet sporda hep lider
Haftanın hakemleri
Haber turu...
Benimkisi de bir T.D hikayesi
Devir teslim
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010