Marsilya' ya Fenerbahçe darbesi

23 Kasım 2012

Marsilya' nın gruptan çıkabilme iddiasını son maça taşıyabilmesi için sahasında Fenerbahçe ile ya berabere kalması, ya da galip gelmesi gerekiyordu. Bu ciddiyetle maça başlayan Marsilya, maç boyunca müthiş bir baskı kurmasına rağmen sahayı boynu bükük terk etti ve Avrupa Ligi' ne veda etti.

Fenerbahçe ilk Marsilya maçında 80 dakika sergilediği oyun disiplini ve konsantrasyonu, bu maçta 90 dakikaya çıkardı. Fenerbahçe takımı son 5 maçında olduğu gibi bu maçta da hücumda hiç bir varlık gösteremedi. Hatta Fenerbahçe takımının rakip yarı sahada kaldığı toplam süre 7-8 dakikayı geçmedi, ancak Fenerbahçe bir şeyi doğru yaptı; takım savunması. Gerçekten de son 5-6 maçtır, Fenerbahçe takım savunmasını çok iyi yapıyor. Oyuna iyi konsantre oluyor ve genellikle oyun içinde zar zor bulduğu 2-3 pozisyondan bir tanesini iyi değerlendirmek suretiyle 3 puanları kapıyor.

Fenerbahçe' nin müthiş takım savunmasının nedenlerine baktığımızda, en önemli sebebin Meireles ve Mehmet Topal' ın performansları olduğunu görüyoruz. Bu ikili sert ve mücadeleci futbolları ile rakibe orta sahada iyi baskı kuruyorlar. Rakip atakları iyi kesiyorlar. Maç boyu önemli mesafeler kat ediyorlar ve Fenerbahçe' nin

Yazının Devamı

12' ye 10 çift kale

17 Kasım 2012

Bugün hem Fenerbahçe, hem de hakem Fırat Aydınus açısından talihsiz bir karşılaşma oldu. Önce Caner' e gösterdiği kırmızı kart, sonrasında verdiği penaltı ile Aydınus, uzun bir süre konuşulacak gibi gözüküyor.

Maç sonunda başta Aykut Kocaman olmak üzere, tüm Fenerbahçe camiasının büyük tepkisini çeken hakem Aydınus' un verdiği bu iki kritik karara baktığımızda, hatalı olduğunu görüyoruz. Önce 20-30 metreden, tribünlerdeki o gürültüye rağmen Caner' in kendisine küfür ettiğini düşünerek maçın henüz üçte biri tamamlanmadan Caner' e gösterdiği kart, sonra ise ilk yarının uzatma dakikalarında verdiği penaltı. Her iki kararında da hakemin hatalı olduğunu düşünüyorum. Özellikle penaltı pozisyonunda, Hasan Ali' nin bir zamanlama hatası olsa da, temas olduğunda rakibin topun kontrolünü zaten 1 saniye öncesinde kaybetmiş olduğunu görüyoruz. Rakip oyuncunun ayağına doğrudan bir darbe gelmiş değil. Hasan Ali boşa hamle yapıyor, ancak rakip oyuncunun ivmelenmesi ile saliseler içinde küçük çaplı bir temas sağlanıyor. Top zaten oyuncudan çıkmış gitmiş. Kesinlikle penaltı olduğunu düşünmüyorum.

Maçın teknik analizine gelince, iki ayrı Fenerbahçe izledik. İlk yarıda 11 kişiyken bile adeta

Yazının Devamı

Limassol maçı ölçü değil

8 Kasım 2012

Fenerbahçe, kendi sahasında seyircisi ile hasret giderdiği karşılaşmada, Limassol' u 2-0 yenerek, grupta puanını 10' a yüksellti. Fenerbahçe, önümüzdeki iki zorlu maçtan birisini kazanması, ya da ikisinde birden berabere kalması halinde gruptan 1. olarak çıkacak. Bu aslında önemli bir başarı.

Futbol olarak tıpkı son 5-6 maçta olduğu gibi, iyi oyundan ziyade sonuca ulaşmak isteyen bir Fenerbahçe izledik. Meireles ve Yobo' nun takıma dönmesi Fenerbahçe' nin kapasitesine önemli katkı sağladı. Gerçekten de Mehmet Topal, Meireles ve Yobo gibi iyi futbolcular ile Fenerbahçe daha diri, daha ne yaptığını bilen bir ekip hüvviyetine bürünüyor.

Aykut Kocaman süreki zor dönemden geçtiklerine vurgu yaparak iyi futbol beklenmemesi yönünde açıklamalar yapıyor. Sonuç almaya dönük bir futbol sergileyeceklerini her defasında vurguluyor. Gerçekten de Fenerbahçe iyi futbol oynuyor demek mümkün değil. Ancak kötü oynarken de kazanmayı başarıyor. Bu da diğer önemli bir başarı.

Öte yandan, Fenerbahçe' nin Akhisar ve Limassol maçları gelecek için asla ölçü olamaz. Her iki takım da son derece alt düzey takımlar ve kapasiteleri oldukça sınırlı. Bu maçlarda sonuca dönük futbol ile 3 ' er puan

Yazının Devamı

Her maç final

3 Kasım 2012

Akhisar Belediyespor ligin bütçesi en düşük, kadrosu da en mütevazi takımı. Bütçeleri belki de Fenerbahçe yedek kulübesinde oturan 2- 3 futbolcunun değeri kadar. Ancak sahaya baktığımızda, futbol olarak takımlar arasında bu farkı göremedik.

Bunun en büyük nedeni, Akhisar' ın lige tutunmaya çalışırken, çalışkan teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu yönetiminde "takım" olabilmeyi başarabilmesi, ancak Fenerbahçe'nin Aykut Kocaman yönetiminde, "takım olabilmekte" zorluk çekiyor olmasıdır.

Fenerbahçe 3 puanı yine çok zorlanarak ve son dakikalara kadar kalesinde gol tehlikeleri yaşayarak alabildi. Fenerbahçe, takım olarak üretken, organize ve istekli olmamasına rağmen, rakibinin futbol kapasitesinin düşüklüğü nedeniyle sahadan galip ayrılabildi. Akhisar Belediyespor, akıllı bir taktikle, gücünü bilerek ve kontrollü bir futbol sergilemesine rağmen, yetenek kısıtları nedeniyle sonuca etki edecek hücum aksiyonlarını gerçekleştiremedi. Aslında her iki takım da öncelikle sadece savunma yapmaya odaklandığından, hücum yönünden zayıf bir karşılaşma izlemek durumunda kaldık.

Fenerbahçe' deki kötü futbolun belki de en büyük nedeni, hoca üzerindeki baskılar. Aykut Kocaman için artık her maç

Yazının Devamı

Fenerbahçe' deki gerçek sorun ne?

1 Kasım 2012

Fenerbahçe' nin dönemsel olarak yaşadığı sportif başarısızlıkların arkasında yönetim, hoca ve futbolculardan çok daha etkili bir faktör olduğuna inanıyorum. Evet, yönetimin hatalı hoca seçimleri oldu, hatalı transfer politikaları izlendi, kaliteli kadrolar korunamadı, kendilerine çok umut bağlanan bazı futbolculardan verim alınamadı, sahip olunan büyük bütçelerin hakkı verilemedi, altyapıdan futbolcu çıkartılamadı, hocaların hataları oldu, vesaire. Ancak tüm bunlardan daha etkili olan ve bu sezon da etkisini şiddetle hissettiren en büyük sorun bence "takım olamamak".

Fenerbahçe' nin son 10 yılda tribünlerde ve camia genelinde sağlamayı başardığı "bütünleşme ve tek yürek olabilmeyi" sahada bir türlü başaramadığını görüyoruz. Takım olmak demek, sadece sahada organize olmak, iyi paslaşmak, takım olarak iyi performans sergilemek demek değil. Takım olmak, belki bunlardan çok birbirini saha dışında sevmek, birbiri ile iyi anlaşmak, birbiri ile saha dışında vakit geçirmek ve dostluk demek.

Bir takım, ne kadar "takım olabilmişse" veya ne kadar yüksek bir "takımdaşlık" seviyesine sahipse, başarı şansı o kadar artıyor. Örnek mi? İşte 1997-2000 arası Galatasaray, 2007 yılındaki

Yazının Devamı

Fenerbahçe dik durdu

20 Ekim 2012

Fenerbahçe bu kadar eksikle Bursaspor gibi önemli bir rakipten, Bursa gibi zor bir deplasmanda 1 puan almayı başardı. Fenerbahçe' de bu eksikler olmasa dahi bu maç yine de zor bir maç olacaktı.

Bursaspor oyun karakteri, sistemi ve disiplini olan bir ekip. Ertuğrul Sağlam üzerinden gelen istikrar takıma ayrı bir güven veriyor. Bursaspor kendi sahasında rakipleri geri doğru iten, baskılayan, sahayı iyi kullanan, bol pozisyon bulan bir ekip. Fenerbahçe' ye de maç boyu baskı kurmayı başardılar. Oyunun 15- 20 dakikası hariç oyunun kontrolünü hep ellerinde tuttular. 7-8 oyuncu 9000 metre ve üzerinde koştu. Özellikle ikinci yarıda önemli pozisyonlar buldular. Defansif kurgusunu oturtamamış, birbirine alışkın olmayan FB defans dörtlüsünü oldukça zorladılar ama gol pozisyonlarını değerlendiremediler. Son vuruşlarda ve paslarda becerikli değillerdi.

Fenerbahçe bu maçta son 2 maçta olduğu gibi yine takım olarak mücadele etti. Özellikle Caner, Selçuk ve Kuyt maç boyu çok koştular. Egemen ve Bekir gayretli bir görüntü içindeydiler. Hasan Ali ve Serdar Kesimal ise gerek pozisyon almada, gerekse kademelerde çok başarılı değildiler. İleri bindirme de yapamadılar. Her ikisi de defansif

Yazının Devamı

Alex' in onurlu mücadelesi

9 Ekim 2012

Dün Alex' in basın toplantısını izledim. Basın toplantısı sırasında iki şey hissettim. Birincisi Türk spor tarihinin "en adam gibi adamlarından" bir tanesini kaybediyor olmanın verdiği büyük acı, diğeri de Fenerbahçe Başkanı ve Teknik Direktörünün düştüğü durumdan dolayı hissettiğim derin üzüntü oldu.

Genellikle olaylara tek taraflı bakma eğilimim yoktur, ancak Alex' in belirttiği bazı noktalar var ki, kendisine şüphesiz, sorgusuz, sualsiz inanıyorum. Gerçekten de Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman hakkında anlattığı olaylar ve düşüncelerinin doğruluğuna inanıyorum. Çünkü sadece Alex' in açıklamalarından yola çıkmıyorum. Son 3- 4 yıl içinde bu camiada bu ikili yüzünden yaşanan somut ve olumsuz olayları baz alıyorum. Alex olayı sadece bu görüşlerimi doğrulamış oldu. Bu ikilinin Fenerbahçe' ye faydadan çok zarar verdiklerini Alex ile yaşanan problemlerden çok öncesinde dile getiriyordum.

Aziz Yıldırım' ın kulübü tek adam olarak, hesap vermeden ve adeta kendi malı gibi yönetmesi yeni bir konu değil. Yönetime danışmadan anlık tepkilerle hoca ve futbolcu kovması, teknik direktörlere müdahale etmesi, transfer konusundaki müthiş hatalı ve savurgan tercihleri ve taraftarı ticari ürün

Yazının Devamı

Fenerbahçe krizden çıkıyor, Beşiktaş krize giriyor!

8 Ekim 2012

Mönchengladbach maçı sonrası yazımda Beşiktaş 'ın oyun yapısı ve karakteristiği olarak Mönchengladbach' dan çok farklı olmadığını, Fenerbahçe' nin benzer bir mücadeleyi Kadıköy' de sergilemesi halinde bu maçtan 3 puan çıkartabileceğini yazmıştım. Tam da beklediğim gibi oldu ve Fenerbahçe, "sadece mücade ederek", fazla pozisyona girmeden, organize ataklar geliştirmeden, "sadece girdiği pozisyonları değerlendirerek" aynen Mönchengladbach maçı gibi farklı bir skorla 3 puanı aldı.

Bu maç iki açıdan önem taşıyordu. Birincisi Aykut Kocaman' ın Alex olayları sonrası kredi kazanması. İkincisi, Fenerbahçe camiasının normalleşme sürecine girmesi. 1 hafta içinde alınan iki farklı galibiyet ve 6 puan, Fenerbahçe' yi normalleşme sürecine sokarken, Aykut Kocaman' ın da en az 3-4 haftalık kredi kazanmasını sağladı. Hocanın maç sonu açıklamasında "24 saat rahat uyuyabileceğiz" demesi bu kredi durumunu en iyi şekilde özetliyor. Ancak hocanın açıklaması şu açıdan önemli; kendisi de farkında ki, taraftarların Alex baskısı bir gecede sona erecek değil. En az birkaç hafta Alex, Demokles kılıcı gibi hocanın tepesinde olacaktır. Bu durum, hoca üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Üst üste alınacak

Yazının Devamı